Adapazarı'ndan bizi arayan okuyucumuz Nazım Ersoy, bir seyahat esnasında annesinin başından geçenleri anlatarak, turizm firmasının duyarsızlığı hakkında şikayette bulundu: Okuyucumuz Nazım Ersoy, Annesi Nurten Ersoy'un, kardeşi Ayhan'la birlikte 3 Eylül 2002 Salı günü, Bursa'dan saat 16.00'da kalkan ASYA TUR'a ait 41 E 7077 plakalı yolcu otobüsüne, Yalova Çiftlikköy Belediyesi önünden bindiğini söyleyerek; otobüse binerken muavine 5 adet valiz teslim ettiklerini, valizleri bagaja yerleştiren muavinin kendilerine herhangi bir bagaj fişi vermediğini söyledi. Adapazarı'na geldiklerinde annesi ve kardeşinin otobüsten indikleri zaman muavinin kendilerine 5 adet yerine 4 adet valiz verdiğini, içerisinde, diyabet hastası olan annesinin tıbbi cihazları başta olmak üzere, 1 adet Pierre Cardin erkek saati ve Cristian Dior marka bayan saati de bulunan küçük valizin kaybolduğunu; otobüse binerken kendilerine herhangi bir bagaj fişi vermeyen otobüs görevlisinin, valizin akıbeti sorulduğunda kendilerinden ısrarla bagaj fişi istediğini belirten okuyucumuz, "bu durumu ASYA TUR'un yetkililerine aktardık; yetkililer, bagaj fişi olmaması sebebiyle yapabilecekleri herhangi bir şey olmadığını, sadece 100 milyon lira tutarında bir ödeme yapabileceklerini söylediler." dedi. Kaybolan çantanın içerisinde bulunan eşyaların ortalama 5-6 milyar lira değerinde olduğunu, buna rağmen maddi değeri bir yana manevi değeri olan saatlerin kendileri için çok önemli olduğunu belirten Nazım Ersoy, bu konunun hem seyahat edenlere örnek teşkil etmesi bakımından, hem de bu mağduriyet karşısında çaresiz kaldıklarından yakınarak, ne yapabileceklerini sordu. Fatura ibrazı istiyoruz Biz de önce ASYA TUR'dan Halkla İlişkiler Sorumlusu Funda Keleş'i aradık. Durumu Genel Müdür Yardımcısı Erhan Oğuz'a aktardı. Asya Tur Genel Müdür Yardımcısı Erhan Oğuz hassasiyet gösterip kısa sürede bizi arayarak, konuyla ilgili bilgi sahibi olduklarını, şirket yönetim kurulunda konunun görüşüldüğünü, olaydan sonra söz konusu otobüsün şoför ve muavininin şirketle ilişkilerinin kesildiğini, yolcuların kaybolan valizlerine ait bagaj fişi olmadığından yapabilecekleri fazla bir şey olmadığını, bagaj fişi olması durumunda, yolcuların kaybolan eşyalarına ait faturaların da ibraz edilmesi halinde, bedelin tamamının ödenebileceğini söyledi. "Zaman zaman vuku bulan, herkesin başına gelebilecek bu tür olayların önüne nasıl geçilir, meydana geldiği zaman mağdur yolcuların mağduriyetleri nasıl düzeltilir?" sorusuna bir cevap bulmak gerekir. Yolcuların biraz ihmali olduğu muhakkak olsa da, bagaj fişi verip vermemek konusunda en meşhur seyahat acentelerimizin bile ne derece duyarlı davrandıkları tartışmaya açık bir konu. En değerli eşyamızın kendisine veya bedeline kavuşmanın tek şartı sadece bir bagaj fişi mi acaba? Bu haliyle kâr eder mi? TCDD Yolları yetkililerine; 18.09.2002 tarihinde Konya'dan İstanbul'a gelen Meram Ekspresi ile yolculuk yaptım. Tren yolculuğu rahat ve güzel; fakat, trenler bakımsız ve pislik içinde. Restoranında bir ailenin yemek yemesi ise imkansız. Çünkü buranın bir meyhaneden hiçbir farkı yok. 20.09.2002 tarihli Türkiye Gazetesi'nde, o kurumun Genel Müdür Yardımcısı Orhan Beyin, Demir Yolları'nın zarar ettiğini belirten haberini okuyunca, bir vatandaş olarak bu hali yazayım dedim... > Serdar Ayan - İSTANBUL Esnafın hiç mi isteği yok? Esnaf Odaları'na; Son günlerde görüyor ve basından takip ediyoruz. Memur, işçi, emekli kesiminin temsilcileri, seçim ortamı yakalanmışken sürekli Hükümet'ten birşeyler almaya çalışıyor. Tatmin edici olmasa da belli bir başarı sağlıyorlar. Fakat esnaf odalarında böyle bir çaba yok. Sanki esnaf rahat, güllük gülistanlık içinde yaşıyor da kimsenin kılı bile kıpırdamıyor. Halbuki vergisini dahi ödeyemeyen esnaf, vergiler konusunda bile hacizle karşı karşıya, bankalar esnafa kredi vermiyor (Halkbankası da dahil). Vermemek için bin türlü zorluk ve belge istiyorlar. Bağ-Kur'a, SSK'ya borcunun bulunmaması ve Bağ-Kur kaydı gibi... Esnafın krizden sonra zorlandığı kesin konuların bunlar olduğu bilindiği halde, bunları ödeyebilen esnaf zaten niye kredi istesin ki? Neden işyerindeki ve evindeki eşyalarını haczettirsin ki?.. Bence artık devlet, esnafın da rahatlayacağı birşeyler yapmalı. Tabii ki sıkıntısı katlanarak artan küçük esnaftan bahsediyorum. Esnaf odalarının da bu konuda görevini yapması, belki de tarihinde ilk olabilecek bazı istekleri küçük esnaf için kabul ettirmesi, maddi gücü küçük ama oy gücü büyük bu kesimin de vergisini ödeyebilecek duruma getirilmesini sağlama yolunda adımlar atması gerekmektedir. > Küçük bir esnaf