Bir Ermeni gazeteci öldürüldüğünde çok kolay bir şekilde Ermeni olabilmek, buna karşılık bir yerlerde öldürülen binlerce Türk için bir defa Türk olamamak... Dedelerimize Ruslarla iş birliği yaparak zulmeden, dahası kadın, erkek, yaşlı, çocuk ayırımı yapmadan senelerdir birlikte yaşadıkları Türkleri türlü işkencelerle hunharca katleden Ermenilerden (neyin özrüyse) özür dilemek... Hep kendini beğenmek, kendisi gibi düşünmeyenleri cahillikle suçlamak. Ülkede ne zaman istikrarlı bir gidişat başlasa, ortaya olmadık fikirler ve beyanatlar atarak kafaları karıştırmak, ya da kargaşa çıkarmak. İnsanların inanç ve fikirlerini alaya almak. İnsanları sürekli karamsarlığa itecek fikir ve düşüncelerini alenen yaymağa çalışmak. Her zaman, her yapılan icraatın hep kötü yanlarını göstermeye çalışarak, kendi beceriksizliklerinin faturasını birilerinin üzerine yıkmaya çalışmak. Ülkeyi kaosa sürüklemek için sürekli fitne kazanı kaynatmak. Gecelerini gündüzlerine katarak, rahat yüzü görmeden İslam ahlakını ve adaletini yeryüzündeki bütün insanlara ulaştırma gayreti içerisinde ömür tüketip, insanlığa insan olmayı ve insan gibi yaşamayı öğreten ecdadıyla alay etmek, beğenmemek ve onlara sövmek. İşini gücünü bırakıp, ninesinin, annesinin ve kız kardeşinin baş örtüsüyle uğraşmak. İnsanları dış görünüşleri ile yargılamak. Ülkede yaşayan binlerce yoksul aileyi hiç düşünmeden, eğlence yerlerinde tabak kırmak. Bilim adına hiçbir şey üretmeyip, sürekli laf üretmek. Ülkede binlerce mesele varken bunların halli için fikir üretmek dururken, üzerine vazife olmadığı halde siyasilerle ve siyasetle uğraşmak. Gençliğe ne verebilirim düşüncesinden uzak, hep cebindeki paranın hesabını yapmak. Bunu hak edip etmediğini bile hiç düşünmemek. Medeniyeti şarap kadehlerinin dibinde aramak. Çalışkan ve dürüst insanları enayilikle suçlayarak onları aşağılamak. Yılbaşı diyerek bir hiç uğruna milyonlarca çam fidanını katletmek ve çılgınca eğlenerek israfın doruk noktasında milli serveti çöpe atmak. Basamak olarak kullandığı omuzlarda yükseldiğini unutup, onları küçümsemek ve tepeden bakmak.... Yılmaz Garip >> Engelli memurun emekliliği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 4. maddesinden yararlanarak, erken emekli olmak için müracaatta bulunan doğuştan veya sonradan engelli olan memurlardan, vergi indiriminden yararlanıyor olsa bile yeniden rapor almalarının istendiğini öğrendim. Bu durumda bu yeni düzenlemeden yararlanmak imkansız gibi gözükmektedir. Çünkü 2006 yılında yürürlüğe giren özürlülük ölçütü yönetmeliğinde oranlar değiştirilmiştir. Maliye Bakanlığı Merkez Sağlık Kurulunca uygun görülmesi sonucu, en az %40 rapor oranı ile vergi indiriminden yararlanan memurun raporunun, Emekli Sandığı Sağlık Kurulunca bu oranın altında görülmesiyle erken emekli olamayacak, ancak vergi indiriminden yararlanmaya devam edecektir. Nitekim bu yönde sonuçların da ortaya çıktığı, engelli memur arkadaşların yakınmala-rından anlaşılmaktadır. Ayrıca, Geçici 4. maddede sakat kontenjanından işe girenler için ayrı bir açıklama yok, bu uygulamanın onlar için de geçerli olama ihtimali bile var. Bu husustaki yorum ve değerlendirmelere acilen ihtiyaç duymaktayız. Firdevs Yaren >> Laboratuvarlar batırılıyor Her ay birkaç laboratuvar sessizce kapanıyor ya da iflas ederek borçlarla, hacizlerle ortadan siliniyor. Uzmanlar, laboratuvar teknisyenleri ve diğer çalışanlar işsizliğe sürükleniyor. Maalesef bu gelişmelerdeki en büyük pay, bu alanda çalışan insanların kötü yönetici olmalarına, hatalarına ya da tembelliğine ait değil. "Paket Fiyat"ı nasıl olsa alacağını düşünen kuruluşlar, ayrıca gider oluşturmamak için, olabildiğince laboratu-var testi istememeye çalışmaktadırlar. Gerekli olan durumlarda bile, hastalar laboratuvar testi yaptırılmadan gönderil-meye çalışılmaktadırlar. Laboratuvar test birim fiyatları (BUT, SUT) maliyetin çok altında belirlenmiş durumdadır. Paket Fiyat yanlışından dönmek zorundayız. Biz, yatan hastalara uygulanan paketlere karşı değiliz. Ancak, ayaktan teşhis ve tedavideki paketleri gözden geçirmek durumundayız. Asıl gereksiz ilaç tüketimine sınırlama gereklidir. Doç. Dr. Paşa Göktaş BİZE DAİR Daha iyi bir Türkiye için; okuyucularımızın da fikirlerine ihtiyacımız var... Gazetemizde görüp eleştirdiğiniz, beğenip övdüğünüz, düşünüp bize yol göstereceğini umduğunuz her şeyi paylaşın; behcet.fakihoglu@tg.com.tr Tel: (0212) 454 38 22 / Faks: (0212) 454 31 00 Adres: Türkiye Gazetesi-Yenibosna/İST.