Bu çığlıklar duyulmayacak mı?

A -
A +

Sayın Yaşar Okuyan'ın dikkatine; Bir kısım çalışanlara ve emeklilere geçinecekleri kadar bir maaş verilmediği bilinen bir gerçek. Bunların yanında işini kaybetmiş, ekmek bulmak için akla karayı seçen insanlarımızın varlığı da sır değil... Ama bir kesimin dramı var ki, anlatmaya kelimeler yetmez. Yetkililerin bunlara karşı tavrını anlamak mümkün değil. Kimse de kılını kıpırdatmıyor. Son zamanlarda bu şikayetler arttı. Vur deyince öldürmesini iyi biliriz... İşte bu dramlardan biri de Maraş'tan arayan H. Ömer Hiçyılmaz'ın, telefondaki bitkin sesiyle anlattıkları bunlar; okuyun ve yüreğiniz kaldırabilecekse kayıtsız kalın: " Ben şeker hastasıyım. Buna bağlı olarak böbrek yetmezliğim var; günde 4 defa diyaliz yapıyorum. Tek gelirim SSK'dan aldığım emekli maaşım. Bu ilaçlara bütün maaşım da yetmez oldu. Hastaneden aldığım raporum var. Fakat yetkililer, ille de Ankara'dan bu raporun alınmasını istiyor. Bağlı bulunduğum kurumun hastanesinin verdiği rapor kabul edilmiyor. Ben sırtüstü yatan bir hastayım, Ankara'ya nasıl giderim? İlle Ankara'dan alınması gerekirse, gönderin bir ambulans da gideyim. Bana verdiğiniz maaş belli; bırakın ailemin geçimini, günde 4 defa diyaliz yapan bir şeker hastası olarak, ilaçlarım için ne kadar para gerektiğini doktorlarınız bilir. Yoksa bizi ölüme mi terkettiniz?"Bir an kendimizi H. Ömer Hiçyılmaz'ın yerine koyalım ve içine düşürüldüğümüz çaresizliği düşünelim. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu, insanlık öldü mü? Kurumunuza ait tam teşekküllü hastanelerden alınan raporlara güvenmemenin bir mantığı var mı? Birkaç kişi sahtekarlık yaptı diye, bütün vatandaşlara o gözle mi bakacağız? Rapordan şüpheniz varsa, gönderin birkaç müfettişi incelesin; ama böyle ağır hastalığı bulunan insanlarımızı da kahretmeyin, vebalinden kurtulamazsınız!.. İSKİ'de korsan mı var? İSKİ ile ilgili bir şikayetimi göndermiştim, siz de "İSKİ'nin hizmet aşkı" başlığı altında vermiştiniz. O yazıda da belirtildiği gibi; son ödeme gününe daha epey zaman olmasına rağmen, 17.01.2002 Perşembe günü, mesai saati bitiminden sonra suyum kesilmişti. Cuma günü fatura ödendi, buna rağmen su kapalı kaldı. Cumartesi günü yaptığımız telefon görüşmesinde suyun açılacağı söylendi, yine açılmadı. İstanbul'un bu çok soğuk ve karlı geçen günlerinde kombi çalışmadı, hane halkı olarak hastalandık, sadece bir antibiyotiğe 42 milyon TL. para verdik. Ancak bir hafta sonra, açmayı yapacak olan şahsın cep telefonuna mesaj çekerek suyumuzu açtırabilmiştik... Halbuki kesme ihbarnamesi gelmemişti, son ödeme günü de gelmemişti. Kapamada iş emri bırakılmıştı. "F.1251 kodlu, M.Ö. tarafından gerçekleştirilen" bu iş emrinde, "açma/kapama bedeli hesabınıza borç kaydedilir" ibaresi de unutulmamış. Muhtemelen gelecek faturaya bunlar da ilave edilecektir. İSKİ'den gelen açıklamayı da 31 Ocak 2002 tarihli gazetenizdeki köşenizde verdiniz. Yazıda belirtildiğine göre, bizim suyun kapatıldığı kayıtlarda görünmüyormuş, açık görünüyormuş. Peki yukarıda kod numarasını verdiğim "İş Emri" resmi belge değil mi? İSKİ dışında bazı şahıslar mı bunu yapıyor? İSKİ'de korsan mı var? Ben mağdur edildim. Böyle yüzeysel bir açıklamayla durum geçiştirilebilir mi? Benim ödemem bir gün gecikince, benden cezası kesiliyor. Onlar da bana verdikleri mağduriyet için gereğini yapsınlar... > G. Ş. -Yakuplu - İSTANBUL Danacılar Köyü İlköğretim Okulu kitap bekliyor Ben, Büyükorhan ilçesi Danacılar Köyü İlköğretim Okulu öğretmeni Fahriye Köseoğulları'nın babasıyım. Ben emekliyim, kızımla lojmanda kalıyoruz. Okul 6 yıldır kapalıymış, bu sene açtık. Okulumuzda 25 öğrenci var. Yetkililerin gayretleri ve katkılarına rağmen eksiklerimiz bitmedi. Kitap ve araç-gereç için ilgi duyanlardan destek bekliyoruz... > Niyazi Köseoğulları Danacılar Köyü Büyükorhan / BURSA

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.