Biraz daha dürüst olamazlar mı?

A -
A +

Politikacılar meydana çıkınca, eski hastalıkları nüksetti. Vaadler sınır tanımadığı gibi, yakın zamanda olmuş bazı olayları da çarpıtarak, vatandaşın hafızasıyla adeta dalga geçiyorlar... En büyük çarpıtma da Cumhurbaşkanlığı seçim süreci esnasında yaşananlarla ilgili. AK Parti'nin 360'tan fazla milletvekiliyle Cumhurbaşkanı'nı seçememesi gibi bir beceriksizlikten söz ediliyor. Sizce de bu bilgi eksik değil mi? Mesela o süreçte yaşanan bazı sıradışı olaylar, tertipler de olmadı mı? Ülkeyi yönetme iddiasında bulunan bu siyasi parti liderleri de bizzat o tertiplerin içinde değil miydi? Edirne'deki vatandaş da bunu böyle biliyor, Hakkari'deki de. Artık Türkiye değişti, iletişim araçları çok gelişti. Olan her şeyi vatandaşlarımız takip edebiliyor. Alışkın oldukları eski metodlarıyla olayları çarpıtmaya, vatandaşı yanıltmaya kalkışmaları en çok bu liderlere zarar verir. Vatandaş o süreci bütün teferruatıyla biliyor, kimin neler söylediğini, kimlerin ne tavırlar aldığını hatırlıyor... Hafızamız zayıf ama bu kadar kısa süre içinde olanları unutmamızı beklemeleri de hepimize haksızlık olur. Daha dürüst olmayı deneseler, mesela kendi yaptıklarını dürüstçe anlatıp, gerekçelerini de ortaya koysalar daha inandırıcı olmazlar mı? Vatandaş, kendisini yanıltmaya çalıştığını bildiği kişilere, yarınını nasıl emanet etsin? Seçimi kazanacaklar için acil kaynak paketi 1-Kamu sektöründe, kamu işçilerine ve bazı memurlara verilen ikramiyeler bir daha düşünülmeli. Kamu kurumları 70 milyon adına iş yapıyor ve kâr etmiyor. Bu tür ödemeler, adalet gereği ya bütün çalışanlara verilmeli, ya da kimseye verilmemeli. 300 milyar dolar borcu bulunan bir ülke savurganlık yapamaz. 2-Eşit işe eşit ücret ilkesinden taviz verilmemelidir. Bir kamu kurumunda çalışan bir mühendis 1,3 milyar maaş alırken, aynı tahsile sahip, aynı işi yapan, fakat başka bir kurumda çalışan mühendise 4 milyar maaş verilmesi izah edilemez... 3-Döner sermaye payları adaletli olmalı. 4-Kamudaki tüm taşıtlar satılmalı, ihtiyaçlar kiralama yoluyla giderilmeli. 5-İşlevini yitirmiş kuruluşlar kaldırılmalı. 6-Kamuya ait sosyal tesislerin işletilmesi özel sektöre devredilmeli. 7-Tüm inşaat yapma yetkisi tek elde bulundurulmalı. 8-Tüm hastaneler Sağlık Bakanlığı'na, bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanarak, kaynak israfı ve kargaşa önlenmeli. 9-Yurtdışındaki görevli sayısı ve maaşları azaltılmalı; Başbakan'ın 7 milyar aldığı memlekette bazı memurlar 14 milyar alamaz. Bu tedbirler sayesinde yılda 10 katrilyonluk kaynak israfı önlenecektir. > Ahmet Hüdaverdi > Çocuklarım aynı okula gitsin Milli Eğitim Bakanlığı'na; Birinci çocuğum Bağcılar'da, evimizin yakınında bulunan bir ilköğretim okuluna gitmektedir. Geçen sene, sokağımızdan ilk kayıt yapanlar, evimize biraz ters istikamette bulunan başka bir okula kayıt yaptırdılar (internet üzerinden). Kızım dördüncü sınıfa gidiyor, kısmetse bu sene diğer kızım da okula başlayacak. Evimize ters istikamette bulunan okula giderse, biri sabahçı, diğeri öğlenci olursa hangi birisine yetişebilirim? Şimdiden bu yüzden strese girdim. Lütfen bu gibi durumlarda anlayış gösterin, benim durumumda olanların çocukları aynı okula gitsin. Bizi rahatlatacak bir açıklamada bulunun... > M. Kaya - İSTANBUL > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.