Bilim adamı bu kadar kolay mı harcanır?

A -
A +

Bilimde geri olduğumuz, üniversitelerimizin dünya ölçeğinde sıraya giremediği sır değil. Bir süre önce, bu konudaki sıralama basına yansımış, yokluğumuza hep beraber hayıflanmıştık. Neden hak ettiğimiz yeri alamıyoruz? İnsanlarımızın zeki, çalışkan, başarılı oldukları, gittikleri dünyaca ünlü üniversitelerde gösterdikleri başarılardan anlaşılıyor. Asıl mesele, üniversitelerimizin yapılanmaları. Doktor Araştırma Görevlileri'nin gönderdikleri bu bilgiler bile yeterli sebepleri gösteriyor: "Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde, değişik fakülte dekanlarınca, 77 Doktor Araştırma Görevlisi'ne, hiçbir gerekçe gösterilmeden, 'Rektör beyin talimatı' denilerek, sözleşmelerinin uzatılmayacağı belirtilmiş; bilahare Diş Hekimliği Fakültesi'nden Ayda Kayıpmaz ve Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü'nden Hanife Saraçoğlu isimli Dr. Araştırma görevlilerinin işlerine son verilmiştir. Oysa, sözleşme sıralamasına göre başlatılan bu uygulama, araştırma görevlilerinin atamalarının yapıldığı 33/a maddesine aykırı bir durum oluşturmaktadır. İstediği kişiyi göreve atamak, istemediğini görevden almak rektörlerin iki dudağı arasında olup; hukuk, yasalar ve mevzuat hiçe sayılmaktadır. Doktorasını bitirmiş olmalarına rağmen, yardımcı doçentlik atamaları yapılmadığı gibi, araştırma görevlisi kadrosundan da çıkarılma ile yüz yüze kalan bu akademisyenlerin işine son verilerek yerlerine yenilerinin alınması mı düşünülmektedir? Türkiye yetişmiş insan kaynaklarını harcayarak, yerlerine sıfırdan yetiştirilmek üzere yenilerini oluşturacak kadar zengin bir ülke midir? Hangi ülke bu şekilde bir ilerleme kat edebilir? Yasalar herkesi bağlar. Hukuk herkes için geçerlidir. Bilimsel yeterlilik açısından hiçbir problemi olmayan, aralarında doçentlik unvanını hak etmiş insanların da bulunduğu bu akademisyenler, bu tür bir muameleyi hak etmiyor. Bin bir meşakkatle buralara gelen, ailelerine dahi zaman ayıramayan bizler, bu onur kırıcı ve mağduriyetimize yol açan uygulamadan tarifi imkansız boyutta zarar görmekteyiz. Şurası çok iyi bilinmelidir ki, üniversiteler şahısların malı değil, toplumun ortak değerleridir. Bu ülke insanından toplanan vergilerle ayakta durmaktadır. Üniversiteler milletimizin gözbebeğidir." Keyfi, haksız uygulamalar bitmeden üniversitelerimizin bir yere gelmesini bekleyemeyiz. Bizi yanıltsalar da, dünya bilim çevreleri bunlara kanmaz ve bilimsel sıralamada izlerini bile bulundurmaz... Verilen haklar geri alındı Sayın Başbakan'ın dikkatine; Bizler özelleştirmeden dolayı başka kurumlara tayin edilen Sümer Holding A.Ş. Sözleşmeli Memur Personelleriyiz. 2004 yılı başında tayinlerimiz başladı, ben Van SSK İl Müdürlüğü emrine tayin edildim. Kurumumuz, almakta olduğumuz maaş ve primlerimizi belirten Maaş Nakil Formu düzenleyerek bizleri uğurladı. Ama geldiğimizden itibaren yaklaşık bir yıllık süreye ait (165.483.221.-TL x 12=1.985.579.865 TL geriye dönük tahsilat, aynı miktarda da maaşım eksiltildi; bir ayda 330.00 YTL kaybım oluyor. Halbuki Özelleştirme Yasasının ilgili maddesine göre hiçbir kaybımızın olmaması gerekiyor. Biz atanırken, ödenen ikramiye niteliğinde bir maaş tutarında primin maaşımızdan kesilmesi istenmektedir. Halbuki biz emekli maaşı ile geçinemeyiz diye emekli olmadık ve tayinleri kabullendik. Bu durumda kandırılmış olduk. "Bakın sizi iyi maaşla gönderiyoruz, mağdur olmadınız" dediler. Ama şimdi bizimle ilgilenmiyorlar, verilen hakları geri alıyorlar. Lütfen bizleri adliye koridorlarına göndermeyin, devleti zarara uğratmayın ve iş kaybına sebep olmayın. Adalet sonuçta bizi haklı bulacaktır. Mağduriyetimizi bir an önce siz giderin... Mehmet Aktaşçı, Şaban Bayram, Serpil Tuğrul, M.Şerif Tapan, Mustafa Alkan, Y.İzzeddin Kürekçi, Ahmet Eryıldıran, Mehmet Görgülü, Mahmut Gönen, Mehmet Kulay, Mehmet Uçar ve Haydar İnan - VAN Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.