Hükümet, çeşitli kurumlara borçlanmış, kriz sebebiyle ödeme gücünü de yitirmiş vatandaşlarımız için bazı kolaylıklar getirdi. Bu kolaylıklardan bazıları birçok vatandaştan tasvip gördü. Ama Denizli'den yazan Mehmet Bölel gibi, mevcut sıkıntıların altından kalkacak gücü bulunmayan vatandaşlar bulunmakta, bunlara da mutlaka bir formül bulunmalı: "Ben aşağı yukarı 6 yıllık Bağ-Kur sigortalısıyım. Esnaflık yaptığım süre içerisinde borcumu ödüyordum. Getirilen vergi yükümlülükleri sonucunda iflas ettim ve işyerimi kapatmak zorunda kaldım. Daha sonra çıkan '18 ayda borcunu ödeme' yasasından faydalanmak istedim, 2 ay ödedikten sonra başka ödeme yapamadım. Şimdi yeniden getirilen yasayla tekrar biriken borcumu ödemek istedim fakat aldığım extrede gördüklerim; gelen faiz yüküyle bunun imkansız olduğunu gösterdi. Asıl borcum 596.008.464 TL., Gecikme zammı borcu: 2.330.452.038 TL., Toplam borç: 2.926.460.502 TL. Bu biriken borcun ödenmesi için hükümet kararıyla Bağ-Kur da bir ödeme planı çıkarmıştır. Bu tabloya göre faizi işler durumda ödemem gereken tutar; aylık olarak borç bitene kadar 145.356.890 TL.'dir. Aylık işleyen faiz oranı % 3.6'dır. Bu durumda ben yalnızca ana parayı değil, üzerine gelen faiz borcunu da değil, sadece yeni düzenle getirilen (Bağ-Kur'lulara yapılan jest) toplam borcuma karşılık olan tutara gelen 3.6'lık faizi ödemekle yükümlü olacağım. Borç para bularak Ankara'ya geldim, derdimi Ankara'daki Bağ-Kur Genel Müdürü'ne kadar ilettim. Kâğıtlarıma baktı ve 'size tavsiyem borcunuzu bir seferde ödeyin' dedi. Buna da imkanım olmadığını söyleyince, 'Allah yardımcınız olsun' dedi. Ben şu an asgari ücretle çalışan bir kişiyim, 4 kişilik aileme bakmakla yükümlüyüm. 130.000.000 TL. kira ödüyorum bunun yanında diğer zorunlu ihtiyaçlar da düşünülecek olursa, biriken borcu faiz yüküyle birlikte ödemem imkansız bir hal alıyor. Bu ödenemediği için, yarın öbür gün icrayla kapımıza dayanılacağından endişeliyim. Şimdi soruyorum; bize bahşedilen bu yasa Bağ-Kur mükelleflerine ne fayda sağlamaktadır? Bunun anlamı devletin zor durumda yaşayan vatandaşına "ekmek yoksa pasta yiyin" demekten başka bir şey ifade etmemektedir. Borcu olan kişi zaten ekonomik durumu iyi olmayan kişidir. Yasa ile, bize kolaylık sağlanacağı yerde, daha da fazla bir yükün altına sokulmaktayız. Hükümetin ön gördüğü tabloya göre ben her ay 145.000.000 TL. ödesem bile bu ancak 6 yılda bitiyor. Bir asgari ücretli bu durum karşısında ne yapabilir. Ülkemizde vergi borcu olan kişiler bir şekilde affedildi. Onlara getirilen af gibi bir af istiyoruz. Devlet hepimizin devletidir. Bağ-Kurlu mağdurlar için de aynı şartların uygulanmasını istiyoruz.." İz bırakan insanlar Valilik yaptığı illerde sevgiyi, sempatiyi, çalışmayı, dürüstlüğü ve medeni bir insanın nasıl olması gerektiğini fiili olarak gösteren unutulmaz insan rahmetli Recep Yazıcıoğlu'nun vefatıyla, Türk bürokrasisi de çok önemli bir değerini kaybetti. Konuşmalarında hep "bilgi, beceri, eğitim" dedi. "Polisten Vali olmaz, Ziraat Mühendisinden Belediye Başkanı olmaz" dedi. "Aykırı Vali" dediler... "Bir toplumda başarısız birisi çalıştığı alanda başarılı imiş gibi gösteriliyor ise, o toplumun eğitim eksikliğinin yanında, kişilerin doğruları açıklamakta medeni cesaretlerinin olmadığı anlaşılır" diyebilen rahmetli Yazıcıoğlu, iz bırakan ender şahsiyetlerden biri idi. Allah rahmet eylesin...