33 milyon lira vererek gecekonduda oturuyorum. Kira ve su paramı Su Vakfı karşılıyor. Hem ben hem de eşim Münevver Sevi hastayız. Midemde ülser var. Aynı zamanda şeker hastasıyım. Gözümden ve dişimden de rahatsızlıklarım var. Çapa'da diş ameliyatı olacaktım. Para olmadığı için tedavi yarım kaldı. Hanımımın da midesinde ülser var. Ayaklarında büyük şişikler var, yürüyemiyor. Bacaklarında varis, ayaklarında da mantar hastalığı var. Bu yüzden iş yapamıyor. Tansiyonu da arada bir yükseliyor. Acil tedaviye ihtiyacı vardır. Biri Orta 3, diğeri Lise 2'nci sınıfa giden Elif (16) ve Murat (13) adında iki çocuğum var. İşsizim. Ailece hiçbir sosyal güvencemiz yok. Yakacak ve bakkal gibi ihtiyaçlarımı komşularımdan aldığım borç paralarla karşılıyorum. Ailemde kimse çalışmıyor. Hanımım Münevver Sevi, eskiden evlere temizliğe gidiyordu. Şimdi hastalıklarından dolayı çalışamıyor. Çocuklarımın okul giderlerini de aldığım borç paralarla karşılıyorum. Mağdur durumdayım. Vatandaşların yardımını bekliyorum. Yardım edenlere bol bol dua edeceğim. Adres: İstanbul Belediyesi Mesken ve Gecekondu Müdürlüğü'ne ait meskenler. Ayazağa Mah. G-1 Sk. B2 Blok / Daire 7 Hesap numarası: Türk Ticaret Bankası Çapa Şubesi 111-13678-8 nolu hesaba HASAN SEVİ adına. Hasan SEVİ-İstanbul Protez gelmiyor kızım yürüyemiyor Devlete 30 yıl hizmet etmiş memur emeklisiyim. Kızım da bir kamu kuruluşunda memur olarak devlete hizmet ediyor. Kızımda önceden ameliyat ettirdiğim doğuştan kalça çıkığı olan ayağında hastalık tekrar nüksetti. Nisan ayında Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi'ne müracaat ettik. Doktor protez takılması gerektiğini belirtti. Fakat Sayın Maliye Bakanı'mız Sümer Oral, yazılı bir emirle dışarıdan protez alımını durdurduğu için 4 aydır problemin çözülmesini bekliyoruz. Kızım yürümekte zorlanıyor. Emekli Sandığı her ay maaşlarımızdan sağlık sigortası primi alıyor. İnsan sağlığında tasarruf olabilir mi? Metroya binen terler! Hissedilen sıcaklıkların 50 dereceyi geçtiği günlerden birinde Yenibosna-Aksaray hattında çalışan hafif raylı sistem, vatandaşların deyimiyle 'Metro'ya bindim. İstanbul'un yapısı gereği hınca hınç dolu olan metro yolculuğum sırasında vatandaşlara nasıl işkence yapıldığına şahit oldum. 50 derece sıcakta, Doğu Avrupa ülkelerinden satın alınan araçlarla seyahat etmenin kızgın sac üzerinde yolculuktan bir farkı olmadığını gördüm. Bir ara 'Acaba tramvayın camları açık da, onun için mi soğutma yapmıyor' diye düşünmeye başladım. Birkaç kişiye camları kapatmalarını söyledim, bu sayede belki içerisinin bir miktar soğuyacağını sanıyordum, ama nafile. Camları kapattırdığımı gören birkaç kişinin bıyık altından bana epeyce kızdığını farkettim. Merakım yaklaşan seçimler öncesinde vatandaşını kızgın demirler içinde seyahat ettiren yetkililerin hangi yüzle bizden oy isteyeceğidir. 3 Kasım geliyor, hesaplaşacağız ve bizim bu sıcaklarda tramvaylarda kan ter içinde kalmamız gibi sizler de kan ter içinde kalacaksınız. Halil Külçe Seçim filmi ve senaryosu Türkiye'de gündem; seçim filmi, senaryosu ise; kalkınma masalı, gelişmişlik işsizlik ve çağdaşlık hikayelerinden esinlenen milleti bunlara nasıl inandırma sanatını gösteren siyasi karakterlerin hayatıdır. İyi görünen fakat filmin sonunda rollerinde başarılı olmayan aktörler. Her parti Türkiye'deki bu dumanlı havadan en kısa zamanda nasıl faydalanırım hesabı yapmaktadır. Alelacele bir baskın seçim kaybedilen prestijlerinin millete düşünme zamanı bırakmadan kazanma planlarıdır. Seçim yasası, partiler yasası değişmedikçe, Avrupa'ya girecek yasaları çıkarmadığınız sürece Türkiye'de seçimle neyin değişeceğini bu millete anlatınız. Seçilecek kişilerde standart ve seviye aranmalı, partilerin ve parti başkanlarının gösterdiği kişiler değil çoğunluğun kabul ettiği kişiler seçilmelidir. Turan Kocaman - Erzurum 150 zeytinci mağdur Söke-Milas Karayolu 3 yıl önce genişletildi. Dördüncü yıla giriyoruz. Ne arayan var ne soran. İzmir Karayolları kamulaştırma şefiyle görüşmek mümkün olmuyor. 70 adet zeytin ağacım kesildi. Geçimimizi çiftçilik yaparak sağlıyoruz. Vatandaş olarak devlete karşı sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. İlgililerden aynı hassasiyeti göstermesini istiyoruz. Bu yazım 150'ye yakın insanı ilgilendiriyor. Yıllar önce 'Kamulaştırma bedeli almazsanız yol getireceğiz' diye bazı kişilere imza attırmışlar. Bizim böyle bir durumumuz yok. İlgilerinize şimdiden teşekkür ederim. Murat Karaduman