Yıllardan beri, suç işleyenleri hapse atıp, akıllanacaklarını düşünme mantığıyla hazırlanan kanunlar ve sistemler iflas etmiştir. Kanunlarımızın çoğu, başka ülke kanunlarından esinlenerek hazırlanmış. Bu gelişmiş ülkelerde bile hırsızlık ve gasp suçları artmıştır. Artık, çağdaş bireyi eğitecek, geliştirecek, düşündürecek gerçek bir ıslah ve topluma kazandırmayı sağlayacak kanunları yapmak gerek. İnançsız, bilgisiz, düşüncesiz insanları; sadece bedenlerini hapsetmekle ıslah olacaklarını düşünenlerin ne kadar dar kafalı oldukları ortadadır. Bu kişilerin, 70 milyon insanı ilgilendirecek devlet kuruluşlarında çalışmaları ise daha da acıdır. Cezaevine düşenlerin %90'ının suçları bir anlık öfke ve düşüncesizce davranışlardan dolayıdır. Bunlar cehaletin ve bilgisizliğin cezasını ömür boyu çekmektedirler. Suçluların psikolojik davranışlarını ve suça itilme sebeplerini derinden araştırmadan çıkan "CMUK" yasası yüzünden yüzlerce vatandaşımız öldürüldü, binlerce insanımız soyuldu ve soyulmaya devam ediyor. 7 yıldan az ceza alanlara hapis cezası uygulanmaması yüzünden ve 18 yaşın altındaki suçluların cezai ehliyetinin olmaması sebebiyle cahil, düşüncesiz ve yoksul aileler ile suç örgütü üyeleri, ellerine düşürdükleri çocukları kullanarak hırsızlık ve gasbı körüklemektedirler. Ailelerinden ve toplumdan kopmuş bu çocukların yaptıkları artık dehşet boyutlarına ulaşmıştır. Bursa'da yaşanan bir hırsızlık olayından sonra, polisin takibi sonucu hırsızlar yakalanıp savcılığa teslim edildi, savcılık serbest bıraktı. Serbest kalan sanıklar, şikayetçi olan vatandaşı döverek hastanelik ediyorlar. Şahıs pes etmeyerek, tekrar savcılığa suç duyurusunda bulunuyor, sanıklar tekrar yakalanıp, ifadeleir alınıyor ve serbest bırakılıyorlar. Doğruca şikayetçi olan vatandaşın dükkanına gidip, cam ve çerçevelerini indiriyorlar. Bu sadece bir örnek... 2005 yılında, Bursa'da adliyeye yansıyan hırsızlık olaylarının sayısı 5989'dur ve bu olayların %70'i polis kayıtlarına yansımamaktadır. > Yüksel Cihan-BURSA > Sanat Tarihi mezunları ne yapsın? Ben Sanat Tarihi mezunuyum. Denizli'de yaşıyorum, 26 yaşındayım... Her işi yaptım, ama olmuyor. Yıllardır işsizim. Çöpçülük de yaptım, daha ne yapacağımı şaşırdım kaldım! Sanat Tarihi mezunlarından ne öğretmen alınıyor, ne de memur. Bu ülkede o kadar çok müze var, ama verilen kadro 3 veya 5 kişi... Fen Edebiyat mezunlarına verilen Formasyon Belgesinin bizlere de verilmesini istiyoruz. KPSS'de daha çok lisans mezunu memur alımı yapılsa, belki üniversite mezunu işsizlerin de yüzü güler... > İsmi mahfuz-DENİZLİ > Altı yıldır bizi oyalıyorlar! Ben, Sağlık Meslek Lisesi Acil Tıp Teknisyenliği Bölümü'nü 2000 yılında bitirdim. Devlet, okulu bitirmemizi istedi, bitirdik; sınavlara girmemizi istedi, girdik; yeterli puanı almamızı istedi, aldık; velhasıl her ne istendiyse yaptık. Devlet adına bize söz verenler ise, 6 yıldır bizi oyalıyorlar. İmtihanlara girmekten bunalıma gireceğiz. Giriyoruz, kazanıyoruz ama atanmıyoruz. Ülkemizde o kadar trafik kazası olurken, kazalardaki ölüm ve sakat kalma vakalarının çoğu yanlış müdahale sonucu oluyorken; bu iş için eğitilmiş ve yurdun her köşesinde gönüllü olarak çalışmaya hazır bizlerin tayini yapılmıyor. Bu çarpıklığı anlamak mümkün mü? > Gülten Yaman-YOZGAT > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00