İki yıl önce büyük iddialarla Devlet Memurluk Sınavı (DMS) yapıldı. Yüzbinlerce kişi, kurslara aylarca devam ederek hazırlandı ve büyük ümitlerle bu sınava girdi. Ardından 400 bin kişinin istenen puanı tutturduğu ve bir plan dahilinde ilgili işlere yerleştirileceği belirtildi. İşsiz gençler sevinmişti, iltimas olmayacaktı, haksızlıklar bitecekti, sadece hakeden işe girebilecekti... Şayiaların tamamı tarihe gömülecekti... Ardından Daimi İşçi Sınavı aynı gerekçelerle ve aynı mantıkla yapıldı. Bu sınava da yizbinler girdi, ümitler tazelendi. DMS'ına girenler bir de DİS'na girdi, şanslarını pekiştirdiler... Ama aradan iki yıla yakın zaman geçti. İşe yerleştirilenlerin sayısı cüzi bir rakamda kaldı. Üstelik bu hakkın kaybedilmesine de az bir zaman var... Peki bu süre zarfında kamu kurum ve kuruluşlarına eleman alınmadı mı? Alınmaz olur mu? Ama eş-dost-ahbap-yandaş için buna da bir formül bulunmuştu. İşe yine yüklü sayıda kişinin girdiği iddia ediliyor, hak sahiplerinin ruhu bile duymadan... Koskoca bir fiyasko, büyük bir hayal kırıklığı... Yüzbinlerin iki yıllık bekleyişi, ümidi boşa mı gidiyor? Yapılan planların hepsi boş mu çıktı? Bundan sonrası ne olacak? Yetkili biri bir açıklama yapsa artık!... 'Feryadımızı duyun' Her gün yurdun değişik köşelerinden arayan bu gençler, yaralarına merhem olacak bir yetkili arıyorlar. Vaadlerde bulunup sonra suskunluğa bürünmek herkesi kahrediyor. İşte bir kısım "DMSzede" ve "DİSzede"nin feryatları: İsminin verilmesini istemeyen bir okuyucum; "Biz bu memleketin evladı değil miyiz?" diye soruyor ve devam ediyor: "Bir buçuk yıl önce büyük umutlarla yeni bir uygulama başlatıldı. Artık eleman alımlarında iltimas, adam kayırma devri kapanacaktı. Herkes bilgisine, tahsiline, becerisine göre işe yerleşecekti. Gençler bu sınavlar için aylarca çalıştı, epey paralar harcandı. Beklenen sınav yapıldı. 70 puan'ın üzerinde puan alanların bir kısmı işe yerleşti. Ama 300 bin kişi hâlâ bekletilmektedir. Hakkımızın bitmesine az kaldı. Kazandığımız sınav boşa mı gidecek, bir açıklama yapılmayacak mı? Ekonomi bozuksa, ülkeyi bu hale biz gençler mi getirdik? Torpil yok, deniyordu. Torpille tepeden inme memurlar atanıyor. Bunca vatan evladına yazık değil mi?" Samsun'dan yazan M. T. de kendilerine dürüstça davranılmadığını belirterek, yetkililerin verdikleri sözleri tutmadıklarını, bu sayede mağduriyete uğradıklarını ilave ediyor ve soruyor; "Biz imtihanı kazandığımız halde, el altında işe alınmalar nasıl oluyor, neden bizim haklarımız yerine getirilmedi, biz kazananların durumu ne olacak?" Bolulu boşta gezen gençlerin de derdi aynı; "Memur sınavı dediler, biz üniversite mezunları, lise mezunları olarak girdik. İşçi sınavı dediler, ona da girdik. Bir kısmımız ikisini, bazılarımız da birini kazandık. Bir de sınav ücretlerini peşin aldılar, ama iki yıldır beklemekteyiz. Yetkililer bir açıklama yapsa da bizi bu beklentiden kurtarsa..." DMS hakkımızı öldürmeyin İzmir'den yazan Osman Atay da mağduriyetlerini ve hayal kırıklıklarını dile getirmiş. "Binbir ümit ve hayallerle, geleceğimiz için katılmış ve kazanmış olduğumuz sınavın üzerinden 19 ay geçmiş olmasına rağmen, yerleştirilmemiz yapılmadı. Hakkımızın bitmesine 4 ay gibi kısa bir zaman kaldı. Ekonomik krizin, bizlere maledilmesini istemiyoruz. Bu gerekçelerle hakkımızın verilmemesinin adil olmadığına inanıyoruz. Lütfen, sesimizi duyun ve DMS hakkımızı öldürmeyin!" Eskişehir'den yazan "Son Ümit" rumuzlu okuyucumuz, dramını ve yetkililerin ilgisizliğini dile getirmiş. "Daha önce 'ben bir anneyim' rumuzuyla 'bir haykırış' başlığıyla bir yazı göndermiştim. Bu yazımda DMS'yi iyi bir puanla kazandığıma rağmen yerleştirilmediğimi belirtmiş, Devlet Personel Başkanlığı'ndan bir açıklama yapılmasını rica etmiştim. Fakat yazım yayınlanalı bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen, herhangi bir açıklama yapılmadı. Benim durumumda olan yüzlerce genç arkadaşım adına istiyorum; lütfen bir açıklama yapılsın!. Ona göre başımızın çaresine bakalım. İnanın ki çok zor durumdayım, tek ümidimiz bu sınavdı." Umut tacirliği yapılmasın! Zonguldak'tan yazan Davut Sezer, büyük umut ve heyecanla girip kazandıkları sınavın büyük bir hayal kırıklığı oluşturduğunu belirtiyor ve artık kimsenin kendilerini kandırmamasını istiyor. "Ekim ayında yeni bir sınavın olacağı söyleniyor. Hükümet bu işi ticarete dökmesin, umut tacirliği yapılmasın. Kimsenin hayalleriyle oynanmasın. Kazanan adayların hakları saklı tutulsun. Bu konudaki güvenimizi boşa çıkarmasınlar. Sadece askerlik ve vergi için hatırlanmak istemiyoruz. Böyle durumlarda bize destek olunmasını bekliyoruz. Umutla yetkililerin yapacağı, bizi rahatlatıcı bir açıklamalarını bekliyoruz." Osmaniye'den yazan Emine Tufan da bir kuşkusunu dile getirmiş: "DMS'yi yüksek bir puanla kazandım. Ama tayinim bir türlü çıkmadı. Benden düşük puan alan adaylardan işe başlayanlar oldu. Acaba ben İmam Hatip Lisesi mezunu olduğum için mi başlatılmadım? Bu okullar da Milli Eğitime bağlı resmi okullar değil mi? Eğer böyle ise birileri açıklama yapsın!" Yüksekokul mezunları... Amasya'dan yazan, isminin verilmesini istemeyen bir inşaat teknikeri de, tahsilin dezavantaj olup olmadığını merak ediyor. "Ben DMS'ye girdim, DİS'ye girdim. Hepsini kazandım. Ama sanki yüksek okul mezunu alınmıyor gibi bir hisse kapıldım. DMS'de bu kadar kontenjan ayrılır mı? Ben İnşaat Teknikeriyim. Yıllardır bekliyorum. Mademki bizim meslektekilere ihtiyaç yok, o halde alın diplomamı iptal edin. Torpilimiz, dayımız olmadı diye işsiz mi kalalım? 30 yaşıma geliyorum, sonra da memurluk vermeyecekler. Peki siz iş verdiniz de biz yapmadık mı? Kriz çıkınca tamamen belirsizlik içine düştük. Devlet Personel Başkanlığı bir açıklama yapsın artık!" Akşehir'den yazan Murat Abit de Meslek Yüksekokulu Mezunlarına haksızlık yapıldığını belirtiyor. "Bizler DİS'yi kazanan Meslek Yüksek Okulu mezunlarıyız. İnternette www.iskur.gov.tr adresine bakarsanız, alınan işçilerin ya lise, ya da 4 yıllık üniversite mezunları olduğunu görürsünüz. Bizim okulları bitirenlere hiç mi ihtiyaç yok? Sorduğumuz yetkililer de bir açıklama yapmadı. Mesela elektrik kurumlarına alınan işçiler ya meslek ya da teknik lise elektrik mezunlarıdır. Biz bu liseleri bitirip iki yıl daha okumakla hata mı ettik? Biz 17 bin Meslek Yüksekokulu Mezunu ne yapacağız?" Trabzon'dan yazan Turan Kerez de, herkesi bundan sonra açılacak sınavlara girmemeye davet ediyor. "DMS sınavını kazananların hepsini işe alacaklarını söylemişlerdi, fakat gelişen ekonomik krizden dolayı memur almayacaklarını söylediler. Aldığımız duyumlara göre hükümet tekrar memurluk sınavı yapacakmış, bu tamamen DMS'ye girenleri hiçe saymaktır. Benim gibi DMS'yi kazananlar, kazansalar işe alınmayacaklar. Bu tamamen hükümetin yıkılmış ekonomisine para toplama politikasına döndü. Benim gibi, bütün arkadaşların bu sınava girmeyerek protesto etmelerini istiyorum." Chat odalarını kötülemek çözüm değil Gazetenizin 11.06.2001 tarihinde yayınlanan Okuyucu Köşesi'ndeki "Chat Odaları Yuva Yıkmaktadır" sözü ilgimi çekti. Kimse kocasını veya eşini chat odalarında tanıştığı bir nick yüzünden aldatmaz, aksine daha da bağımlı olur. Günümüzde kurulan ilişkiler ve sonuçları ortadadır. Çoğu insanın değil eşi, kız arkadaşı dahi, chatte tanıştığı biriyle o kişiyi aldatmaz. Chat'i kötülemekle bir yere varamayız. Ayrıca değil Türkiye'de, dünyada dahi kimsenin gücü chat odalarını kapatmaya yetmez. Chat odaları, dünyanın her yerindedir. Chat odaları kapanacağına, beğenmeyen gelip chat yapmaz, sorun da çözülmüş olur. ¥ V.C.T - ESKİŞEHİR (Dalnet Dünya Chat Odaları 2. Başkanı