Bizler, devletimizin yurdun her köşesine adil hizmet ettiğine inanan insanlarız. Fakat gel gör ki Adıyaman merkeze bağlı Büklüm Köyü'nün, son birkaç yıldır yol yüzünden çektiği ıstırabı bir türlü yetkililere anlatamadık. Bütün müracaatlarımıza rağmen müspet bir netice alamadık. Aslında istediğimiz çok şey yok. E-5 yolu Kayacık Köyü sapağından başlayan ve yaklaşık 7 km uzunluğundaki yolumuzun son 1-2 km'si asflanmadan bırakıldı. Mevzunun düşündürücü yönü, aynı yolun Davuthan Köyü'nün içine kadar asfaltlandırılıp geriye kalan ve köyümüze ait olan bölümünün yarım bırakılmasıdır. Köyümüz'ün yolunda 3-5 dakikada bir araba geçmekte olup, aynı zamanda güzel Adıyamanımız'ı Besni İlçesi'nin köylerine bağlama gibi stratejik bir konuma da haiz bulunduğunu unutmamak gerekir.Sayın Vali'mize ve Köy Hizmetleri yetkililerine saygılarımızla arz ediyor, derdimize deva olacaklarına tüm kalbimizle inanıyoruz. * Büklüm Köyü Sakinleri - ADIYAMAN Benim suçum ne? Ülke mâlum, işler bozuk. Hele Düzce gibi bir zelzele bölgesinde yaşıyorsanız buzda patinaj yapıp duruyorsunuz. Masraflar boyumu aşınca çareyi emekli olmakta buldum. Ancak 01.11. 1975'te SSK kaydımı yaptırmış olmama rağmen ilk işverenim primlerimi yatırmamış. Eğer ben işverenimi mahkemeye verirsem kolayca neticelenir ve işim iki ayda bitermiş. Ancak önümüz adli tatil. Hiç yoktan 3 ay daha bekleyeceğim. Emekli olmak için dilekçemi verdiğim için sağlık hizmetlerinden de yararlanamıyorum. Eşimin rahatsızlığı için SSK Hastanesinden geri çevrildik. Şu parasız günümüzde sadece ilaca 60 milyon verdik. Şimdi soruyorum. İlk işverenim prim ödememiş, SSK tahsil etmemişse, mahkemeler 2 yıldır karar alamıyorsam benim suçum ne? Yok bana verilecek üç kuruşluk maaş devleti kurtaracak olsa canım feda... Saygılarımla. * Metin Paksoy - DÜZCE Yüreğim yandı Üç lider bir araya gelip hırsızları katilleri dışarı saldılar. Gelgelelim bu hapishane kaçkınları benim 23 yaşında askerden yeni gelen ciğerpareme şehrin ortasında kıydılar. Siz "içinize sindiremediğiniz" icraatlara devam edecek misiniz bilmem ama bir ana olarak benim "içim yandı". * E.K.- ANTALYA Ne lüzumu var? Ben Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama bölümünden mezun oldum. Yıllardır iş aradıktan sonra Pancar Kooperatifinden bir ümit ışığı yandı. Ancak Üniversitemizde bize verilmeyen "Bitki koruma" dersi yüzünden talebim geri çevrildi. Şimdi bize bu dersi okutmayan fakülte mi yoksa bu dersi almamız gerektiğini savunan kooperatif mi haklı? Kimin haklı olduğunu bilemiyorum ama suçlu hep biziz. Madem Ziraat mühendislerini isdihdam etmeyeceksiniz bunca Ziraat Fakültesini niye açtınız? * İsmail Uçar - BALIKESİR Kitap istiyoruz Merhaba Ben İlker Uğurlu. Niğde Fen Fakültesi öğrencisiyim. Okulumuz 1999-2000 yılında eğitime başladığı için henüz bir kütüphanemiz yok. Okuduğunuz kitapları yollarsanız bunları tasnif eder arkadaşlarımızın hizmetine sunarız. İlginiz için şimdiden teşekkür ederim. * Fen Lisesi - NİĞDE Borcumu ödeyebilsem Efendim, ben 62 yaşında fakir bir kimseyim. Bir oğlum vardı o da öldü. Ablamın evine sığındım. Ancak oğlumun cenazesini kaldırırken sağa sola 350 milyon lira borç yaptım. Kendim hamalım, yani araba indirir bindiririm. Alacaklılar ver paramızı diyorlar ama o parayı bir yılda kazanamam. Beni şu borçtan kurtaran yaptığı iyiliğin büyüklüğünü anlayamaz. 