Bu işler talimatla düzelmiyor...

A -
A +

Türkiye gerçeklerine yabancı bürokratların kendi sırça köşklerinde hazırladıkları yönetmelik ve talimatlarla işler düzelmiyor. Hatta işleri daha da zorlaştırıyor, içinden çıkılmaz hale getiriyor. Yeni düzenlemelere bütün vatandaşlar şüpheyle bakar. "Kaş yaparken göz çıkarmak" tabiri tam bunlara göre. Bürokrasimiz neye el atıyorsa kurutuyor, batırıyor. Belki ekonomik krizimizin de müsebbibi onlar. Büyük deprem felaketini yaşayalı yıllar oldu. Bugüne kadar kuru laftan başka ne yapıldı. Sadece bütün işler durduruldu, işlemler içinden çıkılmaz hale getirildi, vatandaşa korku ve dehşet saçıldı. Çoğu kişi can korkusundan şehirleri terk etti. Ekonomi durdu. Dünya Bankası dahil, birçok uluslararası kuruluş kredi vermeye hazır olduklarını belirttikleri halde; yapıcı bir adım bile atılmadı. Birşeyler yapmaya çalışanlar da adeta zincirlendi. Bol vaatler, hamasi nutuklar, uygulanamayan talimatlar dışında bir arpa boyu yol alınmadı. Mesela Bayındırlık Bakanlığı'nın 2 Eylül 1999 Tarih ve 23804 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan yönetmeliği. 3030 Sayılı kanunun kapsamı dışında kalan belediyelerin imar yönetmeliğinde yapılan değişikliğin 40. maddesinin geçici 1. maddesine göre, daha önce yapılmış olsa bile 5 katı geçen bütün binalara 2 yıl içinde yangın merdiveni yapılması mecburiyeti getiriliyor. İlgili belediyeler bu eksiklikleri 6 ay içinde tesbit edecekti, ilgili kişiler de 2 yıl içinde yangın merdivenlerini yapacaklardı. Mart ayında bu süre doldu. Yangın merdiveni yapan var mı? Bu yönetmeliğe göre bütün okulların ve resmi dairelerin yangın merdivenini yapması gerekiyor, bunlardan kaçı yaptı. Devlet kurumuna bile yaptıramadığınız bir uygulamayı vatandaşa nasıl yaptıracaksınız? Geçmişte yapılmış binaları neden kapsamın içine alıyorsunuz? Gereğini yapamayacağınız, uygulayamayacağınız bir yönetmeliği neden çıkarıyorsunuz? Bürokratlarımızın ayağı ne zaman yere değecek? Sakıp Sabancı'nın deyimiyle "hep lakırdı lakırdı lakırdı" mı olacak? İnsanlar adalet ve şefkatle kazanılır Kıyafetleri nedeniyle okullarından olan kardeşlerim için üzülüyor, Allah onların "yar ve yardımcısı" olsun diyorum... Koca Hünkar Kanuni Sultan Süleyman'ın bir veciz sözü: "Ülkeler kılıçla, insanlar adalet ve şefkatle kazanılır..." Gelelim yöneticilere... Yöneticiler konusunda yine uzun laf etmeyeceğim ve yine veciz bir söze yer vereceğim. Bu sefer ünlü düşünür Şirazlı Şadi konuşuyor: "Halkı bir hardal tanesi kadar olsun incitme. Çünkü, Sultan çobandır, halk sürüdür. Halbuki halka eziyet veren Padişah çoban değil kurttur, illallah onun elinden." Bu minval içinde, vatandaşına eziyet eden, onlarla alay eden, dalga geçen yöneticilere ne demeli... Bu yapılanlara kul da razı olmaz Allah da... Ülkemiz nasıl bu hallere geldi, kimler bizi bu hale getirdi?.. Yöneticiler ile halkın birbirinden böyle koptuğu böyle ayrıldığı dünyada ikinci bir ülke yok... Bu son tesbit bana ait değil... S.P. Huntington, 1993 yılında Foreign Affairs dergisine "Medeniyetler Çatışması" başlıklı ve büyük ses getiren makalesinde, "Dünyada