Biz ne yapalım?

Ben ve benim durumumda olan binlerce insanın çaresizliği, ondan da öte uğradığımız ve hâlâ uğratılmaya çalışıldığımız haksızlıklar silsilesi artık canımıza yetti. 1999 yılından beri MEB'nin öngördüğü sınavlara girip her defasında 70 puanı aşmış yığınlarız. Ve en sonda KMS... Sınav öncesi onca uğraşılarımıza rağmen, hiçbir yetkiliden cevap alamazken, 25.000.000 TL'yi ne zaman yatırdık, şimdi açıklamalar yapılıyor. Sınavdan önce sınavdan alınan puana göre değerlendirme yapılacağını; yapılan son açıklamada ise fakülte önceliğinin aranacağını belirttiler. Peki şimdi soruyoruz, bu sınavlar neden yapıldı, hazineye ek gelir elde etmek için mi? Aynı şartlara tabi tutulduğumuz bir sınavda 85 alan bir "Fen-Ed."lının önceliği 50 alan bir "Eğitim Fakülteli"ye verilecek, üstelik özel yetenek sınavı ile Beden Eğitimi Öğretmeni olmuş bir kişiye de... Bu ülkede hiçbir şey kuralına göre yerine getirilmeyecek mi? Herşeyi kuşatmış olan düzensizlik, öğretmen atamalarında da cirit atıyor. Geçen atama döneminde de aynı sorunlar yaşandı, bu gidişle hep yaşanacak gibi... Aynı şartları taşıyan 75 puanlı aday atanamazken, barajı geçmemiş 64 puanlı aday öğretmen oldu. Bu da yetmiyormuş gibi, 3800 kişi, lisans diplomaları, pedagojik formasyonları olmadığı halde öğretmenlik mesleğine başlamıştır... Söyler misiniz, biz ne yapalım? ¥ İsmi Mahfuz Bu kadar duyarsızlık olmaz! Olur da bu kadar duyarsızlık olmaz. Sesimizi nasıl duyuracağımızı şaşırdık. İnsafa da gelmiyorsuruz... Bu sene Meslek Liselilere 2 yıllık yüksek okullarda okuma hakkı verilecekti güya... Ama görünen o ki, bu da diğer sözler gibi tutulmayacak. Sınavda ne kadar başarılı olursak olalım, sizin çocuklarınız kadar şanslı değiliz. Özel okullar kazansak da iç çekmekle yetiniyoruz. Bari şu kaşıkla verip, kepçeyle alma işlemine en azından biz gençler için tevessül etmeseniz... Okumak istiyorum ve bu benim hakkım... Dersaneye gidecek kadar da param yok. Neden bir yılımı harcatıyorsunuz, anlayamıyorum... ¥ Özlem - İSTANBUL Polis emeklileri için ne yapıldı? Sadece ben değil, bütün emekli arkadaşlar, vatan için, millet için, insanlık için tüm gayretiyle herşeyi göze alarak, hatta canını hiçe sayarak en üstün gayretle hizmet etmekle gurur duymuşuzdur. Şu an düşünüyorum da, emekli olduktan sonra, gerek vatandaş, gerekse milletvekili veya bir bakan çıkıp da; "arkadaşlar polis emeklileri çok mağdur durumda, kimisi iş arıyor, kimisi sokakta kağıt topluyor, kimisi inşaatta bekçilik yapıyor, kimisi kirasını veremiyor, kimisi askerdeki oğluna para gönderemiyor" demedi. İşte ben onlardan biriyim. Ben, çocuğuma para gönderemeyen, ev kirasını ödeyemeyen, elektrik ve su faturasını yatıramayan, çocuğu üniversiteyi kazandığı halde gönderemeyen bir baba olarak eziklik duyan; her şeyden yoksun olarak ölümü gözleyen bir polis emeklisi olarak utanç duyuyorum... Artık hangi partinin başına kimin geldiği, seçimin ne zaman olacağı umurumda değil; çünkü ben seçim sandık numaramı çoktan unuttum. Lütfen bizim de durumumuzu düzeltin ve Avrupa Birliği'ne öyle girin. Aksi halde "Dünya İnsan Hakları Dernekleri" bizi de soruşturmaya başlar... ¥ Remzi G. (Polis Emeklisi) - BURSA Sesimize kulak verin!.. Ben bu mektubu birçok mağdur arkadaşım adına yazıyorum. Bizler ülkemizin bir eğitim fakültesinde okumaktayız. Benim ortaokul sıralarından beri idealim "Matematik Öğretmeni" olmaktı ve nihayet bu gerçekleşecek, Allah'ın izniyle. Şu an 3. sınıf öğrencisiyim. Ancak bizim problemimiz "kılık kıyafet!" Siyasiler ülkemizdeki bütün problemleri çözmüş, krizleri atlatmış gibi giyim-kuşamla uğraşıyorlar... Bizler, ülkesini çok seven gençleriz. Ancakokul bitince dış ülkelere gitmekten başka çare kalmıyor. Oysa ben bu güzel mesleğimi güzel ülkemde yapmak, kendi milletime faydalı olmak isterdim... Fırsat bulabilenler yurtdışına gidecek, bulamayanlar evde oturacak. Peki bu ülke nasıl ilerleyecek? Sesimize kulak verin!.. ¥ Rumuz: Özge