Yenisahra esnafı ağlıyor, isyan ediyor. Yapılan kanunsuzluğa hiçbir yetkilinin müdahale etmemesine kızıyor. "İstanbul sahipsiz mi, kanun herkese uygulanmaz mı?" diye soruyor... E-6 Otoyolu'ndan gelen otobüsler, Harem'e giderken transit yolu kullanmıyor, E-5 kenarında bulunan yanyola giriyor. Bu yola kanunsuz bir şekilde girmeleri yetmezmiş gibi, bir de yolcu bindirmek-indirmek için duruyorlar. Bütün trafik bu yüzden kilitleniyor. Ne belediye otobüsleri hareket edebiliyor, ne de bu yolu kullanan diğer vatandaşlar gidebiliyor. Peş peşe, yan yana dizilmiş şehirler arası yolcu otobüslerinin indirme-bindirme işleri de uzun sürüyor. Zaten duranlar hareket etmeden yenileri geliyor... Trafiğin bu şekilde kilitlenmesi bütün vatandaşları sıkıntıya sokuyor, özellikle esnafı perişan ediyor. Şehirler arası yolcu otobüslerinin bu yanyola girmeleri yasak olmasına rağmen, yetkililerin bu kanunsuzluğa müdahale etmemeleri büyük tepkiler çekiyor. Esnaf, "İstanbul bu kadar mı sahipsiz, neden buna seyirci kalınıyor?" diyerek, bu kanunsuzluğa müdahale edecek yetkili arıyor... İstanbul trafiği yüzünden canından bezmiş vatandaşı bu tür ihlallerle daha da zor durumda bırakmaya kimin ne hakkı var?Yenisahra esnafı ağlıyor, isyan ediyor. Yapılan kanunsuzluğa hiçbir yetkilinin müdahale etmemesine kızıyor. "İstanbul sahipsiz mi, kanun herkese uygulanmaz mı?" diye soruyor... E-6 Otoyolu'ndan gelen otobüsler, Harem'e giderken transit yolu kullanmıyor, E-5 kenarında bulunan yanyola giriyor. Bu yola kanunsuz bir şekilde girmeleri yetmezmiş gibi, bir de yolcu bindirmek-indirmek için duruyorlar. Bütün trafik bu yüzden kilitleniyor. Ne belediye otobüsleri hareket edebiliyor, ne de bu yolu kullanan diğer vatandaşlar gidebiliyor. Peş peşe, yan yana dizilmiş şehirler arası yolcu otobüslerinin indirme-bindirme işleri de uzun sürüyor. Zaten duranlar hareket etmeden yenileri geliyor... Trafiğin bu şekilde kilitlenmesi bütün vatandaşları sıkıntıya sokuyor, özellikle esnafı perişan ediyor. Şehirler arası yolcu otobüslerinin bu yanyola girmeleri yasak olmasına rağmen, yetkililerin bu kanunsuzluğa müdahale etmemeleri büyük tepkiler çekiyor. Esnaf, "İstanbul bu kadar mı sahipsiz, neden buna seyirci kalınıyor?" diyerek, bu kanunsuzluğa müdahale edecek yetkili arıyor... İstanbul trafiği yüzünden canından bezmiş vatandaşı bu tür ihlallerle daha da zor durumda bırakmaya kimin ne hakkı var? >> İnsan çaresiz kalınca... Babam maalesef gırtlak kanseri, çok hasta ve her geçen gün gözlerimin önünde eriyor. Kızı olarak götürmediğim hastane kalmadı. SSK sağlık güvencesi var fakat ameliyat operasyonu çok riskli olduğu için almıyorlar. Tam teçhizatlı bir yoğun bakım ünitesi solunum cihazına bağlayacakları dört dörtlük bir hastane olması gerekiyor dediler. Bu ameliyatın sadece Hacettepe Üniversite Hastanesi'nde olabileceğini söylediler. Hacettepe'ye gittik, durumunun çok acil olduğunu, tümörün büyük olduğunu söyledik, ama normal muayenede 3 ay gün atıyorlar, ilgilenmiyorlar. Özel muayeneye götürdüm bir Prof. Doktora, o da bu ameliyatı Başkent Özel Hastanesi'nde yapabileceğini ve bize 15-20 milyara patlayabileceğini söyledi. Üstüne bir de işten çıkarıldım, hiçbir gelirimiz yok. İnanın bu yazıyı gözyaşları içinde, çaresizliğime üzülerek yazıyorum. İnsan çaresiz kalınca... > Sevgi Çakır >> Teşekkürler Diyanet Diyanet İşleri bünyesinde 4/C statüsüyle çalıştırılan birçok kişinin haksızlığa uğradığını, bu sebeple çalışanlar arasında adaletsiz durumlar oluştuğunu zaman zaman dile getirdik; bu haksızlığa biran önce son verilmesini istedik. Diyanet İşleri Başkanlığı bu haksız uygulamaya seyirci kalmadı, 4/C'lileri 4/B'ye geçirerek yüreklere su serpti... Bu duyarlılığı göstererek, haksızlıkları ortadan kaldıran ilgililere ve yetkililere teşekkürler... > Ayşe Demir >> Nihayet seferberlik başladı TEMA Vakfı olarak, Başbakanlık tarafından başlatılan Milli Ağaçlandırma Seferberliğini kutlamakta ve desteklemekteyiz. 