İçişleri Bakanlığı'na; Ben Emniyet Teşkilatı'nda Komiser Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Teşkilata 1994 yılında lise mezunu bir polis memuru olarak girdim. Daha sonra Komiser Yardımcılığı Sınavını kazanarak, bir yıllık eğitimden sonra, 1999 yılında Komiser Yardımcılığı'na terfi ettim. 2001 yılında Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünü bitirerek lisans diplomamı aldım. Normal şartlarda, 4 yıllık bölümden mezun olan kişi, akademiyi bitirenler ile aynı haklara sahip idi. Ne var ki, 2001 yılında zamanın İçişleri Bakanı'nın öncülüğüyle yapılan yasal değişiklikle ikinci sınıf statüye layık görüldük, terfi sürelerimiz uzatıldı. Bu değişiklikle, belli bir rütbeden ileriye gitmemiz de sınırlandırıldı. Emniyet Teşkilatı'nın yönetim iskeletinin akademi mezunu olanlardan oluşmasına prensipte karşı değilim. Ama meslek içerisinden gelen çok yetenekli ve üstün vasıflara sahip arkadaşlarımızın yükselmeleri engellenmiştir.. 2001 yılı Nisan ayından önce 4 yıllık bir yüksek okulu bitirenler, akademiyi bitirenlerle eşit sayıldı, Komiser Yardımcılığı ve Komiserlik sürelerini 4 yılda tamamlayacaklar. Ben ise 2001 yılı Haziran ayında mezun olduğum için, aynı terfileri 6 yıl olarak bekleyeceğim. Bu ve askerlikle ilgili uygulamalarda adaletsizlikler bulunmaktadır. Bu adaletsizliklere karşı 2001 yılında Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açıldı; Mahkeme 2003 yılı Kasım ayında askerlikle ilgili uygulanan hükmü iptal etti, herkesin askerlik hizmetinin terfiden sayılmasına karar verildi. Ama her nedense, aradan geçen bunca süreye rağmen bu karar uygulanmamaktadır. Bu kararın uygulanmaması ile ilgili olarak Danıştay'ın görüşü beklenmektedir. Şu anda benim durumumda olan yaklaşık 2 bin arkadaşım mağdur durumdadır. İkinci sınıf olarak görülmek psikolojimizi bozuyor. Ortada Anayasa Mahkemesi Kararı bulunduğuna göre, muhtemelen mahkemeler bizi haklı çıkaracaktır. Mahkeme masrafları ve mağduriyetler için epey bir meblağ ödenmek zorunda kalınacaktır. Bütün bunlara değer mi? İsmi mahfuz Nice yıllara, dualarla... Polis Teşkilatının kuruluşunun 159. yıldönümü kutlandı; ben de bütün polislerimizin bu gününü kutlarım... Polislerimizin, güvenliğimizi sağlamak için, bütün zor şartlara rağmen, büyük bir fedakarlık göstererek, gerektiğinde canlarını ortaya koyarak canla-başla çalışmalarını hep hayranlıkla seyreder, hepsine büyük bir sevgi duyarım. Bu sevgim de hiç karşılıksız kalmaz, gözlerinin içi güler; bu da beni çok mutlu eder... Görev yaparlarken gösterdikleri asil davranışlarına çok şahit oldum; yazmaya kalksam sayfalar yetmez... Ama politikacıların, yetkililerin duymasını istediğim bir ricam var; lütfen hayatları pahasına çalışan bu fedakâr insanların çalışma şartlarını düzeltin. Mesai saatlerini, ücretlerini, özlük haklarını hakkaniyete uygun hale getirin. Yaptıkları görev icabı sesleri çıkmayan bu büyük camianın yüzünü güldürün... Ayla Öztürk - İSTANBUL