yönetenlerle yönetilenlerin bu kadar çok farklı düşünce ve davranış yapısında olduğu tek ülke Türkiye'dir" diyor... Bu durum, bu tesbit elbette tatlı ve hoş değil... Allahım, sen bizi yönetenlere akıl ve basiret ihsan eyle... > Selim Bayar Siz hiç SSK hastanesinden randevu aldınız mı? Sayın Yaşar Okuyan'a; Gittiğiniz her yerde SSK Hastanelerinde kuyrukları kaldırdığınızı belirtiyorsunuz. Siz veya bir yakınınız SSK hastanelerinden randevu almayı denediniz mi? Yine siz Bakan olarak SSK'daki kuyrukların nasıl kaldırıldığını hiç denetlediniz mi? Denetleseniz her vesilede kuyrukları kaldırdığınızla övünmezsiniz. Şu anda insanlar keşke eskisi gibi kuyruk olsa da, sabah erken saatte gidip kuyruğa girsek de en azından akşama kadar muayene olup, ilacımızı alırdık diye düşünüyor. Çünkü sizin getirdiğiniz randevu sistemi işlemiyor. Ben eşimi muayene ettirmek için günlerdir SSK İstinye Dispanseri'nden randevu almaya çalışıyorum. Günün hangi saatinde ararsanız arayın, "şu anda randevularımız doludur yarın yine arayın" diyor. Gece arıyorum, sabah arıyorum. Öğlen akşam hiç farketmiyor hep aynı şey, "yarın arayın". Ama o yarın hiç gelmedi, çünkü hâlâ randevu alamadım. Sayın Bakan, hastalık yarını öbürgünü beklemiyor... > Selahattin Gürçay - İSTANBUL Aydın geçinenlerin çifte standardı Çifte standardın böylesine ve çelişkinin böylesine ancak ülkemizdeki bazı aydın geçinen kafalarda rastlanır. Nasıl mı? Yıl: 1961, Türk Demokrasisinin ilk lideri Adnan Menderes idama götürülüyor. Bu yıllarda, bazı aydın geçinen solcu zevatın, şiddetle "idamı savunduğu" ve Menderes ve arkadaşlarının idamına çanak tutacak pozisyon aldıkları, bir nevi idam tetikçiliği yaptıkları, hatta "cellat yardımcılığı" yaptıkları bir gerçek... Bu solcu zevat, yani aydın geçinenler şimdilerde, yani 2002 yılında "idama karşı bir pozisyon" içindeler. Sizin anlayacağınız, bu solcu zevat "masumun idamı"na zamanında çanak tutarlarken, şimdi, "katilin idamı"na karşı çıkıyorlar. Bu nasıl mantık, anlamak mümkün değil. Bu açıktır ki, Türkiye'deki bir kısım aydın "çifte standartlıdır ve çelişkidedir". Kendilerine itimat edilmez. > Fuat Gönül Neden destekleme yardımı bütün köylere yapılmıyor? Tarım Bakanı'nın dikkatine; Hükümetin bu sene çiftçilerimize dönüm başına belli bir miktar destek vermeyi vaad ettiği yardımdan bazı köylerimiz yararlanamamıştır. Bu konuda gerekli makamlara yaptığımız başvurular da sonuçsuz kaldı. Türkiye çapında yapılan yardımların eşit olarak dağıtılmasını istiyoruz.. Bize söylenen, "bölgenizde kadastro işlemleri yapılmadığından dolayı verilmedi" şeklinde sözler. Bizim merak ettiğimiz, bölgemizde özellikle de ilçemizde (Giresun-Şebinkarahisar) 30 köy bu parayı alırken, 27 köyün bu parayı alamaması nasıl oluyor?.. Mademki kadastronun yapılmaması gerekçe olarak gösteriliyor; kadastroyu yapmayan görevlilerin cezasını neden köylülerimiz çeksin? Bu haksızlık giderilsin, Şebinkarahisar'ın Turpçu köyü ve civarında yaşayan vatandaşlara da bu yardım yapılsın. > Turpçu Köyü Sakinleri - Şebinkarahisar / GİRESUN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.