Bu adaletsizliği düzeltin

Hükümet'in dikkatine; Üsküdar'da bir apartmanda oturan bir emekliyim. Bu günlerde hükümet ile işçiler arasında toplu sözleşme görüşmeleri yapılmaktadır. İki komşum var. Bunlardan birisi memur, 220 milyon maaş alıyor; oğlu yeni mühendis oldu, özel sektörde 270 milyon maaşla çalışıyor; hanımı da başka bir evde çocuk bakıyor, bunun karşılığı olarak 130 milyon alıyor. Bu aile şanslı, çünkü bir evde üç kişi çalışıyor ve aylık toplam olarak 620 milyon para kazanıyorlar. Aynı apartmanda oturan diğer komşum ise ilkokul mezunu, Karayolları Kavacık'ta çalışıyor, maaşı ise 650 milyon+ikramiye; yani 800 milyonu geçiyor. Bizi yönetenler, bu adaletsizliği siz yaptınız. 2 yıl önce, toplu sözleşme ile işçiye yüklü miktarda zam verdiniz. Memura ise, tespit ettiğiniz enflasyon rakamlarına göre artış sağladınız. Böyle haksızlık, böyle adaletsizlik olur mu? Birine bir, öbürüne üç verilir mi? Para varsa herkese adaletli bir şekilde verin. Sesi çıkanlara bol kepçeden dağıtıp, sessiz kalanlara birşey vermemek devlete yakışır mı? Hem devletin fabrikaları neden olsun? Satın bunların hepsini. Bildiğim devlete ait bazı fabrikalarda, müdür 400 milyon maaş alırken, onun emrinde çalışan işçiye 800 milyon ödeniyor? Böyle çarpıklık olur mu? Ne hikmetse bu işi düzeltmek için kimse gayret de göstermiyor. Bugünden tezi yok, devlete ait bütün işletmeleri, üçe-beşe bakmadan elden çıkarın. Eşit işe eşit ücret politikasını tavizsiz uygulayın. Çığlık bile çıkaramayacak hale düşmüş milyonlarca insanın halini düşünerek, Türkiye'nin iyiliğini düşünerek bunu yapma cesaretini gösterin. ¥ İsmi Mahfuz - İSTANBUL Esnafa ödeme kolaylığı yapın Sayın Cumhurbaşkanı ve Hükümet'in dikkatine; Ben bir esnaf olarak hepinize yalvarıyorum. SSK'lılara yaptığınız ödeme kolaylığını biz esnaflara da yapın. Bağ-Kur'a olan borçlarımızdan dolayı hastalanınca hastanelerden faydalanamıyoruz, bu borçlarımız da her geçen gün katlanıyor. Geceleri bile Bağ-Kur borçlarımız için haciz memurları gelecek diye uykularımız kaçıyor. Korkulu rüyalardan kurtarın bizi... ¥ İsmi mahfuz Arsamı ya kamulaştırın ya da ruhsat verin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ali Müfit Gürtuna'nın dikkatine; Benim sıkıntım, Esenler'de 2 pafta 2448 parselde bulunan, adıma kayıttı müstakil tapulu arsamla ilgili. Arsama 1990 yılından beri imar alamıyorum. Sebep olarak da, "arsamızın kamulaştırma alanında olduğu" belirtiliyor. Geçici dahi olsa ruhsat verilmiyor. Eğer arsamın kamulaştırılması gerekirse, bunda kamu yararı varsa, buna itirazım yok. Ama yıllardır, ne kamulaştırıldı, ne de ruhsat verildi, imara açıldı... Sadece Metro Kamulaştırma alanında olduğu belirtiliyor, herhangi bir işlem yapılmıyor. Defalarca bu hususta görüşmek üzere belediyeye kadar geldim, ama sizinle görüştürülmedim. Çaresiz ve mağdur olarak geri çevrildim. Burası rahmetli babamdan intikal etti. Babam o kadar uğraşmasına rağmen bir çivi dahi çakamadı. 