Telef edilen hayvanlar yüzünden hayvanseverlerin tepkilerine şahit oluyoruz zaman zaman. Dinimizin de hayvanlara karşı merhametli olmamızı emrettiği bir gerçek. Çoğumuz bu merhameti her zaman duyar ve gösteririz. Ancak, bu sevgiyi daha yüksek düzeyde yaşayan vatandaşlarımız bunu istedikleri şekilde yaşayabilirler, dernekler kurabilirler, hayvan barınaklarını inşa edebilirler. Hayvanları başıboşluktan ve insanlar için zararlı konumdan kurtaran kişi ve kurumlara saygı duymak gerekir. Unutulmamalıdır ki, her yıl yüzlerce insan başıboş hayvanlar tarafından ısırılmakta veya bu konumdaki hayvanlardan yayılan tehlikeli ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmektedir. Bilindiği üzere, belediyelerimiz; halkın sağlığını korumada ve uygun çevre şartlarını oluşturmada yasal sorumluluk sahibidirler. Sözkonusu itlaflar eğer belediyeler tarafından yapılıyorsa, bu onların görev ve sorumluluklarının gereğidir. Eğer beledeyeler bu işi yapamıyorsa, sağlığı tehdit altında olan vatandaşlarımız bu işi gizli ve açık olarak yapmak mecburiyetinde kalacaklardır. Bilgi olarak sunmak istiyorum ki; 1970'li yıllarda çalıştığım kamu biriminde, başıboş hayvanlardan yayılan salgın kuduz hadisesi karşısında 19 kişinin günlerce karantinada tutulduklarını, hemen yakın geçmişte çevremde 17 yaşındaki genç bir kız çocuğunun mahalle içerisinde köpek saldırısından kaçıp kurtulmaya çalışırken, karşı istikametten gelen bir aracın altında kalarak hayatını kaybettiğini, oturduğum bir arka sokakta komşu addedilen kişinin başıboş köpeği tarafından iki kişinin ısırıldığını, yine aynı yerde bunların dışında onlarca çocuğun köpek kovalamalarından korkuyla attıkları çığlıkların hâlâ kulaklarımda yankılanmaya devam ettiğini, yine bu başıboş hayvanlar yüzünden çıkan tartışmaların cinayetle neticelendiğini, insanların mahkemelerde süründüğünü, insanları uykularından uyandıran, ses ve çevre kirliliğine sebep olduklarını hatırlatmak isterim. Hayvan itlaflarına karşı duyarlılık gösterenlerin içlerindeki sevgiyi ve iyilik yapma arzusunu öncelikle; aç, perişan ve yoksulluk içerisinde yaşayan insanlarımıza yönlendirmeleri halinde gerçek anlamda mutluluk duyacaklarından eminim. Ne olur, eğer imkanları varsa bu sevgiyi muhtaç insanlarımıza yönlendirsinler. Ne hazindir ki, yozlaşan insani değerler karşısında insanlarımızın fıtratında mevcut bulunan sevgiyi; uğruna herşey yaratılan insanlarla paylaşma yerine, hayvan beslemekle, bakmakla ve sözde sahiplenmekle paylaşma yoluna gitmektedirler. > Metin Yılmaz - ISPARTA Sağlık Bakanı'mızın çok önemli başarıları Sağlık Bakanımız Osman Durmuş, göreve geldiği günden beri, hep yeni birşeyler yapıyor; alışılmışın dışında, doğru bildiği hizmetlerine tavizsiz bir şekilde devam ediyor. Bütün karalama kampanyalarına rağmen bu başarılar gün gibi ortadadır. Şöyle ki; 1. Sayın Bakanımız Babuna olayında dirayet ve sorumluluk göstermiştir. 2. Deprem bölgesine ilk giden olarak çok önemli işler başarmıştır. Cesetler yerde sürüklenmedi, sevk ve idarede zaafa düşülmedi, büyük miktarda ilaç ve sağlık personeli sağlandı. 3. Hastane ve bağlı kurumlara yapılan ani ziyaretlerle, milletin vergisi ile alınan malların korunması ve personelin verimli çalışmasına büyük katkı sağlanmıştır. 4. Hastanelerin vardiyeli sisteme geçmesiyle hizmette kolaylık sağlanmıştır. Atıl personel değerlendirilmiştir. 6. Birinci basamak sağlık kuruluşlarında döner sermaye uygulamasına geçilerek; aşı ve koruyucu hizmetler ile birinci basamak saha hizmetleri parasız yapılmaya devam edilmekte olup, diğer hizmetler döner sermaye kapsamına alınmış, bu kuruluşlar güçlendirilmiş, hizmet kalitesi yükseltilmiştir. 7. İlaç-ecza problemine parmak basılmıştır. Bütün bunlardan bir tanesi bile bir bakan için yeter; bütün karalama kampanyalarına rağmen halkımız bunları görmekte ve takdir etmektedir. > Muzaffer Kaya - İZMİR