Bazı İlahiyat Fakülteleri kapatılıyor mu?

Bazı İlahiyat Fakültelerine yeni öğrenci alınmadığı, eski öğrencilerin mezun olmalarıyla bu okulların kapatılacağı yönünde vatandaşlardan çeşitli mesajlar gelmektedir. Bu iddialara göre YÖK, açıkça ilan etmediği, fakat el altında yürüttüğü bir plan dahilinde zamanla birçok İlahiyat Fakültesini kapatmayı düşünüyor. İşte Malatya'da esnaf olduğunu belirten bir vatandaşın yazdıkları: "İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1993 yılında Malatya'nın Darende ilçesinde açılmıştır. Fakülte, 2000 yılına kadar Darende'de faaliyetini sürdürürken, 2000 yılında Malatya'da bulunan üniversite kampusüne taşındı. Gerekçe olarak da fakültenin il merkezinde daha iyi gelişeceği belirtilmişti. O zaman 400 öğrencisi bulunan fakülteye 4 yıldır öğrenci alınmamaktadır. Şu anda sadece son sınıf bulunmakta, yalnızca 18 öğrenci öğrenim görmektedir. Fakültede görevli öğretim elemanı sayısı 30'u bulmaktadır. Bu fakülteye öğrenci alınmamasıyla ilgili ne YÖK, ne de Rektörlükten bir açıklama yapılmamaktadır. Rahmetli Turgut Özal'ın bizzat açılma emrini verdiği İlahiyat Fakültesi, YÖK'ün bu okulu yok etme planının bir sonucu olarak kapatılmak istenmektedir. İlahiyat Fakültesinde okumak isteyen çocuklarımız, bu tavır yüzünden başka illerdeki okullara gitmek zorunda kalıyorlar. Aynı planın Eskişehir ve Van İlahiyat Fakülteleri için de uygulandığı bilinmekte, buralara da öğrenci alınmamaktadır. İlimiz ve ülkemiz için uygun olmadığını düşündüğümüz bu kapatma planına yetkililerin engel olmasını istiyoruz..." Kamu vakıfları kapatılmadı mı? Bilindiği gibi, resmi dairelerin bir kısmına işi düşenler, önce çeşitli adlar altında kurulan vakıf veya derneklere yönlendirilir, buralardan yardım adı altında alınan bağışlardan sonra işleri yapılırdı. Bazı kurum vakıflarının aldığı paralar fahiş bir rakama ulaşmış, kamuoyunda "vatandaştan ikinci bir vergi alındığı" şeklindeki şikayetler ayyuka çıkınca da yetkililer yasal düzenleme ile bu vakıfların en kısa zamanda kapatılacağını belirtmişlerdi. Bu vakıflar kapatıldı mı? Bazı uygulamalara bakılınca, bu vakıfların hâlâ faaliyette olduğu anlaşılıyor. Mesela, Ereğli Nüfus Müdürlüğü'nde, faks parası olarak 2 milyon 500 bin lira, nüfus kağıdını değiştirme için 5 milyon lira, Vatandaşlık Numarası'nı öğrenmek için de ayrı bir tarife olarak belli paralar alınmakta. Vatandaş haklı olarak, kamu kurum ve kuruluşlarının bağış adı altında aldıkları bu paraları nerelere harcadıklarını merak ediyor ve yetkililerden bunun cevabını soruyor. Mesela Emekli Sandığı'nın kulaklarını bir çınlatalım; Ereğli'deki gözlük faturaları ne oldu, nasıl bir işlem yapıldı? Yargıya intikal etti mi? Gecikilmeden bütün kurumlara bağlı dernek ve vakıfların hesapları incelenmeli, devlet daireleri tam olarak şeffaf olmalıdır. Vatandaştan toplanan her kuruşun hesabı verilmeli, vatandaş da bunu sorabilmelidir. Gelişmiş ülke vatandaşları ödedikleri kuruşun bile hesabını sorarken, biz neden sormuyoruz? Ekrem Hortu-KONYA