Allah'a şükürler olsun ben 600 milyon lira maaş alıp ayakta kalmayı başaran nadir insanlardan biriyim ama etrafım çekirdek parası ile geçinmeye çalışanlarla dolu. Yağmur gibi yağan zamları gördükçe asgari ücretlileri düşünüyor, onlar adına rahatsız oluyorum. Gariplerin ellerinde sadece yarım ekmekleri kaldı. Bari ona göz dikilmesin. Son aylarda özel sektör maaş ödemekte zorlanıyor. Borçlarını inkar etmiyorlar ama zaman da veremiyorlar. İşçiler kendilerine "tamam mı devam mı" sorusunu sorup duruyor, işsizliği göze alamayanlar boynunu büküp çalışıyor. Hasılı memleket yaşanmaz oldu. Ankara'daki büyüklerimiz yabancı ülke konsoloslukları önünde uzayan kuyrukları görmüyorlar mı? Gençlerimiz iltica peşinde, çocuklarımız geleceklerinden endişe ediyorlar. Eskiden insanlar borç harç geçinir giderlerdi. Artık herkes bitti, borç istenecek dost da kalmadı ki. Yöneticilerimiz lütfen sırça saraylarından çıksın, halkın arasına girsinler. * İbrahim Bol Bir gün siz de emekli olacaksınız Bu nasıl çağdaş ve uygar bankacılık bilemiyorum. Emeklileri 40 derece sıcakta fırınlanmak üzere hazırlanan gürgen kütükleri gibi dizenler bir gün emekli olacaklarını ve aynı kuyruğa gireceklerini düşünmüyorlar mı? ATM'ler ayrı alem. Her ay başı ya arızalanır ya para biter. Bir gün ödeme emri beklenir, bir gün ekranlara özür yazıları girer. Aramızda bir bardak çayın bir ekmeğin hesabını yapanlar var ama ATM'ye 500 bin ve bir milyonluklar koyulmuyor. Yoksa bu paralar tedavülden kalktı da bizim mi haberimiz yok? Üç aylık maaşlarda hakediş tarihi girer girmez gece 00.01'den itibaren ödenmek zorundadır ama biz bırakın gece yarısını ertesi gün cumartesi pazara gelirse günlerce bekliyoruz. Bize kimse ulufe bahşetmiyor, banka önlerinde cefa çekmek istemiyoruz * Ergun Elpe - Şirinyer / İZMİR Çağı böyle mi atladık? 02.07. 2001 tarihinde kardeşimin sigortasını, kendimin Bağ-Kur makbuzunu yatırmak için Emlak Kredi Bankasında sıraya girdim. Saat 15.00 idi önümdeki iki kişinin prim tahsilatı tam 25 dakika sürdü. Tam sıra bana geldimişti ki şefin biri (ismi bende var) masaya bir kucak prim dekontu bıraktı ve "bunları saat 4'e kadar hazırlayın" dedi. Saat dörtten sonra yapılan müracaatlar kabul edilmiyor. Nitekim korktuğum başıma geldi sistem muamele kabul etmedi ve ödemem cezaya girdi. Şimdi kuyrukta beklediğin cezaya mı yanarsın yoksa yediğin cezaya mı? Rica ediyorum. Lütfen siyasilerimiz bir daha "çağ atladık" kelimesini ağızlarına almasınlar. * S.Y. - Çaycuma / ZONGULDAK Alnından öpmek gerekir 02. 07. 2001 tarihinde köşenizde yayınlanan "Şimdi de beyan çilesi" başlıklı okuyucu mektubunu okudum. Benim çevremde de gitmeyeceği yerleri adres gösterip 300-400 milyon lira yolluk alan emekliler var. Bunları izlediği için Aydın Defterdarlığı Muhasebe Müdürünün alnından öpmek gerekir. Kendisini kutluyorum. * Emrullah Aksu - ESKİŞEHİR Afrikalılaştık! Yıllardır halkçılıktan, sosyal adaletten dem vuran Sayın Başbakanımız nihayet kendine yakışmayanı yaptı. Bu yıl adalet yılı olacak deyip "Yetki Yasası" çıkartan hükümet işçi ile memur arasındaki 2,5 katlık farkı üçe çıkararak işbarışını baltaladı. Genel idare hizmetlerinde sadece 125 dolar alan memur Afrika ülkelerindeki meslektaşları ile aynı seviyeye itildi.Bir doktor, bir mühendis 350 dolar alırken kamu işçisine 800-900 dolar vermek adalet midir? Şoförünün yarısı kadar maaş alan bir bölge müdürü ekibini nasıl çalıştırabilir? Bu durum herkesi ama öncelikle açlıkla boğuşan memurları yaralamaktadır. * İsim mahfuz <İptal edilmemiş miydi? Tedaş abonelerinden "güç bedeli" adı altında bir para alıyor. Faturalara ilave edilen bu bedel Danıştay 10. Daire Başkanlığının vermiş olduğu esas 2000 / 4713 sayılı kararı ile iptal edilmişti. Ama uygulama devam ediyor. Şu ana kadar tahakkuk eden güç bedellerinin hesaplanarak faturalardan düşülmesini talep ediyorum. * Kemal Gündüz - Kavak / SAMSUN