330 bini aşkın gönüllümüz ve destekçimiz ile, ülke genelinde sürdürdüğümüz çalışmalar ve oluşmasını sağladığımız kamuoyu baskısının, bu seferberliğin başlamasıyla amacına yaklaştığını görüyoruz. Ancak başlamak bitirmek değildir. Hedeflere ve başarıya ulaşılmasıyla, gerçek ağaçlandırma bayramı başlayacaktır. TEMA, 1992 yılında, Türkiye'nin geleceğini tehdit eden erozyon ve çölleşme tehlikesine karşı toplumsal duyarlılığı arttırmak ve bu mücadelenin bir devlet politikası haline getirilmesini sağlamak için kurulmuştur. TEMA'nın varoluş nedeni; erozyon felaketi, doğurduğu sonuçlar, alınacak önlemler konusunda halkımızı bilinçlendirmek; böylece oluşturulacak bilinçli ve güçlü kamuoyu desteği ile hükümetleri erozyonla mücadelede, gerçekçi, uygulanabilir politikalar üretme ve uygulamaya teşvik etmektir. Başbakanlık tarafından başlatılan Milli Ağaçlandırma Seferberliği, TEMA Vakfı'nın misyonu doğrultusunda hükümetin harekete geçtiğini göstermektedir. Ancak bu ağaçlandırma çalışmaları daha önce orman olan alanlarda doğal bitki örtüsüne uygun yapılmalı. Özellikle erozyon sahaları tercih edilmeli ve ağaçlandırma çalışmalarına paralel olarak, mutlaka su tutacak teraslama seferberliği ile devam etmeli. Yoksa bugün dikilen ağaçlar küresel iklim değişikliğinin oluşturduğu kuraklıkla yok olabilir. 15 yılda 70 ağaçlandırma projesi ile 4.7 milyon fidanı toprakla buluşturan TEMA Vakfı, üzerine düşen görevin bilinciyle; halkımıza toprak, ağaç ve orman sevgisi vermeye, Çevre ve Orman Bakanlığı ile işbirliği ve halkımızın desteği ile ülkemizin ağaçlandırılması çalışmalarına katkı sağlamaya devam edecektir. > TEMA Vakfı >> "Okuyan Amasya" kampanyası Anadolu'daki şehirlerimiz birer birer eski şaşaalı günlerine dönüyor. Bazıları büyük bir ekonomik sıçrama yaparak, parmakları ısırtıyor; bazıları turizmin yıldızı oluyor. Bazıları da geçmişte medeniyetimize öncülük yaptığı gibi, günümüzde de buna soyunuyor, okuma seferberliği başlatıyor. Elazığ bu kampanyayı başarılı bir şekilde başlattı, devam ettiriyor. Şimdi de, medeniyetimizin kilometre taşlarından olan Amasyamız eski misyonuna geri dönüyor... Amasya Valisi M. Celalettin Lekesiz'in öncülüğünde "Okuyan Amasya" kampanyası başlatıldı. "Oku. Okut!" diyorlar; "7'den 70'e Okuyoruz!" mesajını herkese haykırıyorlar. Başta ilköğretim ve ortaöğretim aşamasındaki öğrencilerimiz olmak üzere; velisinden öğretmenine, çiftçisinden esnafına, memurundan yöneticisine kadar bütün Amasyalılar arasında, okumanın bilinçli ve erdemli bir alışkanlık olarak benimsenmesini hedefliyorlar... "İstiyoruz ki Amasya'da okumak, herkes tarafından büyük bir saygıyla ve gıptayla bakılan bir alışkanlık olsun. Daha çok okuyan, daha çok saygı görsün. Bilgi çağında şehrimizde yükselen değer, okumak olsun. Anadolu'nun en eski kültür merkezlerinden biri olan Amasya'da, okuma şenlikleri düzenleyelim... Bizler, çağı yakalamanın yolunun birikimli; kendine, ailesine ve ülkesine karşı sorumluluklarını bilen, milletiyle aynı hedefe odaklanmış, milli değerlerinin farkında, evrensel değerleri özümsemiş; çağıyla, devletiyle ve milletiyle barışık, çevresine karşı anlayışlı demokrat, 'fikri, irfanı ve vicdanı hür' bireyler yetiştirmekten geçtiğini biliyoruz..." Bunun için yarışmalar, şölenler, sergiler, kitap dağıtımları, tanıtımlar planlanmış... Böyle anlamlı ve güzel düşüncelerle başlatılmış bir kampanya elbette başarıya ulaşır, elbette desteklenir... >> Uçak kazasının toryumla bağlantısı var mı? Başta toryum olmak üzere, birçok madenimizin hâlâ değerlendirilmediğini; bu zenginliklerimizi gereği gibi değerlendirirsek borçlarımızın ve ekonomik problemlerimizin biteceğini belirten bir yazı göndermiştim. Bu yazıma "Serbest Kürsü"de yer verilmişti. Bu yazımın çıkmasından kısa süre sonra, hepimizi derinden üzen Isparta'daki uçak kazası oldu. Kazada hayatını kaybedenler arasında 7 nükleer fizikçi bilim adamımızın bulunduğunu, içlerinden, toryum üzerinde çok değerli araştırmaları ve projeleri bulunan ünlü bir profesörümüzün olduğunu öğrenmem bende şok etkisi yaptı... Bu endişeyi taşıyordum, önümüzü açacak, önemli işleri başaracak kişilerin rahat bırakılmayacağını biliyor ve hissediyordum. Umarım bu kazanın sabotaj olmadığı ispatlanır. Ama hassas projeler üzerinde çalışan insanlarımızı daha iyi korumamız gerektiğini de bilmemiz lazım... > Sevgi Erol