Devlet ya da SSK Hastanelerinde vatandaş olarak gördüğümüz muameleler kimsenin meçhulü değil. Horlanıyoruz, hakarete uğruyoruz, bekletiliyoruz, tedavimiz için yeterince gayret gösterilmiyor. Hele bazı doktorlar var ki; hastanın konuşmasına, derdini anlatmasına fırsat vermek bir yana, hastanın yüzüne bile bakmıyor; asık suratlı, sinirli, gurur ve kibir abidesi!.. Kendileri dışındaki bütün insanlara adeta "geri zekalı" muamelesi yapıyorlar. Böylelerine çok rastladım, eminim sizler de görmüşsünüzdür, zaten bu köşede de zaman zaman dile getiriliyor. Böyle durumları düzelteceklerini iddia eden yetkililer de maalesef başarılı olamıyor, yaptıkları iyileştirmeye yönelik icraatlar etkisini göstermiyor. Hastanelere gitmek de bizler için adeta bir kâbus olmaya devam ediyor... Ama ben, farklı bir doktordan bahsetmek istiyorum; hep kötü yönler anlatılacağına, iyi insanlar da tanıtılırsa, teşvik olur düşüncesindeyim. Örnek alınması dileğiyle, müstesna bir doktordan sözedeceğim... 1.5 senedir gitmekte olduğum Vakıf Gureba Hastanesi Kalp Doktoru Tülin Kurt, şimdiye kadar karşılaştığım doktorlara hiç benzemiyor. Sabrı, güler yüzü, ihtimamı, dikkatli tedavisi ile hastaların gönlünü fethediyor. Geldiğim süre zarfında, bu doktor hanımın aksi bir davranışına hiç rastlamadım. Dikkat ettim, diğer bütün hastalar da benim gibi düşünüyor. Onun bu güzel ahlakı, alçak gönüllülüğü karşısında her defasında mahcup oluyoruz. Halbuki bu hastane de SSK hastanesi, burada da kuyruklar var, bu servis de kalabalık. Burada da diğer servislerdeki ücret politikası uygulanıyor. Yani, diğer doktorların bahane olarak öne sürdükleri olumsuz şartlar burada da mevcut. Ama Tülin Hanım, bütün olumsuz şartlara rağmen gönüllerde taht kurabiliyor. Helal süt emmiş, gurur ve kibirden arınmış, kendini insanlara adamış; kısacası, bu güzel ahlaklı doktor hanım özel hastanelerde bile gösterilmeyen ilgiyi hastalara gösterebiliyor. Demek ki istenince oluyormuş... Dr. Tülin Kurt Hanım, size ve sizin gibi doktorlara Türkiye'nin çok ihtiyacı var. Bu kadar hastanın duasını alıyorsunuz. Size, ve sizin gibi doktorlara binlerce teşekkürler... > Z. F. - İSTANBUL Ankara'da "enişte"miz yok! Demirköy Hastanesi ile ilgili daha önce yazdıklarımız, maalesef yetkililerin bir kulağından girdi, diğerinden çıktı, hayal oldu. Doktor meselesini Ankara'ya kadar götürdük. Milletvekillerimizle bizzat telefonla görüşerek durumu izah ettim. Yarım kalan hastanenin tamamlanması ve doktor kadromuzun tamamlanmasını talep etmiştik. Kayıtlarda her ne kadar 6 doktorun görev yaptığı görülüyor ise de, sadece 3 doktor mevcut ve genellikle tek doktorla geçiştiriliyor. Hastane koridoru devamlı hastalarla dolup taşmakta, çalışmakta olan doktor da çok zor durumda kalmaktadır. 17 köye, bir ilçeye hizmet eden bir sağlık merkezi bu işi tek doktorla nasıl başarır? Yaz mevsimi dolayısıyla nüfusumuz daha da arttı, sağlık sorunlarımız da çoğaldı. Yetkililer bu durum karşısında nasıl olur da bu kadar duyarsız olabiliyor? Ankara'da "enişte"miz yok diye sağlığımız bu kadar ihmal edilir mi? > Türkan Üresin - Demirköy - KIRKLARELİ Bu sorumsuzluklara kim dur diyecek? 06.08.2002 günü rahatsızlanan eşim Ayşe Demir'i muayene ettirmek için Yozgat Devlet Hastanesi'ne götürdüm. 4 milyon 400 bin liralık makbuz kesilerek Dr. (...) Polikliniği'ne müracaat ettim. Eşim ilgili doktora şikayetini anlattı. Ancak doktor eşimi muayene etmeden, tansiyonunu ölçmeden, göz ucuyla bakıp, "senin bir şeyin yok" dedi. Eşim ısrarla şikayetini anlatıyordu, ancak doktor, dinlemeden reçete yazıp azarlayarak, "senin birşeyin yok" dedi ve bizi dışarı çıkarttı. Hastane dışına çıkıp 15 metre uzaklaştığımızda ise eşim fenalaşarak bayıldı. Ben tekrar aynı doktora giderek eşimin bayıldığını ve ilgilenmesi gerektiğini söyledim. O ise büyük bir sorumsuzlukla "beni ilgilendirmez, buraya getirin" dedi ve ilgilenmedi. Eşimi kendim ayıltıp tekrar hastane içerisine getirdim, orada bulunan Hastane Başhekimi Dr. Fahrettin Aktepe gelerek eşimin tansiyonunu ölçtürdü ve çok düşük olduğunu söyleyerek hastaneye yatırdı. İlgili doktor hastasıyla ilgilenseydi ve tansiyonunu ölçtürseydi belki eşim bayılmayacaktı. Eşim hastaneye yalnız gelsiydi ne olacaktı? Bir doktora hastasını azarlama ve dışarıya çıkartma yetkisini kim veriyor? Bu tip doktorlara kim dur diyecek? > Gökhan Demir - YOZGAT