Belediyeler vatandaşa en yakın hizmet organizasyonlarıdır. Başkanlar bizzat vatandaş tarafından seçilmiş, halkın içinde olan ve bir süre sonra yine vatandaşın itimadına ihtiyaç duyan kişilerdir. Yapılan düzenlemelerle, belediye gelirleri de iyileştirilmiş bulunmaktadır. Zaten, başta İstanbul olmak üzere, birçok yerde okulların bakımını, onarımını belediyelerin yaptığı biliniyor. Yakıt gibi ihtiyaçlarının da birçok yerde belediyelerce karşılandığı bir gerçek. Hatta derslikler, spor tesisleri, laboratuarlar da yapılıyor. Zaten düşünülen mahalli idareler reformu tam olarak gerçekleşseydi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin zaman içinde belediyelere devredilmesi de olabilecekti. Yine bazılarının endişeleriyle, bu adımlar atılamadı. Ama eğitim ve sağlığa bu kurumların daha çok el atması gerekmektedir. Hele sağlık için, Yalçın Çetin'in yazdıklarına katılmamak mümkün mü? "Hükümet sağlıkla ilgili önemli adımlar attı. Ama bu da problemi çözemedi, hatta bazı konularda yeni sıkıntılar doğdu. Hükümetin bunun için adımlar atmasını beklerken, acaba başka kurumların da bu alana el atması gerekmez mi? Mesela Belediyeler de bazı şeyler yapamazlar mı? İstanbul'daki bir ilçe belediyesinin ortalama 100 trilyon lira (100 milyon YTL) bütçesi olduğu düşünülürse, bu bütçeden sağlığa da pay ayrılması gerekmez mi? Kaldırım taşlarını sık sık değiştirme yerine, insan sağlığına da yatırım yapmak gerekmez mi? Bu alandaki sorumluluğun Sağlık Bakanlığı'na yüklenmesi belediyeleri mazur göstermeye yeter mi? Şehrin yönetimi emanet edilmiş bir belediye bu sorumluluktan kaçamaz, kaçmamalı. Hatta bazı belediyeler bu alanda küçümsenmeyecek adımlar atmışlar bile. Mesela Bakırköy Belediyesi elini taşın altına soktu, Bakırköylülere verilen Bakkart ile 24 saat acil sağlık hizmeti sunuluyor ve bunun için vatandaşın cebinden para çıkmıyor. İlçenin 7-8 mahallesinde kurulan Sağlık Merkezlerinde de ücret alınmadan sağlık hizmeti sunuluyor. Birçok şey için kaynak bulabilen belediyeler, bu en önemli mesele olan sağlık için de elbette kaynak ayırabilir. Festivallar, havai fişekler için harcanan kaynakların bu alana ayrılması daha doğru olmaz mı? Kaldı ki, bazı tesisler için sponsor firmalar da bulunabilir." Birileri ne kadar endişelenseler de, su tabii mecrasını buluyor galiba... >>> Adalet Bakanlığı'ndan açıklama Gazetenizin "Serbest Kürsü" köşesinde, "Bu adaletsizliği bitirin" başlığı altında yayımlanan okur mektubunda, ceza infaz kurumu katipleri ile zabıt katipleri arasındaki adalet hizmetlleri tazminatı oranından kaynaklanan maaş farkına ilişkin bazı açıklamaların bulunduğu anlaşıldığından, aşağıdaki açıklamayı yapmak gerekli görülmüştür. Okur mektubunda bahsedildiği gibi, 1-4 derece kadrolara atanmış olanlar %100 oranında Adalet Hizmetleri Tazminatından yararlanmaktadır. Ancak 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listeye göre, kanuni olarak 4 ve daha yukarı derecelerde ceza infaz kurumu katibi kadrosu bulunmadığından, 5. derece kadroda görev yapıp, 1-4 derecelerden aylık alanlar 58 puan üzerinden Adalet Hizmetleri Tazminatından faydalanmaktadırlar. Bu nedenle, 5. derece kadroda görev yapan kazanılmış hak aylıklarını 1-4 derecelerden alan ceza infaz kurumu katiplerinin %100 oranında Adalet Hizmetleri Tazminatından yararlanmalarına imkan bulunmamaktadır. > Ahmet Çelik (Hakim, Bakan a., Genel Müdür V.) ****** Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00