Barışın gelmesi, vatan evlatlarının ölmemesi için neden görüşülmesin?

A -
A +

Hükümetimiz, 30 yıldan beri, belalardan başımızı kaldıramayalım diye, başımıza belirli odaklar tarafından bize musallat edilmiş terör belasının çözümü için ciddi adımlar atıyor, bazı görüşmeler yapılıyor. Bazı çevreler bu durumu fırsat bilerek, AK Parti'yi yıpratmak için ne gerekiyorsa yapıyor. Bunun emperyalistlerin bir oyunu olduğunu söylüyor. Ben böyle düşünmüyorum. Devlet bir meseleyi çözmek adına, ilgililerle masada barışın şartlarını konuşabilmelidir diye düşünmekteyim. Dünya üzerinde başka devletlerin başında da böyle terör belaları var. Onlar rahatça masada bir araya gelerek, barışı nasıl sağlarız diye çözüm üretebiliyorlarsa, bizler de masada bir araya gelerek, barışı kendi aramızda konuşabilmeliyiz. Emperyal devletlerin de, başlarındaki böyle belalarda, gizli servislerini kullanarak, terör örgütleriyle, medyadan uzak beldelerde, bir araya gelerek, barışa ulaşabilmek için görüşmeler yapmışlar, bunu ajanslara düşen haberlerden öğrendik. Amerika, baş belası olarak gördüğü terör örgütlerinin başlarıyla, gözlerden uzak beldelerde bir araya gelip görüşmüş.. İngiltere'nin de böyle yaptığı sır değil. İsrail de böyle gördüğü Hamas Liderleriyle bazı dönemler bir araya gelerek, barışı konuşmuş... Emperyal devletler böyle davrandıklarında bir şey olmuyor da, bizim hükümetimizin, başımızdaki böyle bir belanın defi için çaba sarf etmesini gereksiz ve aynı zamanda zararlı olarak değerlendirmek olsa olsa ancak art niyetliliktir. Samimiyetle açıklanacak bir durum değildir. Ülkemizin İstihbaratı, Askerî İstihbaratı ve Polisi bu işi çözüme kavuşturmak için bir araya gelmişler, artık kan akmasın, bugüne kadar yeterince kan döküldü, bundan böyle barış olsun diye çırpınmaktalar; bu harikulade olay. Bunun, bazı kardeşlerimiz tarafından vatan hainliği olarak değerlendirilmesi, pek de izan ve insafla açıklanabilir bir durum değildir.. Zaten şu da bir gerçektir ki, PKK belasının çözümü için, kim ne derse desin, PKK'nın başı rolündeki Abdullah Öcalan'la konuşmadan netice almak imkânsız gibi. Her ne kadar PKK çok başlı bir yapı arz ediyorsa da, Öcalan'ın PKK içerisinde çok kuvvetli bir yönü var. Masada barışı sağlayabilmek için, mutlak surette Öcalan'la masaya oturulmalıdır. Anlaşılan o ki, Öcalan'sız barış sağlanamaz. Bu konuda eğer konuşulacaksa, o durumda Öcalan'a sağlanacak imkânlar üzerinde durulabilir. Eğer 30 yıldan beri başımızın belası ve hâlihazırda binlerce vatan evladımızın ölmesini durdurmak istiyorsak, o durumda Öcalan'la konuşulması gerektiğini söyleyebilirim. Yeter ki ölümler artık dursun. Kan akmasın. İnsanlarımız, evlatları için gözyaşı dökmesin. Bu durumda PKK ile çözüm masasına oturulmasında bir sakınca yoktur. Yeter ki niyetler halisane olsun. Niyet halis olduktan sonra görüşmeler herkesle yapılabilir. Gelişmiş devletler görüşme yapabiliyorsa, bizler de rahatça görüşme yapabiliriz. Devletimiz büyük devlet olma hakkını kullanmaya çalışmaktadır. Bu durumda kendisinden en ufak bir şey alıp gitmeyecektir!.. Nizamettin Bekar-TRABZON >> Belediyede çalışan mühendis işçiler Bizler, belediyelerde çalışan mühendis işçiler 1600 TL maaş alırken, yanımda aynı işi yapan mühendis arkadaşım memur olduğu için 3500 TL maş alıyor. Soruyorum, hani hak, hani adalet? Bizler, çocuklarımızı en kötü kreşlerde, en kötü okullarda okutarak, ancak geçimimizi sağlayabiliyoruz. Aynı işi yapan, birlikte çalıştığımız meslektaşım her ay benden 1900 TL fazla para alıyor. Gözümüz yok, Allah daha fazlasını nasip etsin. Ama bize haksızlık yapılıyor, boynu bükük kalıyoruz. Aynı iş ama 2 kat fazla maaş... İş yerinde ne huzurumuz kaldı, ne saygınlığımız. Bize yönelen bakışlardan bile aşağılandığımızı hissediyoruz. Bu arada işçiliği de biz seçmedik, mecbur ettiler, "sizlere sözleşmeli memur hakkı yok" dediler... Şimdi soruyorum, her açıdan yıllardır zorluk yaşayan bizlere, hakkı ve adaleti kim getirecek? 12 yıldır, oluşan bu maaş farkıyla, bizler evimizi alırdık. Evi bırakın, çocuklarımızı daha iyi bir ortamda yetiştirirdik. Aynı meslek, aynı iş ama yarısından bile az maaş, olacak iş mi? Tek isteğimiz, bu işle ilgili, herkesin ama herkesin ellerini vicdanlarına koyması ve adalet anlayışıyla, bizlere hak ettiğimiz kadro ve maaşların verilmesi... İsmi mahfuz >> Sistemli çalışmanın verimi Gazete haberlerinden okurdum, sağlıkta çok büyük işler yapıldığını. Eski Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ'ın, hastanelerde devrim niteliğinde iyileştirmeler yapılmasında göstermiş olduğu liderliğini yazdı basın çoğu kere. Ocak ayı içerisinde Antalya Devlet Hastanesi'nde tedavi için yatmış olduğum 6 günde, bunların doğruluğuna yakinen şahit oldum. Özel Hastaneleri aratmayacak şekilde, doktor ve hemşirelerden çok yakın ilgi gördüm ve hastane personelinin samimi davranışlarından çok memnun oldum. Bu vesile ile emeği geçenlere gönülden teşekkür ederim. Diğer kamu kuruluşlarında da, yeniden yapılanmalarla, vatandaşın işini kolaylaştıracak tedbirler alınması dileklerimle... Ali K.-ANTALYA > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.