Bu kısır döngünün bitmesi gerekmez mi?

A -
A +

İnsanların huzurlu olması için öncelikle can güvenliklerinin sağlanması gerekir. Ekonominin rayına oturması için de güven ortamının sağlanması lazım. Suikastların, siyasi cinayetlerin, faili meçhullerin tamamen önlenememesi durumunda, insanlar diken üstünde olur, ekonomi de kırılganlığını kaybetmez. 40 yıldır çektiğimiz bu. Hem ülke kaynakları heba oldu, hem de birçok vatandaşımız hayatını kaybetti. Kısa süreli sakin dönemler yaşandı, sonra bildik senaryolar devreye kondu. Periyodik olarak bu kısır döngü içinde debelendik durduk... Bu yıl içinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimin de etkisiyle, benzer bir sürecin tekrar başlatılacağı belirtiliyor. İşlenen cinayetler de âdeta bu senaryonun ayak sesleri gibi... Ama sorumluluğu almış bulunanlar bu tür uğursuzlukları önlemekle mükellefler. Her ülkenin düşmanları, teröristleri, karıştırmak isteyenleri bulunabilir. Ama bunları önlemekle görevli kuruluşlar da bulunuyor. Bu kuruluşlar sağlıklı bir şekilde çalışırsa şer odakları ne yapabilir ki? Artık milletimizi bıktıran, yoran; ülkemize ölümcül darbeler vuran bu tür şer odaklarına hayat hakkı tanınmamalı. Faili meçhuller, siyasi cinayetler son bulmalı. Bu tür olayların tamamında en son noktaya kadar gidilmeli, asıl sorumlular ortaya çıkarılmalıdır. Bu becerilmiyorsa, sorumlular yerlerini başkalarına bırakmalıdır. Demokrasimizin şeffaf ve birinci sınıf yapılması için daha ne bekliyoruz. Düşünce, fikir ve inanç özgürlüğünü kısıtlayıcı mevzuatta bunca ısrarımız neden? Yazar-çizer takımını sürekli tahdit altında tutan yasa maddelerini, özellikle 301. maddeyi değiştirmek bu kadar mı zor? Avrupa Birliği sürecini de fırsat bilerek, milletimizin layık olduğu iyileştirmeleri bir an önce yapmamız gerekmez mi? ------- >>> Yeşil Kart rezaleti 78 yaşındaki kayınvalidem yanımda kalıyor. 2022 sayılı kanuna göre 65 yaş yaşlılık aylığı almakta (3 ayda 215 YTL). Hastalandığı zaman sadece devlet hastanelerine gidebiliyor ki (Eğt. ve Arş. Hst. Hariç), o da Bayrampaşa ve Çatalcada var. Sağlık Bakanlığı`ndan gelen bir yazıda "böyle kişilere Yeşil Kart verilir" denilmiş. İstanbul Bahçelievler Kaymakamlığındaki büroya müracaat ettik. Baba ve koca vukuatlı nüfus kayıt örneği istediler, çıkarttık. Muhtardan ikametgah, trafik tescilden araç kaydı olmadığı, belediyeden emlakı olmadığı, tapudan tapulu malı olmadığı, vergi dairesinden vergi borcu olmadığı, Karakoldan karakol kaydı olmadığı... Belgeleri hazırlayıp ilgili büroya 06.12.2006 günü 4416 nolu kayıtla teslim ettim. Gelip evi ve kendisini göreceklerini söylediler. 17.12.2006 Pazar günü ben evde yokken gelip eşime bazı sorular sorup (ev kimin, eşinin maaşı vs.) bir şey söylemeden gitmiş. 20.12.2006 günü ilgili büroya gidip sorduğumda "ret" edildiğini ilgili memur söyledi. Sebebini sorduğumda, sert bir dille "müdür yukarıda, ona sor" dedi. Müdür beyle yaptığım görüşmemde, benim emekli olmam dolayısıyle ret edildiğini söyledi. Şimdi soruyorum: 1-Sağlık Bakanlığı`nın yazdığı yazı neden geçerli değil? 2-Sağlık yönünden kayınvalideme bakmak zorunda mıyım, yoksa ben sağlık karnesi çıkartabilir miyim? 3-Madem memur gelip görecekti, neden ilgili yerler dolaştırılarak eziyet yapıldı? Her biri başka semtlerde olan resmi kuruluşlar da meşgul edilmezdi. 4-Ben onlardan gıda yakacak ve barınacak yer istemedim, sadece hastanede muayene olabilmek ve ilaçlarını alabilmek için Yeşil Kart istedim. > Sezai Hancı -------- Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.