1993 yılından beri de aynı müracaatları ben yapmaktayım. Bu vatanın bir ferdi olarak beni daha fazla mağdur etmeyin, bu meselenin halledilmesini sağlayın... ¥ Murat Kurtay Önce bizlere sahip çıkılması gerekmez mi? Ben Ankara'da oturmakta olan ve ÖSS'ye hazırlanmakta olan bir gencim. Bilindiği gibi ülkemizde üniversitede okuma hakkını kazanmak oldukça zorlaştı. Artık insanlar bunun için sabahlara kadar soru çözmektedirler. Ama her nedense, bir kültürel anlaşmadan ötürü, yurtdışından ülkemize çok kolay bir şekilde yabancı öğrenci geliyor. Yanlış anlaşılmasın, sadece haksızlık yapılmasın istiyorum. Madem burada okuyacaklar, onlar da bizim gibi ÖSS'ye girsinler, hakkı olan yeri kazansın ve okusun. Tanıdığım çok kişi var, değişik ülkelerden gelip, Türkiye'nin en kaliteli üniversitelerine girmişler. Tüm ülkeler önceliği kendi vatandaşına verirken, vatandaşını korurken, bizim devletimiz neden yabancıları bize tercih ediyor, anlamakta zorluk çekiyorum. ¥ İsmi mahfuz Verilen sözler neden tutulmadı? Ben 30 yaşında, bir ekmeğe muhtaç bir insanım. Bakmakla yükümlü olduğum bir eşim ve çocuğum var. Ben de verilen sözlere güvenerek, 1999'da yapılan DMS'ye, 2000 yılıda yapılan DİS'e girerek her iki sınavı da kazandım. Bizlere sözler verildi. Ama hâlâ bekliyoruz... Hani hak, hani hukuk, hani bize verilen sözler... Bizler bir ekmek parasını nasıl kazanacağımızı kara kara düşünürken, birileri devleti soyup soğana çevirmişler, yetkililer de bunları korumuş. Ya bizleri kim koruyacak, bizlere kim sahip çıkacak? Bizler bu ülkede yaşamıyor muyuz? ¥ Sabri Uzun - RİZE DMS'ye girememiş işsizleri de düşünün Ben 18 ay önce mezun olmuş bir "Şehir Plancısı"yım. Basında hep DMS'yi kazananların hali ele alınıyor. Fakat bu sınavdan sonra mezun olanların hali görmezlikten geliniyor. En azından o arkadaşlarımızın bir kısmı, ellerindeki "sınavı kazandıklarını gösteren belge" ile bazı işlere yerleşebiliyorlar. Bizim durumumuz ise hiç belli değil. Elimizde sınavı kazandığımızı gösteren bir belge de olmadığı için, yeni yerleştirmelerde de ümidimiz olmuyor. Yetkililer ve kamuoyu, sınavı kazanıp da işe yerleştirilmemiş kişilerin yanında, bir de sınava hiç girememiş bizlerin durumunu da düşünse.... ¥ Sertan Bacak - ZONGULDAK Bize kitap gönderir misiniz? Adana Aladağ Dölekli İlköğretim Okulu Kültür ve Edebiyat Kolu öğrencileri olarak "Bizler Okumak İstiyoruz" adı altında kitap toplama kampanyası başlatmış bulunmaktayız.Türk klasikleri, ansiklopediler veya başka kitaplarla katkıda bulunursanız seviniriz... ¥ Dölekli İlköğretim Okulu Aladağ - ADANA İşçi alımları daha iyi duyurulamaz mı? Yıllardır nerede iş sınavı varsa katıldım, çok para harcadım, ama hepsi boş çıktı. DMS'ye girdim, 69,8 alarak kaybettim. DİS'i kazandım, ama şimdi bununla ilgili olarak problemler yaşamaktayım. İşçi alımları ile ilgili bilgiler, Resmi Gazete'de ve İş Kurumu'nun panolarında yayınlanıyor. Fakat bunları takip edemeyen, köy ve kasabalarda yaşayan binlerce genç var. İşçi alımlarını da bir formda takip etmek istiyoruz. Bu bilgilere daha kolay bir şekilde ulaşmak istiyoruz... ¥ İsmi Mahfuz