Sanayi Bakanı Sayın Ali Coşkun'un dikkatine; Türkiye Şeker Fabrikaları'na şeker pancarı satan çiftçilere birileri kafayı fena taktı. Türk Şeker, pancar çiftçisine kota uygular. 2002-2003 yılı kampanyasında Allah bol yağmur verdi. Çiftçi, şeker fabrikasına 100 ton pancar teslim edecek iken, 150 ton teslim etmek zorunda kaldı. Çünkü verim çok yüksek çıktı. Türk Şeker, B kotası, C kotası diye sınıflandırma yaptı. B kotası şeker pancarının fiyatı 74 bin lira, C kotasının hali ise meçhul kaldı. Sözleşmeye göre Türk Şeker C kotasının parasını verip vermemekte serbest. Bunu bilen garip Türk köylüsü, "nasıl olsa devlet C kotasının parasını ödemeyecek" düşüncesiyle, fazla şeker pancarının bir kısmını tarlada çürümeye terketti, bir kısmını hayvan yemi olarak sattı... Sonra ilgili kurum 12 Kasım'da C kotası şeker pancarını satın alacağını belirten bir genelge yayınladı. Çiftçi pancar sökümünü tamamladıktan sonra böyle bir karar vermişler... Birileri şeker pancarı çiftçisiyle fena halde oynamakta, ama kim? Sayın Bakanım, Konya Şeker Fabrikası Pankobirlik'in, yani Türk köylüsünün malı; Allah nazardan korusun tıkır tıkır çalışıyor, cin gibi yöneticileri var. Konya çiftçisinin alınteri en iyi şekilde değerlendirilmekte, çiftçinin parası günü gününe ödenmekte. Bu sene Allah rahmet verdi, bol bol pancar üretildi, doldu kaldı. Şimdi Konya Şeker Fabrikası, Ereğli Şeker Fabrikası'na 250 ton pancar vermek istiyor. Ama birileri yine taş koymak peşinde. Birileri, binlerce çiftçinin alınterini SİLO'larda çürütmek istiyor, buna siz müsaade etmeyin! Ne hikmetse KİT'ler hep böyle zarar ettiriliyor, sonra da çığlık atılıyor. Neden trilyonluk kârlar eden fabrikalar satılmak isteniyor? Birileri Pankobirlik'i çökertmek istiyor... > Ekrem Hortu - KONYA Vatandaşa daha rahat ortam sağlanamaz mı? Adalet Bakanlığı'na; Ben Karaman ilinde yaşamaktayım. 7-8 aydır bir davadan dolayı yaklaşık 45 günde bir adliyeye gidip, duruşmalara katılmaktayım. Her adliyeye gidişimde benim ve oradaki insanların çektikleri eziyetleri yazmadan içim rahat etmeyecekti. Üstelik bu durum senelerdir böyle. Aslında bunları düzeltmek çok basit, umarım yetkililer çaresine bakar... Belirteceğim sıkıntılar, Asliye ve Sulh Ceza Mahkemesinin bulunduğu adliye salonundadır... 1. Duruşma davetiye belgelerinde, her defasında duruşma saati olarak "9" verilmektedir. Bu saatin herkese aynı şekilde verildiğini gördüm. Yani insanlar işlerini bırakıp sabah saat 9'dan 12'ye kadar, bazen de öğleden sonraya kadar bekleyerek, gününü duruşma salonunda geçireceğine; daha gerçekçi zaman dilimleri verilerek bu problem çözülemez mi? 2. Sabahın 9'unda çağrılan bu insanlar, sıralarının gelmesini ayakta beklemektedirler. Yaşlısı var, hastası var... Bunlar olmazsa bile, insanlara eziyet çektirmeden bu işleri yapmak mümkün, hatta çok kolay iken, neden bunlar düşünülmüyor? 4-5 saat ayakta bekleyen birisinin çekeceği sırt, bel ağrıları düşünülmüyor mu? Birkaç bank koymak çok mu maliyetli? > İsmi mahfuz - KARAMAN Okulların durumu hiç iyi değil! Milli Eğitim Bakanı'nın dikkatine; Okullar düzeleceğine, gittikçe kötüye gidiyor. Özellikle son yıllarda ipin ucu kaçmış gibi... Tedrisat yerine, kafalar velilerden para toplamaya yönelik çalıştırılıyor. Bütün öğrenciler dersanelere yönlendirilmiş durumda, buna Bakanlığın bir kısım teşkilatı da fiilen katılmakta. Dersanelerle olan ilişkiler, kitap seçimleri ister istemez yetkililerin bazı kişilerle para ilişkisi içinde olduğu kuşkusunu uyandırmakta. Lise ve üniversiteleri yönetenler de aynı durumda, buralarda da eğitim ikinci plana itilmiş. Çocuklarımız okula gidiyor diye seviniyoruz, ama okul idareleri bunları sokağa bırakıyor. Çocuklarımız bu sayede kötü niyyetlilerin tuzağına düşmekte, kötü alışkanlıklar edinilmekte... Yasadışı örgütler de masum yavrularımıza el atmakta, ilerde tedavisi imkansız yaraların açılması sağlanmaktadır. Hiç vakit kaybetmeden bu işe el atın. Müdürlerinizi görün, yetersiz olanları değiştirin. Bu işi kısa sürede bitirin, yavrularımız elden gidiyor... Geleceğimiz, istikbalimiz olan gençlerimizden, yavrularımızdan daha önemli ne olabilir ki.. Bu işte ihmali, art niyyeti görülenler, mevkilerine bakılmaksızın hesaba çekilmelidir. Şarlatanların çığlıklarına pabuç bırakılmamalı, bu en mühim mesele biran önce düzeltilmelidir... > Bir grup veli Neden işlemler bu kadar gecikiyor? Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne; 463505795 numaralı Bağ-Kur'luyum. 26.07 2001 tarihinde, malulen emekli olmak için müracaatta bulundum; ama hâlâ maaş bağlanmadı... Daha ne kadar bekleyeceğim? Lütfen beni bilgilendirin artık! > Abdurrahman Aydınoğlu - İSTANBUL