Başbakanımızın danışmanı Ömer Dinçer, bir kitabının ilk baskısında Prof. Dr. Tamer Koçel'in kitabından yaptığı alıntıların birine kaynak göstermeyi unutmuş ama fark edilen yanlışlık sonraki baskılarda düzeltilmiş. Bu düzeltmeye rağmen, Ömer Dinçer'in Profesörlük unvanı alınıyor. Ama doktora tezi tamamen çalıntı olan biri eski rektör iki profesöre bu akademik hırsızlığa rağmen sadece birkaç ay hak mahrumiyeti verilip geçiştiriliyor. Aslında onu da vermeyecekler ama kanuna göre bir intihalden soruşturma geçirip ceza alana, aynı konudan aynı delillerle dava açılamıyor, yani verdikleri göstermelik cezalarla aslında bu şahısları koruma altına almış oluyorlar. Şimdi bu adalet mi? Bir Hocamız birilerinin bilim dışı bir isteğini yerine getirmiyor. Hocamız doçentliğe başvuruyor ve belirlenen jürilerden biri belki de aldığı direktifle hocamızın bir makalesini "makulü aşan alıntı" suçlaması gerekçesi ile Üniversiteler Arası Kurula sevk ediyor (ÜAK). ÜAK'ın eski başkanının devrinde toplanan komisyon hocamıza 3 yıl hak mahrumiyeti veriyor. Hocamız idari mahkemeye başvuruyor, belirlenen bilirkişilerden birinin sözü çok ilginç; "ceza haksız ama ceza veren hocamın sözünü ezemem", işte ülkemizdeki akademik camianın ahvalinin bir kısmı. Bir hocamız doçentliğe başvuruyor, kendisine bir jüri belirleniyor. Ama belirlenen jüride hiçbir akademisyenin hocamız kadar yayını yok. Jüri başkanı hoca hazırladığı 4 sayfalık soruları aralıksız sormaya başlıyor. Bu işlem 3. kâğıdın sonuna kadar böyle devam ediyor. O noktada hocamız sorulan bir soruyu bilemiyor. Ve jüri başkanı hemen o konuyla ilgili birbirine benzer soruları ardı ardına sıralıyor. Hocamız jüriden oy birliği ile kalıyor. Daha sonra ikinci kez sözlüye gidiyor ama bu sefer bazı telefonlar açılıyor bazı hocalar bazı aracılar tarafından ağırlanıyor ve hocamız kısa bir süre önce oy birliği ile kaldığı jüriden bu sefer oy birliği ile geçiyor. Bu kadar süre içinde ne değişti peki yıllarca çalışıp yurtdışında doktora yapan bir aday hiçbir şey bilmemekle seviyesi tesbit edilirken sadece 4-5 ay sonra bu sefer oybirliği ile her şeyi biliyor deniyor. Bu ve benzeri doçentlik hikâyeleri maalesef çok fazla. O zaman akademisyenlerimiz yayın yaparak yükselmek yerine sistemin gerektirdiği gibi adam ayarlayarak ve bazılarına yaranarak yükselmek yolunu seçiyor, olan bizim ülkemizin bilimsel geleceğine oluyor. Ancak şimdi bir umudum var, yeni YÖK Başkanı umarım en kısa zamanda bu subjektif sözlü sınavlarını kaldıracak ve gerçekten bilimselliği temel alan objektif bir değerlendirme kriterinin yolunu açarak, vatanseverliğini ortaya koyacaktır. Kemal Kurtul >> Bu dersin ismi değişemez mi? Milli Eğitim Bakanlığı'na; İslamiyet, birçok ilmi bünyesinde toplayan büyük bir sistemdir. Okullarımızda verilen dersin isminin "Din Dersi" veya "Din Kültürü" olması, İslamiyet'i daraltmak, küçültmek şeklinde anlaşılabilir. Sanki diğer birçok ilim din dışıymış, İslamiyet bunları içine almamış gibi algılanabilir. Bu dersin ismi değiştirilemez mi, mesela "İlmihal Bilgisi" gibi bir isim verilse daha doğru olmaz mı? Daha küçücük çocuklarımızın dimağında, diğer ilimlerin dindışı olacağı şeklinde bir algının oluşturulması ihtimali bile çok tehlikeli olur. Mahmut Özercan - BURHANİYE >> Mermerde krizi, Arap talebiyle atlatabiliriz > Mermer ocağı sahibi firmalar alternatif pazarlarla ayakta kalma çabası içine girdi. Mermer firmaları Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan gibi Körfez ülkeleriyle daha çok blok mermer alımı yapan Çin ve Hindistan pazarlarına yöneldi. Kriz ortamında düzenlenen Marble Fuarı`nın ilk iki gününde bir çok firma umut veren bağlantılar gerçekleştirdi. Fuarda bir firmanın tek bağlantıyla 80 konteynerlik mal sattığına şahit oldum. Arap ülkelerine yönelik büyük bağlantılar var. Bu ülkelere malı daha değerli sattığımız için, kriz ortamında firmalara büyük faydaları oldu. Firmaların çoğu geleneksel pazarlardaki durgunluğu, krizden daha az etkilenen pazarlara satış yaparak aşmaya çabalıyor. Bu süreci özellikle kendi ocağı olan ve malını zamanında teslim edebilen firmaların ayakta atlatacağını düşünüyoruz. Arslan Erdinç (Ege Maden İhr. Bir. Bşk.)