Bu durağı gördünüz mü?

A -
A +

Akşam üzeri evimize gitmek için, E-5 Otoyolundan Avcılar istikametine doğru yola koyulduk. Yenibosna'dan Sefaköy'e kadar bir problem yoktu, trafik normal şekilde akıyordu. Yanyolun boş olduğunu görünce oraya saptık. Biraz gidince, çakılıp kaldık. Cennet Durağı'ndan sonra isa âdeta hareket edemez olduk. Anayol normal şekilde akıp gidiyor, bizim de saptığımız yan yol hareket edemiyordu... Kesin trafik kazası olmuştur diye düşündük. Küçükçekmece Köprüsü çıkışına kadar olan kısacık mesafeyi yarım satte ancak alabildik. Köprünün altından yan taraflardan başka bağlantılar da vardı, hepsi tıkanmıştı. Adım adım yanyolun sonuna yaklaştık. Gördüğümüze inanmakta zorlandık. Yanyolun bitiş noktasında Otobüs Durağı vardı. Bir belediye otobüsü bu durakta yolcu indirip, bindiriyordu. Otobüs durunca da, bütün yol kapanıyor, tek bir araba geçemiyordu. Yani yanyolun bitimi bir araba geçecek kadar dar idi, bu en dar noktaya da otobüs durağı konmuştu. Yanyola bağlanan diğer yollardan gelen bütün araçlar o daracık yolu kullanmak zorundaydı. Otobüs durunca da yol tamamen kapanıyordu... İnanmak zor biliyorum, biz de gördüğümüz halde inanmakta zorlandık. Ama "burası Türkiye" diyorlar ya, bu da öyle bir şey... O durak yolun en dar kısmına konur mu? Durak yerini, hiç olmazsa bir-iki araba geçecek kadar genişletemez miydiniz? Benzer durumda olan başka kaç durak var? Günlerdir vatandaşlardan bu yolla ilgili şikayetler geliyor, meğer boşuna değilmiş... Yıllarca çalışıp yolu genişleteceksiniz, sonra da çıkış noktasını bir otobüsle kapatacaksınız, akıl alır gibi değil... Trafik sıkışıklığının asıl sebebinin bu tür duraklar ve basit hatalar olmadığına inanmamız mümkün mü? Lütfen durak yerlerini bir defa daha inceleyin. Verdiğiniz bunca emek, yaptığınız onca masraf aksi tesir yapmasın, yazıktır... Terörü bitirmek için... Dün sağ-sol çatışmaları ülkemizi kana boyuyordu, binlerce masum insanımızı katlediyordu; bugün ise terör örgütü... Yarın bir başka terör grubunun ortaya çıkmayacağını ise hiç kimse garanti edemez. Irak'taki terörist kamplarının vurulması, yerle bir edilmesi bu gerçeği değiştirmeye yetmeyecektir. Çünkü sivrisineği yok etmek çözüm değildir. Bataklıkları kurutmak şarttır. Elbette bu operasyonlar gereklidir. Ama acilen başka şeyler de yapılmalıdır. Halkımızı yediden yetmişe eğitmek, bilinçlendirmek zorundayız. Okul çağındaki gençlerimize vatan sevgisini ve cihanşümul bir devlet olmanın gereklerini anlatmalıyız. İsraf ve tasarrufun gerçek boyutlarını, kardeşlik duygularını, birlik ve beraberliğin günlük yaşantımızdaki yerini iyi anlatacak sistemi kurmalıyız. GEÇ OLMADAN... Fen bilgilerinin yanı sıra, millî ve manevî değerlerimizi de yeterince varmeliyiz. Basın-yayın organları ve diğer kurum-kuruluşlar da bu çalışmaya katılmalıdır. Bu işleri yarına bırakmamalıyız. Bugün imkân var iken, harekete geçmeli, bir ucundan da olsa hemen başlamalıdır. Bazı çarpıklıkları da bitirmemiz gerekir. Bir tarafta barlarda, eğlence yerlerinde sınırsız şekilde eğlenenler, diğer tarafta ayda 500 YTL ile geçinmeye mahkum edilmiş emekliler. Bir tarafta onlarca elbisesinin içerisinden bir tanesini bile beğenmeyenler, diğer tarafta elbise bulmak bir yana eve benzemekten çok uzak bir barınakta yarı çıplak hayatını idame ettirmeye çalışan yoksul insanlar... Uzun sözün kısası; Bütün bu çarpıklıkların düzeltilmesi için çok geç olmadan gerekli seferberlik başlatılmalıdır. Yılmaz Garip 'Aydın' denilenler ne kadar aydın? Aydın kişi; bilgi yüklüdür, bilgisiyle etrafı aydınlatır, yol gösterir. Sadece kitap yüklü değildir. Bilmedikleri hakkında konuşmaz, konuşması gerektiği meseleyi iyice öğrenir, sonra aydınlatır. Yobaz kişi; bilir bilmez konuşur, bildikleri kulaktan dolmadır, dayatır, savaşır... Hanımların başını örtmesinin Kur'an-ı kerimde yazılı olduğunu öğrenen milyonlarca hanım var. Kur'an-ı kerim hükümlerine uymamak onları perişan eder. Halkın huzuru; devletin, kanunların temel ilkesidir. Bilgiye dayanarak; bu ülkede yaşayanları aydınlatıp mutlu kılmak yine aydınların görevidir. Yoksa bilgi harici; böyle yapacaksın diye dayatmak yobazlıktır. Ne yazık ki geri kalmışlığımızı İslam'a yüklüyorlar. İslam'dan uzaklaştıkları için dini bilgiden de yoksun kalmışlar. Onlar araştırmadan, öğrenmeden âdeta bir cephede savaşmaktalar. İşte o sözde aydınlar; halkı devletten koparmaktalar: "Efendim başı örtülü okula gelirse, ikilik doğar, ayırım körüklenir, kavga çıkar" demekteler. Sizler; inandıkları için örtünenleri okutmamakla peşinen ayırımcılık, bölücülük yapmış olmuyor musunuz? Hatta okula böyle gelirlerse "fena olur ha" demekle kavgayı körüklemiş, ülkeyi felakete sürüklemek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş olmuyor musunuz? Halbuki göreviniz sağlam bilgilere dayalı çareler üretmek, birliği, huzuru sağlamak değil midir? Opr. Dr. Ethem İlhan Olgay-ANKARA ATM'de para çekerken soyguncu gelse! Umarım kullanmak zorunda kalmazsınız... Eğer bir gün ATM'de, bir soyguncu tarafından para çekmeye zorlanırsanız, Şifrenizi ters girmeniz halinde (Örn. 1234 yerine 4321.. gibi) makine parayı ödüyor; ancak bu arada polisi de çağırıyor... Bu konu çok nadir bilindiği için, mümkün olduğunca çok kişiye bildirelim... Gönül Güngör

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.