Hükümete sesleniyorum; Çankırı'da 3 ortaklı bir limited şirketim ve bir de 30 bin kapasiteli tavuk çiftliğim var. Ama şimdi çöküyorum. Şirketimizle bazı temizlik ihalelerini aldık. Devlete ait olan bir yapıda 38 işçi çalıştırıyoruz. İhale 2 yıllıktı ve ihaleyi ertesi sene tekrar almamız durumunda 12 milyar alacaktık. Fakat bize sadece 5 milyar verildi. Yaklaşık 2 sene önce aldığım çiftlikte ise ilk sene işler gayet iyi gitti. Köy-tür firmasına tavuk yetiştiriyorduk. Ancak bu firmanın iflasından sonra alacağımızı alamadık. Ayrıca bu firmanın iflastan 6 ay önce bize sattığı civciv yeminin kalitesini düşürmüş ve üretimimizden üç dönem zarar etmiştik. Yaklaşık bir sene önce çiftçi kredisi çekmiştim. Bu kredi ile yeni bir çiftlik kurmak için arsa aldım. Fakat krizin çıkmasıyla, aldığımız bu kredi pul oldu. Çoğu dolar olan borcumuz ikiye katlandı. Malımızın hemen hemen hepsini satarak bu borcu ödemeye çalıştıysak da başarılı olamadık. Aldığımda 10 milyar olan kredi bugün 27 milyar olmuş. Bunun dışında da 30 milyar borcum var. Ben bu kadar kazanamıyorum ki bu borcu ödeyebileyim... Çiftçi borçlarının bir kısmı affedilemez mi? Bu borçların faizleri düşürülemez mi? > Murat Babaoğlu - ÇANKIRI 'Mahalli İdareler' mezunları neden talep edilmiyor? Yerel İdarelerin dikkatine; Ben 1999 yılında Meslek Yüksek Okulu (Önlisans) Mahalli İdareler Bölümü'nden mezun oldum. Türkiye'de yerel idare alanında meslek elemanı yetiştiren tek yüksekokul, Mahalli İdareler Yuksekokulu'dur... 1999'da yapılan DMS'de önlisans düzeyinde 78,825 puan aldığım halde, henüz bir kamu kuruluşuna yerleştirilemedim. Benim Belediye Başkanlarından ricam, DMS atamalarında niçin Mahalli İdareler bölümü mezunlarından talep edilmediğini açıklamalarıdır. Türkiye'deki mahalli İdareler mezunları Belediyeler üzerine 2 yıl boyunca yeterli düzeyde eğitim almaktadırlar... Ayrıca Yerel İdareler Yasasının çıkmasını sabırla bekliyorum. Tüm mezunlardan destek bekliyorum. > Taşer Teksin - Kadirli - OSMANİYE İstanbul Eczacılık Odası'ndan açıklama 26 Aralık 2001 tarihli gazetenizin "Konuşan Türkiye" köşesinde yeralan, Sadık Gökçe isimli vatandaşın "Nöbetçi eczane sayısı arttırılamaz mı?" başlıklı yazısı incelendi. İstanbul genelinde 96 nöbet bölgesinde her gece, tatil ve bayram günlerinde ortalama 120 eczane nöbet tutmaktadır. Nöbetçi eczaneler belirlenirken, komşu nöbet bölgelerindeki eczanelerin birbirlerine olan uzaklıklarına da dikkat edilmektedir. Yazıda adı geçen Bağcılar bölgesinde de bir adet değil, iki adet eczane nöbet tutmaktadır. > Ecz. Semih Güngör (Genel Sekreter) Sözleşmeliler nasıl geçinsin? Milli Eğitim Bakanlığı'na; Okullarımızda sözleşmeli öğretmen, hizmetli yardımcı elemanlar çalıştırılmaktadır. Ne yazık ki, sözleşmeli öğretmenin dışındakiler asgari ücretin altında bir paraya çalıştırılmakta ve hiçbir sosyal güvenceleri olmamaktadır. Ne sigortadan yararlanabiliyorlar, ne de Bağ-Kur'dan... Bu çalışanlar hem asgari ücretle çalıştırılsa, hem de sigortaları yapılsa olmaz mı? Herkesin çoluğu çocuğu var. Sağlık sorunları olunca, ne doktora gidebiliyorlar, ne de ilaç alabiliyorlar. Bir eğitim gönüllüsü olarak üzülüyorum ve durumu size yazarak dilimin döndüğünce durumlarını anlatmaya çalıştım.yardımcı olup köşenizde yazarsanız sevinecekler.... > İsmi mahfuz