Birçok vatandaş sudan bahanelerle oyalanmakta, çok basit işler gereksiz bürokratik engellemelerle sürüncemede bırakılmakta ve insanlarımız maddi olarak da büyük zararlara uğratılmaktadır. Bağ-Kur emeklileri de bu tür bürokratik işlemlerle mağdur edilmektedirler. "Son günlerde Bağ-Kur, sağlık karnelerinin yenilenmesi talebiyle başvuran emeklilerden, Sosyal Güvenlik Destekleme Primi (SGDP) formu vememiş olanların bu formu onaylatıp getirmelerini istemektedir. Esnaf Odalarından alınan bu formda; Vergi Dairesi, Esnaf Odası ve Esnaf ve Sicil Memurluğuna ait olmak üzere üç onay yeri bulunmaktadır. Yeni emekli olanların en çok düştükleri hatalardan biri, özellikle ilçelerde ikamet edenlerin, Vergi Dairesi ve Esnaf Odasındaki kaydını sildirdikten sonra, bağlı bulundukları ildeki Esnaf ve Sicil Memurluğundan kayıtlarını sildirmeyi unutmalarıdır. Oysa, Bağ-Kur mevzuatı gereği, gerek emeklilikte gerek emeklilikten sonra formda yer alan bu üç kurumdan en son ilişik kesme tarihli olanı esas almaktadır. Bugünlerde emekli olanların ticari faaliyetlerini sürdürüp sürdürmediklerini tespit etmek amacıyla istenen SGDP formunda Esnaf ve Sicil Memurluğu'ndaki kaydının silinmemiş olduğunu, yeni farkedip sildirenler ticari faaliyetlerini bu tarihe kadar sürdürmüş kabul edilmektedir. Bunlar, emeklilikten sonra hiç çalışmadıkları halde emeklilikten bu yana ödemeleri gereken SGDP tutarı bilgisayarda hesaplanıp borç miktarı ve aylık kesintinin ne olacağı kendilerine bildirilmektedir. Bu durumda Bağ-Kur, mevzuat gereği kendini haklı görebilir, ama bu durum hukuken ve kamu vicdanı açısından kabul edilebilir mi? Burada mağduriyetin boyutları yüksektir. Aylık üçyüz milyon civarında bir maaşla kıt kanaat geçinmeye çalışan insanlardan iki üç milyar civarındaki bir tutar aylık seksen milyon civarında kesintilerle geri döndürülecektir. Diğer yandan insanların ticari faaliyetlerini sonlandırırken vilayete gitmek zorunda olmaları (hem de bilgisayar çağında) acaba AB normlarına ne ölçüde uygundur? Burada Esnaf ve Sanatkar Sicil Memurluğundaki kaydın devam ediyor olmasının kişiye hiçbir yararı bulunmamakta, aksine içinde bulunulan durumdaki gibi zarar vermiş olmaktadır. Esnaf Odaları ile Esnaf ve Sicil Memurluğunun arasında bir koordinasyon sağlanmalı ve Oda kaydını sildirenler, vilayete gitmeye gerek kalınmadan Esnaf ve Sicil Memurluğundan da kaydını sildirebilmelidir. Beş altı yıl önce vergi yükümlülüğü sona ermiş emeklilerin, Bağ-Kur nezdinde adeta "kutsal" bir kurum haline getirilmiş ve belki de AB sürecinde tamamen hayatımızdan çıkacak olan Esnaf ve Sanatkar Sicil Memurluğu karşısında bir kıymeti harbiyesinin bulunmaması da dramatik bir durumdur. Birçok vatandaşın mağdur olmasına yolaçan bu uygulamaya derhal son verilmelidir..." Neden paramızı çöpe atıyoruz? Ülkemizde her yıl büyük miktarda paralar çöple birlikte çöpe atılmakta. Nasıl mı? Bütün çöpler karışık olarak aynı yerde biriktirilmekte ve sonra da bunlar toptan imha edilmekte... Neden kağıtlar çöpe atılıyor? Kağıtlar ayrı bir yerde toplansa daha iyi olmaz mı? Kağıtları çöpe atıyoruz, sonra da kağıt üretmek için ağaçları kesiyoruz! Avrupa Birliği'nin bizden istediği bir kriter olarak da artık çöplerimizi ayrıştırarak atalım, milli serveti heba etmeyelim. Böylece toplanan çöpler değerlendirilir, ülke ekonomisine katkıda bulunulur. Kağıtları çöpe atanları gördükçe çok üzülüyorum. Neden paramızı çöpe atıyoruz? Yağmur Çalışkan