Uzun ve yorucu bir günün sonunda, insanlar evlerine gider, kimi kitap-gazete okur ama genellikle televizyon seyredilerek vakit geçirilir. Bu "sihirli cam"da pek seçme şansımız yok; ne verilse onu izleriz. Bu verilenler beynimize, dilimize işler, derin izler bırakır; farkında bile olmayız. Reyting uğruna neler yapılabildiğini görünce de korkunç tahribatı anlamak mümkün oluyor. Dilimize, inançlarımıza, gelenek-göreneklerimize büyük darbeler indirilmektedir. Özellikle gençlerimizi bazı pembe hayaller peşinde koşturarak, toplum ahlakı ile pek pağdaşmayan türden programlar yapılması, tehlikeyi daha da büyütmekte, birçok mahrem ve gayri ahlâkî hususlar ailelere seyrettirilmektedir. Bu propagandalara kanıp tuzağa düşen gençlerimizin akıbetini de yine haberlerde, üzülerek seyretmekteyiz. Sanatçı diye tabir ettiğimiz ve bildiğimiz kişilerin, dizilerde bölüm başına aldıkları rakamlar ise Türkiye'de kaç aileyi bir yıl geçindirir, bilemem. Hem beyinlerimiz kirleniyor, hem dilimiz yozlaşıyor; bir de onların reytinglerini yükselterek bu tahribata katkı yapıyoruz. Bunları yapanlar para kazanmak derdinde, peki bunları denetleyen hiçbir yetkili yok mu? İnançlarımızla, dilimizle ve geleceğimizle dalga geçiliyor, neden bunlara dur demiyorsunuz? > Sevim Kaya-İZMİR > Lütfen bu taleplerimizi dikkate alın! Diyanet İşleri Başkanlığı'na; Bizler din görevlileri olarak, her yıl yapılan "Hac Sınavı"ndan dolayı yıprandık. Artık bu sisteme dur demenin vakti gelmedi mi? Hac Sınavı'nın ÖSYM sistemine göre yapılmasını istiyoruz. Artık her yıl sınava girmekten usandık ve bittik. Her yıl yapılan sınavlardan sonra, aşağı yukarı aynı şahıslar bu göreve gitmekteler. Bu yıl yapılan sınavlarda il birincisi olan din görevlisi 87 puan aldı. tabandakiler birinci sıradaki görevliden 10 puan daha az aldılar. Yine çok az puan farkıyla üst sırada bulunan görevliler gitti. Bizim ısrarla istediğimiz: 1- Bu sınav ÖSYM sistemine göre yapılsın. 2- Sınavda 70 puan alan tüm görevliler başarılı sayılsın ve mülakata çağrılsın. 3- 70'in üzerinde puan alan din görevlileri sıraya konulsun, bunlar kutsal topraklara gönderilinceye kadar yeni bir sınav açılmasın. 4- Üç sefer kutsal topraklara giden din görevlisinin önüne engel konulsun. 5- 2 yıllık önlisans mezunları, açıköğretimi bitirenler ve hafız olan din görevlilerin yurt dışı sınavına gönderilmesi için önlerinin açılmasını istiyoruz. > Bir Gurup Din Görevlisi > Milletin vekilleri daha çok şeyler yapmalı Demokrasilerde seçimle milletin vekilleri seçilir, Meclise gönderilir. Kanunları ve Anayasayı Meclis yapar. Ülkeyi fiilen yönetecek Başbakanı ve Bakanları da meclis seçer. Halkımız Başbakanı ve Bakanları tanır. Bütün yük bunların sırtında. Sayıları fazla olan milletvekillerini ise, bazen seçildikleri çevrelerde bile az sayıda kişi tanır. Halbuki, halkın taleplerini bire bir merkeze taşımak, yönetenlere iletmek için, milletin nabzının merkezden hissedilmesi için, milletin vekillerine daha çok görev, sorumluluk ve yetki verilmesi gerekmez mi? Vekillerimizin, seçildikleri muhitlerde de bir bürolarının bulunması, milletin bütün taleplerinin bu şekilde kolayca yetkililere iletilmesi daha doğru olmaz mı? Bu şekilde, milletvekili seçiminde de daha bilinçli hareket edilir. > Hüseyin Aksu > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00