Bu hükümet iş başına geldiğinde ortalık yangın yeri gibiydi. Bu kara tablo defalarca yazıldı-çizildi, zaten çoğumuzun hafızasında hâlâ bütün ürkütücü haliyle duruyor, tekrar etmeme gerek yok. Hükümet, bu durumun üstesinden gelmek için bazı projeler geliştirdi, ama birileri habire engelledi. 2/B Projesi, 10 bin başarılı yoksul öğrencinin okutulması, bürokrasi tayinleri vs... Şimdi de YÖK gerginliği... Birazcık halkın arasına çıkacak biri, hükümete büyük bir halk teveccühünün bulunduğunu ve bunun arttığını görecektir. Yapılacaklara engel olmaya çalışan bazı üniversite hocalarına duyulan öfkeyi de... Millet iradesini hazmedemeyenlerin tavrı anlaşılır gibi değil. Artık bu konulara noktayı koyup, gerçek gündeme dönmemiz lâzım. Ülkemizin kan kaybedecek mecali kalmadı. Jeostratejik ve jeopolitik konumumuz itibariyle boşa harcanacak bir dakikamız bile bulunmamaktadır. Yanıbaşımızdaki Irak'ın ne denli kan banyosuna çevrildiği ve bunun bizim için oluşturacağı tehlikeler unutulmamalı. Devletin kurduğu, devletçe kontrol edilen, müfredat programları devletçe tespit edilen bazı okullardan bu kadar korkulmasını ve bunların dışlanmasını anlayamıyorum. Üniversitelere sınavla girildiğine göre, bu sınavlardan yüksek puan alan gençlerimize yeni engeller çıkarmak adaletle ve eşitlik ilkesiyle bağdaşır mı? Yeterli puanı alan gençlerimizin doktor, mühendis olmaları nasıl engellenebilir? Muhalefet partimizin, halkın değerlerine bu kadar ters düşmesi, meslek liselilere karşı bu kadar katı olması da akıl ve mantıkla izah edilemez. Mevcut hükümetin icraatlarını sorgulamak herkesin hakkıdır, ama bu; Türkiye'ye kötülük yapılacak seviyeye getirilmemelidir. Değerlerimizin erozyona uğradığı bu ortamda dini ve milli hassasiyeti olan eğitim kurumları bu kadar dışlanmamalı, hatta teşvik edilmelidir... Necdet Akman-İSTANBUL Çalışmamızın mükâfatı bu mu? Sağlık Bakanlığı'na; Bizler, Sağlık Bakanlığı'nın açtığı Sözleşmeli Sağlık Personeli Sınavı'na girmiş ve yüksek puan almış (en az 73 almış), ama herhangi bir kadroya yerleştirilemeyen sağlık memurlarıyız. Yanlış tercihten dolayı yerleştirilmediğimiz söylendi. Yeterli puanı alanları yerleştiremeyenler niçin bu sınavı yaptılar? Bizler bu sınava bir yıl çalıştık, çalışmamızın mükafatı bu mu? Yeterince emek vermeyip, istenen puanları tutturamayanlar şu an çalışıyorlar. Bizler ise aylak aylak geziyoruz. Emeğimizin karşılığını alamamanın şaşkınlığı içindeyiz. 22 bin sözleşmeli kadrosu vermişlerdi, 15 binini atadılar. Kalan 7 bin kadroya ne zaman atama yapılacak? Sözleşmeli Sağlık Personeli Sınavı mağdurları Adaletsizliğe son verilsin! Ankara Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü'ne; Biz, Ankara Üniversitesi Kastamonu Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Destekli Muhasebe Bölümü öğrencileriyiz. Okulumuzdaki dersler dönemlik olup, bir dönem içerisinde her dersten bir vize ve bir final olmaktayız. Ayrıca bazı derslerin uygulama sınavları olup, bunlar baraj sınavlar niteliğindedir. Baraj sınavlarından başarısız olanlar direkt olarak sınıfta kalmakta, telafisi mümkün olmamaktadır. Bu durum, birçok başarılı öğrencinin mezuniyetini etkilemektedir. Üniversitemize bağlı birçok fakülte ve yüksek okulda bütünleme hakkı da bulunmasına rağmen, bu hakkın bize tanınmaması, okullararası adaletsizliğe yolaçmaktadır. Önceki yıllarda 4 dersten başarısız olanlara yaz dönemi sınavı açılması sistemi vardı, bu yıl kaldırıldı; sadece tek dersi olanlara bu hak verilmektedir. Mağduriyetimizin giderilmesi için, ders sayısı ile sınırlandırılmaksızın yaz dönemi sınavlarına tabi tutulmamızı istiyoruz. Halim Mıkçı, Murat Akça (Sınıf Temsilcisi ve Yardımcısı)-KASTAMONU