Bu esnafın hikâyesine kulak verin

A -
A +

Benim de bir yeğenim var. Haşarı bir çocuktu. Bu yüzden okuyamadı. Çocuk yaşta çalışma hayatına girdi. "Çakı" gibi askerlik de yapmıştı. O haşarı çocuk gitmiş yerine "Çıraklık" terbiyesi ile yetişmiş "adam gibi adam" bir genç ortaya çıkmıştı. Emsalleri cafelerde, cadde ve sokaklarda fink atarken, o, nasırlaşmış elleri ile akşam eve geliyordu. Ondaki bu değişikliğe çok şaşırmıştım. "ergenlik ve delikanlılık" devrelerini çalışarak ve sorumluluk alarak atlatmıştı. Benim diğer yeğenlerim ise çalışma hayatını bilmediklerinden dolayı, babalarını burnundan solduruyordu. Yeğenlerim arasındaki fark hayatı tanımaktı. Yeğenim Alper Çubukçu, erken de evlenip iş sahibi olmuştu. Çok dürüsttü. Ama bir şeyin farkına varamıyordu. Etrafta çok tilki vardı. Çok dürüstlük ve karşısındakine aşırı güven bazen kötü şekilde sonuç veriyordu. Çok badireler atlattı, yılmadı devam etti. Türkiye'de ekonomik krizlerle tanıştı. Devrildi, yuvarlandı ama devamlı ayakta durmaya çalıştı. Bir de piyasadaki dolandırıcılar; onlar da vurup kaçıyordu. İşte bu şartlarla boğuştu benim sevgili yeğenim. Dolandırıcılardan birisi mal getirmek vaadi ile kandırdı onu. Çeklerini yazarken hiç düşünmedi, imzayı attı verdi. Ticaret bu, mecburen güveneceksin çünkü iş yapıyorsun. Dolandırıcı bir türlü malını getirmiyordu. "Şimdi getireceğim, yarın getireceğim" gibi bir sürü yalan. Benim saf ve dürüst yeğenim ise inanıyordu. Bir taraftan da iki küçük yavrusu ve eşine ekmek götürmek savaşı veriyordu. Hayat acımasızdı. Dolandırıcı çekleri kullanmıştı. Ekonomik krizler de küçük esnafı bunaltmıştı. Dönen çekler, senetler bizim yeğenin başını da döndürmüştü. Dolandırıcının piyasaya verdiği çekler başına dert oldu. Malını alamadığı gibi, hiç borcu olmadığı halde, küçük işletmesine haciz gelmişti. Avukatın para koparmak için yaptığı hinliğe de yenik düşmüştü. O, dolandırıcının "ben hallederim" sözlerine kanmıştı. Bu yüzden de çeklerini ödememişti. Hakkında yakalama emri çıkmış, haberi yoktu. O kendi işine bakıyordu. Nasıl olsa dolandırıcı halledecekti. Onun başı dimdikti. Niye başı dik olmasındı? O ne yapmıştı, ne suç işlemişti? Tabii ki başı dik yürüyecekti. Böyle yürümesi de ona pahalıya mal oldu. Bir akşam sokakta dolaşırken kimlik soran polislere yakalandı ve göz altına alındı. Ertesi gün hakim karşısına çıkartılan yeğenime hakim şu soruyu sordu: "Bu parayı şimdi ödeyecek misin?" Yeğenim Alper'in verdiği cevap:"Benim borcum değil Hakim Bey. Dolandırıldım. Ama elbette ödeyeceğim." Hakim ise,:"Otuz iki bin TL'yi şimdi ödersen öde." diyor. Yeğenim: "Şimdi ödeyemem." diyor. Hakim kararı veriyor: "320 gün hapis!" Bu nasıl kanun?! Acımasız ve gaddar! Bu çocuk bu parayı bir günde nasıl ödesin? Yeğenim Alper, göz yaşları ile Mübarek Ramazan Ayı'nın ilk gününde cezaevine girdi. Esnaflığı elinden alındı. Hiçbir hak tanınmadan. Üstelik sığınacağı yer de yoktu. Arkasında gözü yaşlı iki çocuk ve eşini bırakarak. Şimdi onlara ekmek götüremiyor. Türkiye'ye yıllardır darbe yaparak ve planlayarak milyarlarca dolar zarar veren, geri kalmamıza sebep olanlar ise hakim kararına rağmen mahkemeye gelmiyor. Sığındıkları mekanlardan topluca "Sağlığı yerinde değil" raporu alabiliyorlar. Dolandırıcılar da taş gibi kalpleri ile ortalıkta dolaşıyor. Bunlar devleti de dolandırıyor. "Çeki neyin karşılığında aldın? Hani fatura, hani belge?" Diye de sorulmuyor. Çok yazık! Şu anda mazlum durumunda olan yeğenim ve onun gibi birçokları cezaevlerinde yatıyor. Unutmayın onlar mazlumlar. Onların duası kabul olur. Tepe taklak olursunuz. Hükümet yetkililerine sesleniyorum bu ticaret kanunlarına da çeki düzen verin. AB kanunlarına göre düzenleyin. Bu içerideki mazlumları da kurtarın. Bir Okuyucu PTT'de ağaç olduk! 24.09.2010 günü, bir işim için Gemlik Merkez PTT'sine gittim. Bekleme için aldığım 244 numaralı pusuladaki notlar şöyle: Saat:10:40 Bekleyen kişi sayısı:88 Aynı gün işim bitince çıkarken aldığım pusulanın bekleme numarası: 331. saat 11:32, bekleyen kişi sayısı:87 Çıkan netice: 1- 52 dakikada işim bitti. (Basit bir ödemeydi) 2- Her an bekleyen sayısı ortalama: 88-87 Beklerken oturacak yer sayısı ise sadece 7(yedi) YANİ... 52 dakika ayakta kaldım. PTT'de hizmet çok, bekleme yeri yok... Bir vatandaş Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.