Böyle fahiş ücret olur mu?

A -
A +

İstanbul Otogarı'na, yolcularını göndermeye veya karşılamaya giden vatandaşlardan çok şikayet geliyor. Burada giriş-çıkış, ya da park ücretlerinin 5 yıldızlı otellerinkinden bile fazla olduğu belirtiliyor. Türkiye'nin hiçbir otogarında böyle bir uygulama bulunmadığını belirten vatandaşlar, "havaalanlarında bile yolcu getirip-götüren araçlardan ücret alınmazken, otobüsçüler tarafından işletilen İstanbul Otogarı'ndaki bu fahiş ücret uygulamasını anlayamıyoruz" diyorlar. Bu anlayışla, otobüsçüye ve firmaya büyük darbe vurulduğu, esnafın iş yapamaz duruma düşürüldüğü belirtilirken; insanların rahatça girip çıkmaları ve otogarın canlanması için gerekirse giriş-çıkışların bedava olmasının mantık gereği olduğu ifade ediliyor. Bu haksız ve adaletsiz uygulamaya bir an önce son verilmesi gerektiğini belirten vatandaşlar, hakkaniyet esasları dahilinde yeni bir uygulamaya geçilmesini istiyorlar. Umarım Otogar yöneticileri bu haklı isteklere duyarsız kalmaz... Günümüzü zehir ettiler! Pazar günü, havanın güzelliğini fırsat bilerek, çoluk-çocuğu arabaya atıp Sultanahmet'e gittik. Dikilitaş'ın karşısındaki yol boştu, park etmiş tek tük araçlar da vardı. Park yasağını belirten herhangi bir tabela da olmayınca, ben de uygun bir yere park ederek, çocuklarla arabadan indik. Bir tur atarak, o eşsiz güzelliklerden istifade ettik. Aradan 15-20 dakika geçmeden, turumuzu tamamladık, arabamızın bulunduğu yere yöneldik. Ama arabamızın yerinde yeller esiyordu. Üstelik bizden önce parketmiş arabalar yerlerinde duruyordu. Telaşlandık, sorduk; aracımızın çekiciyle götürüldüğü söylendi... Güzel bir moralle başlamıştık, gezimizi, günümüzü zehir ettiler. Üstelik uyarıcı en ufak bir levha bile civarda görünmüyordu. Maksat vatandaşı tuzağa düşürüp, ceza adı altında para toplamak mı? İlgililerin yanına gittim, bedelini ödeyerek arabamı aldı. Aynı şeyleri onlara da söyledim, ama günümüz zehir olmuştu bir kere. Buna "vatandaşa zulüm" denmez de ne denir?!. İsmi Mahfuz - İSTANBUL Bunlar nereden çıktı? Son günlerde neredeyse her sokağın başında açılan, "ne alırsan bir milyon" mağazaları dikkatimi çekti. Nasıl böyle satılabiliyor? Nalburiye, züccaciye, kırtasiye ve oyuncak sektörüne bu şekilde darbe vurulmuyor mu? Bunların kaynağı neresi, kayıtları var mı? İmalat sanayimizi baltalamak için bulunmuş bir yol olmasın... Bir vatandaş olarak kuşkulandım, umarım yetkililer işin doğrusunu kamuoyuna açıklar... A. Şimşek Lütfen bu haksızlıklara göz yummayın Ankara parklarında koruma-güvenlik çalışanlarının maaşları, taşeron firma tarafından 20 gün geç ödeniyor (repoda bekletiyorlar). Basit bahanelerle, çalışanların yevmiyeleri kesiliyor, yemek, yol ve mesai paraları ödenmiyor. Zor şartlarda çalışıyoruz. Bize inanmayan, herhangi bir parkta görevli olan güvenlikçilere sorabilir... Lütfen yetkililer bu haksızlığa bir çözüm bulsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.