Bir gün içine mi sığdırılır anne-baba, evlat sevgisi?

A -
A +

Bir yetimin-öksüzün evine giderken, çocuklarınıza "beni orada öpmeyeceksin, bana orada anne-baba demeyeceksin, bana orada sarılmayacaksın" diye aklınıza geldi mi tembih etmek? Aklınıza geldi mi orada çocuklarınıza sarılmamak, öpmemek, anneciğim-babacığım dememek? Bu günlerde çocukları olmayanların, tüp bebek peşinde koşanların, parasızlıktan-çaresizlikten birşey yapamayanların gözlerinin derinliğine, kalplerine inebildiniz mi hiç? Evlenemeyenlerin, siz çocuğunuzu severken, bakışlarındaki gizemi çözebildiniz mi hiç? Böyle günlerde, bayramlarda babasını-annesini hiç görmemiş, ufak yaşta kaybetmiş, minik bir şehit yavrusunun ağzından "Babam veya annem kime benziyordu?" cümlesini duydunuz mu hiç? Böyle günlerde; yoksulluktan hediye alamayan bir çocuğun, arkadaşının hediyesine nasıl baktığını; engelli bir çocuğun arkadaşları ile anne-babasına hediye alıp giderken ki halini gördünüz mü hiç? Evladına küsmüş, anne-babasına kırılmış kişilere rastladınız mı, ellerinde çiçeklerlye evlat ziyaretine giden bir anne-babaya rastladınız mı? Gurbette miydiniz, evlatlarınızın, anne-babalarınızın mezar ziyaretine gittiniz mi hiç böyle günlerde? Böyle günlerde benim hissettiklerimi siz de hissediyor musunuz? Bir ebeveyn için evlat herşeydir. Evlat için de anne-baba çok şeydir, ama değerini bilene! Anne-baba-evlat sevgisinin ifadesi sadece "gözyaşı" ile yazıldığından okunamaz, belki de görülemez bile. Su üstüne yazı yazsan kalır mı, havaya yazsan okunur mu? Anne-baba ve evlat özleminin ateşi hiç sönmeden, hep yanar durur. Yaş kaç olursa olsun, bu ateş sönmez. Herkes için de bu böyle. Aslında Anneler-Babalar Gününde bir sevinç değil, gizli bir hüzün, acılar, büyük dramlar yaşıyoruz. Yetimlere-öksüzlere fırtınalar, depremler, kabuslar yaşatıyoruz. Gözyaşlarında saklı olduğu için göremiyoruz çoğu zaman. Vurdumduymaz hareketlerimizle yaraları kaşıyor, tırnaklıyor, tekrar tekrar kanatıyoruz. Kendi kendime hep sordum; acaba bu mudur insanlık, çağdaşlaşma, uygarlık diye... Bir gün içine mi sığdırılır anne-baba, evlat sevgisi... Sevgiler samimi olmalı, gösterişsiz olmalı benim dünyamda. Belli günler ile sınırlı kalmamalı. Ellerimizdeki çiçeklerin, gözyaşları ile dolu bir vazoda, iki gün sonra yapraklarını dökeceğini göremiyoruz... > Selman Dinçel (Veteriner Hekim) - MANİSA > Kamu kampları derhal özelleştirilsin Sayıları 400'ü aşkın ve 200 binin üzerinde yatak kapasitesine sahip olan kamu kamplarının, ülkemiz ekonomisine ve turizmimize kazandırılması için "acil" olarak özelleştirilmesi gerekmektedir. Türkiye'mizin en güzel tatil beldelerini kaplayan bu kamu kamplarında, halen günlüğü 8-10 Milyon TL karşılığı, (konaklama+sabah kahvaltısı+öğle yemeği+akşam yemeği) servis verilmektedir. Bu "şanslı kişiler" bizim ödediğimiz vergilerle tatil yapmaktadırlar. Yapılan kaba hesaplara göre, Türkiye'deki bu tesislerin "toprak değerleri toplamı" 30 milyar doları geçmektedir. Kamu kampları derhal özelleştirilmeli. Kimse "bu vatanın bir karış toprağı satılamaz!" edebiyatı da yapmamalıdır. "Kamu çalışanları n'apsın" istismarı da yapılmamalı. Çünkü 3-5 milyon kamu çalışanından ziyade, çok önemli zat 'ın faydalandığı bu tesislerin satışı ile, tüm kamu çalışanlarına tatil paraları her sene seyahat acentelerinde kullanılmak üzere "tatil çeki" olarak peşin verilebilir. > Cem Polatoğlu Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.