0272. 3536012 nolu telefona haber bırakabilirsiniz. * Mehmet Ali Büyük - DİNAR Kepenk indirmek üzereyiz Sağolsun hükümetimiz vergi borcunu ödeyemeyen esnafa borç taksitlendirilmesi getirdi. İyi de 2000 yılının vergisini ödeyemeyen esnaf bu yılın vergisini nasıl ödeyecek? Ev kirası, dükkan kirası ve okuyan üç çocuk kolay mı? Zaten iş yok güç yok. Devlet kendine başkaldıranlara daha hoşgörülü. Vatan düşmanlarına bile af geliyor bize af gelmiyor? Esnaf perişan yakında bütün kepenkler inecek, haberiniz olsun. * F.N.-Çağlayan/İSTANBUL Ah bir suçumuzu anlayabilsek! Biz Çorum Şeker Fabrikasından ihale aldık. İşimizi bitirip teslim ettik. Banka teminatını bozdurmak için müracaat edince SSK bizden bazı evraklar istedi. Söz konusu evrakları topladık, ancak müfettiş izne ayrılmıştı. Evrakları kime vermek istedikse kabul etmedi. Müfettişin izini takip edip Kahramanmaraş'ta bulduk. "Almaları lazımdı" dedi birilerine telefon etti ama yine evraklar elimizde kaldı. Hangi kapıyı çalsak yüzümüze kapandı. Uzatmayalım, verilen mühlet zarfında evrakları veremedik. Derken SSK'dan bir tebligat geldi. Evraklarımızı teslim etmediğimiz için 500 milyon lira ceza vermemiz isteniyordu. Buna itiraz ettik, SSK'yı mahkemeye verdik. Mahkeme bizi haksız çıkardı ve cezamız 3 milyar 300 milyona yükseldi. Mallarımıza haciz kondu. Şimdi elimizde ne varsa değerinin altında satıyoruz ve iflasın eşiğine geldik. Söyleyin burada bizim suçumuz ne? Bu memlekette ne zamana kadar alın teriyle çalışan ve helal kazanç peşinde olanlar mağdur edilecek? Devleti soymadık dolandırmadık. Bu gidişle işi gücü bırakıp dükkanlarımızı kapatacağız. Çalışma Bakanımız Yaşar Okuyan konuya müdahale etmesini istiyoruz. Bari başkalarının canı yanmasın. * Y.B. - ÇORUM Benzin istasyonları meyhane mi? Trafik canavarının başlıca "gıdası" alkoldür. Böyle olmasına rağmen benzin istasyonlarında alkollü içki satışı sürüyor. Kural tanımaz insanlar bir yandan bira çekip arabaları ile yolları çalkalıyorlar. Bence alkollü içkilerin fiyatları ABD'deki seviyeye yükseltilsin. Aradaki farklar yolların ve sağlık tesislerinin iyileştirilmesinde kullanılsın. Bunu yapan İskandinav ülkeleri var. Onlar işe "Ya bırak ya azalt" kampanyaları ile başladılar ve başarılı da oldular. * M. İbrahim Yenice - Kavaklıdere / ANKARA NOT Okuyucu mektuplarını geldiği gibi yayınlamamız mümkün değil. Zira öylesi bir hizmete değil bu köşe, gazete bile kafi gelmez. Haliyle mektupları kısaltıyor, cümle ve kelime tekrarlarını ayıklayıp yazının özüne uygun bir başlık (gerekirse arabaşlık) atıyoruz. Mektubunun yayınlanmasını isteyen okuyucu bunları peşinen kabul etmiş sayılır.