Buna "yaşamak" denirse...

A -
A +

Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'ın ifadesine göre, bugün hayatta olmayan binlerce kişinin maaşı Bağ-Kur'dan alınıyor, binlerce kişi de heketmediği halde aynı kurumdan emekli maaşı alıyor. Bu gibi yolsuzlukları ortadan kaldırmak için, Bağ-Kur'dan maaş alanlardan yeni belgeler istendi. Hayatta olduğunu ispatlamayana maaş verilmiyor. Buna vatandaşın itirazı yok. Ama bu basit işlem için vatandaşa azap çektirilmesi isyan ettiriyor. Bakırköy'den arayan Mühendis Mehmet Ülüş, çektirilen sıkıntıları anlatıyor: "9 yıllık emekliyim. Şimdi benden vukuatlı nüfus kayıtları isteniyor. Günlerdir bu belgeyi vermek için uğraşıyorum, Şişli Bağ-Kur Müdürlüğü'ne gidiyorum, ama bir türlü bu belgemi veremiyorum. Ortalık ana-baba günü... 32 yıl mühendislik yaptım, bu kuruma 9 bin işgünü prim yatırdım. Şimdi bana verdikleri maaş 130 milyon gibi komik bir rakam. Buna rağmen rahat bırakmıyorlar, bu yaştan sonra böyle eziyet çektiriyorlar. Hepimizi oraya yığacaklarına, müracaatlarımızı postayla yapalım, bunu kabul etsinler. Bu da yapılmayacaksa, başka tedbirler alsınlar. Biz yaşlılara bu kadar zulüm yapmasınlar..." Vatandaşın bu çığlıkları adresine ulaştı, bu uygulama daha geniş bir süreye yayılacak. Bu şekilde yığılmaların önlenmesine çalışılacak. Bu arada da, vatandaşa eziyet olmadan, yığılma olmadan bu belgelerin nasıl temin edilebileceği üzerinde de çalışılacak. Bundan başka, Çalışma Bakanlığı Basın Danışmanı Kayhan Ünal'ın Bağ-Kur Genel Müdür Yardımcısı'ndan sorup bana aktardığı bilgiye göre; Vukuatlı Nüfus Örneği, Vergi Dairesi ve Esnaf Odası'ndan alınan "İşi Bırakma Formu" bir arada postayla da gönderilebilir. Karakollarımız kapatılmasın En yakınımızda olan, varlığını bilmekle huzur duyduğumuz semt karakollarımızın kapatılması, bizleri son derece rahatsız etmektedir. Bu uygulamanın sonucunda, semtimizde huzur ve asayişi bozan olayların olmasından endişelenmekteyiz. Semtimizle özdeşleşen Kocamustafapaşa Çınar Karakolumuzun kapandığını gördüğümde şok oldum. O tatlı selamlarını, güven veren varlıklarını şimdiden özledik. İlgililerden isteğimiz, karakollarımızı geri vermeleridir. > Ayla Öztürk - İSTANBUL Biz hizmete lâyık değil miyiz? Bütün vergilerimi veriyorum. Çöp vergisini veriyorum, çöplerimiz toplansın diye; su vergisi veriyorum, temiz su sağlansın diye; elektrik, telefon vergilerini veriyorum, bu hizmetler yapılsın diye; meskenimin vergisini veriyorum, rahat, huzurlu bir ortamda yaşamak için... Fakat bütün bunlara rağmen, biz Sultanbeyli'de oturanlar yok sayılıyoruz, gerektiği gibi hizmet göremiyoruz. Bilindiği gibi Sultanbeyli'nin 3/4'ü ormanla kaplı, bekçileri olduğu söyleniyor; fakat bunları ne gören ver, ne de bilen... Bazı kendini bilmezler ormanı kesiyor, fakat "dur" diyen yok. Belki krizi bahane ediyorlardır, ama kriz var diye oksijensiz mi kalalım? Lütfen ormancılar görevlerini yapsın, buralar hepimizin... > Ceylan Ceylan Sultanbeyli / İSTANBUL

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.