Bir yıl dönümünün hatırlattıkları...

A -
A +

28Şubat, yakın geçmişimize damgasını vuran ve bazı etkileri hâlâ devam eden bir sürecin başlangıç günü. 28 Şubat günü bazı kararlar alındı, sonra da bu kararlara dayanılarak, ülkeyi batırma noktasına getirecek adımlar atıldı. Bazı kurtarıcı olma heveslileri, bazı basiretsizler ve bunlardan siyasi ve ekonomik çıkar elde etmek isteyen başkaları... Kötü gidişe dur denecekti, ekonomi rayına oturtulacaktı, rejime yönelen tehditlere son verilecekti... 2. Abdülhamid Han'ı tahtından indirip, koca imparatorluğu parçalama sürecini başlatanlar, Menderes'i ve iki bakanını idam ettirenler de kendilerine göre gerekçeler bulmuştu... Ama olmayacak işler yapıldı; şirketler bile renklere ayrıldı, binlerce firmanın batmasına sebeb olundu, yüzbinler işsiz bırakıldı. Gençlerin hayalleri yıkıldı, eğitimlerine engel olundu. Binlerce vatanperver kamu görevlisi bazı hayali vehimlerle fişlendi, bir kısmı işinden atıldı. İç barış zedelendi, ülkenin çimentosu olan kesimler küstürüldü. Ülke, tarihinin en büyük ekonomik ve siyasi bunalımını yaşadı, rekor seviyede ekonomik küçülme görüldü. servetler üçte bire indi. Herkes parasını dövize çevirme yoluna gitti, vatandaş başka ülkelere kaçmak için vize kuyruklarına yığıldı. Uyanık bir kesim ise bu krizden ekonomik ve siyasi rant elde etti. Kurtarıcıların(!) bir kısmı da şirketlerin ve bankaların yönetim kurulları üyeliklerine kapağı attı... Dışarıdan kurtarıcılar geldi, tarihte görülmemiş faiz yükleriyle dış kredi alındı, memur maaşları bu alınan paralarla ödenmeye çalışıldı. Bütün bunların bedelini, görülmemiş oranlarda vergileri ödeyerek, iş yerini kapatarak, işsiz kalarak, cinnet geçirerek, aile faciaları yaşayarak bu millet ödedi. İlk seçimde de, bu işten siyasi rant elde edenleri tarihin çöplüğüne atarak yine bu millet cezalandırdı. Ama sorumluluğu bulunan bürokratlar, gazeteciler ve payı bulunan bazı iş adamları hâlâ hesap vermedi. Bu millete bir daha bu tür kara günleri yaşatmamak için, 'herkesin yaptığının hesabını vermesi" gerekmez mi? > Bu gidişe dur denmeli! Ülkemizin kanayan yarası haline gelen kapkaç ve hırsızlık olayları günden güne artıyor. Uyuşturucuya başlama yaşı çok düşmüş ve gittikçe yayılıyor. Fakirlik, işsizlik, cehalet ve manevi değerlerimizden uzaklaşmanın getirdiği bu ve benzeri kötülükler habire artıyor... Çocuklarımız vakitlerini, tek amaçları para kazanmak olan internet cafelerde geçiriyor... Artık bu gidişe dur demek lazım. İnternet kafelerden başlayarak, çocuklarımızın iyi şeyler öğrenmesine çalışılmalı. Ülke çapında sahipsiz, başıboş çocuğumuz kalmamalı. Her çocuğun, her insanın başarılı olabileceği bir yönü vardır. İnsanlarımızın bu yetenekleri keşfedilerek, çeşitli kurslarla beslenmeli, çocuklarımız iyi yetiştirilmeli, suç ve suçluların pençesinden kurtarılmalıdır. Cezalar caydırıcı olmalı, suçlular ellerini-kollarını sallayarak ortalıkta dolaşmamalıdır. Suç işleyenler mutlaka karşılığını bulmalıdır. Fakirliğin ve bu sebeple artan suçların önlenmesi için, büyük şehirlerimize olan göçlerin de mutlaka kontrol altına alınması gerekmektedir. Vatandaşın, bulunduğu yerlerde geçinebilmesi için yeni politikalar ve ekonomik tedbirler gerekmektedir. Vatandaşa iş imkânı sağlayan tesislerin belli bölgelerimizde toplanmaması için yeni tedbirler alınmalı, vatandaşın bulunduğu yerlerde de iş imkânı sağlanmalıdır... > Hüseyin Aksu > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.