Size beni ve benim gibi binlerce vatandaşımızı üzen ve zor durumda bırakan bir sıkıntıyı bir insan hakkının engellenişini yazmak istiyorum. Ben beş yıl üniversitede okuyarak bilgisayar eğitimi aldım. Daha sonra yüksek lisans yaptım ve şu anda doktora çalışmalarına devam ediyorum. Birkaç sene önce askerlik hizmetimi yaparken, başımdan geçen üzücü bir olay sonucunda, bir gözümde görme problemi meydana geldi. Bunun sonucunda hangi kapıyı çaldıysam, bana sürücü belgesinin verilemeyeceğini söylediler. Tüm Avrupa ülkelerinde, Amerika'da hatta İran'da bile bir gözünde problem olan, hatta bir gözü hiç olmayan insanlara bile sürücü belgesi verilirken, bizim ülkemizde maalesef bu hak bizlere çok görülmektedir. Tüm dünyada bu hak varken, neden benim ülkemde yok? Ben bir tek bu nedenle ülkemden ayrılmayı ve seyahat özgürlüğümün olduğu bir ülkeye gitmeyi düşünmeye başladım. Son zamanlarda basından öğrendiğimize göre, bu konuda hükümetin bir çalışması var. Fakat aldığımız bilgilere göre bir sürücü belgesi yönetmeliği hazırlanıyor ki, ha bu belgeyi almışsınız ha da almamışsınız, bir şey fark etmeyecek kadar ağır şartları var. Bu şartlar arasında, arabalara takograf süre ölçen alet takılacakmış, günlük beş saatten fazla araba kullanmak yasaklanacakmış, gece araba kullanmak yasak olacakmış, arabanın her tarafında ayna olacakmış... Özgürlükleri kısıtlamak neden bu kadar kolay? Neresi bilimsel bunların? Bu bir ayrımcılık değil midir? Herkesin eşit olduğu Anayasada açıkça belirtilirken, benim kimliğimin dışavurumu insan haklarının ihlali olmuyor mu? Ömer Faruk Budak (MONDER Üyesi) Esef verici bir durum! 1.Türkiye'de meteoroloji istasyonlarının yarısından fazlası eleman yokluğundan ve/veya Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürlüğü'ndeki yığılmadan dolayı kapalıyken. 2. Ülkemiz günlük hava tahminlerini yurtdışından satın alırken. (DMİ, hava tahminlerini merkezi İngiltere'de olan "Avrupa Orta Vadeli Hava Tahmin Merkezi"nden (ECMWF) satın almaktadır.) 3. Ülkemizde hava, su ve iklim konularında çağdaş tahmin ve uyarılar yapılamazken. (Ne zaman, nerede metrekareye ne kadar yağış düşeceği vb. bilgiler sayısal olarak verilemiyor.) 4. DMİ kanununda sel, fırtına, kuraklık, çığ vb. hiçbir madde ve hüküm yokken. (Yağış "etkili/etkisiz" diye sınıflandırılmaz...) 5. Üç-dört Milyon dolara satın alınan meteoroloji radarlarının hiçbiri çalıştırılıp bilgi üretilemezken... (Hatta yıldırıma karşı korunmayıp yanan radar yüzünden İstanbul gibi bir şehir karla mücadelede kör bırakıldı...) 6. Denizciler ve havacılarımız Türk meteorolojisine güvenmeyip, canını ve malını korumak için günlük ve haftalık hava tahminlerini yurtdışından temin ederken... 7. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nde çalışan yaklaşık 4 bin kişinin sadece 100 tanesi Meteoroloji Mühendisiyken... 8. Ülkemizde Meteoroloji Mühendislerinin yüzde 90'nı da işsizken; DMİ Genel Müdürlüğü için 2004 KPSS imtihanında ilan edilen 63 kadro arasında 1 tane bile Meteoroloji Mühendisi kadrosunun olmaması skandal değil de nedir? Sayın Başbakan'a ve Türk Kamuoyu'na esefle duyurulur. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu (İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi)