Seçim süreci ile birlikte, artan belirsizlikten güç alan bürokrasi işleri yavaşlattı. Birçok kurumda vatandaşın sıradan işleri sudan sebeplerle geciktiriliyor. Belli koltukları işgal edenler, milleti inim inim inletmekten adeta zevk alıyor. Zaten yeteri kadar çekilmez kılınan hayatımız, bu tür davranışlar da ilave olunca adeta azaba dönüşüyor. Bugünlerde resmi kurumlara yolu düşen bilir; her tarafta kuyruklar uzamış, milyonlarca vatandaş basit işler için en kıymetli zamanlarını bu kuyruklarda geçiriyor. Sınır kapısında 15 kilometreyi bulduğu belirtilen kuyruk, hastanelerin her biriminde, SSK'nın prim alan teşkilatlarında, öğretmen müracaatlarını kabul eden merkezlerde, öğrenci işlemlerini yürüten bürolarda; gaz, su, elektrik, telefon, köprü, yol paralarının yatırıldığı yerlerde, bankalarda... Basit tedbirlerle düzeltilecek aksaklıklar, yetkililerin adeta öç alırcasına duyarsız kalmaları yüzünden büyüdükçe büyüyor. İlave bir vezne, fazladan bir eleman veya küçük bir bürokratik basitleştirme ile halledilebilecek işler, vatandaş için azaba dönüştürülüyor. Ne olacak bu iş, kim düzeltecek? Her gelen bir tedbir aldığını iddia ediyor, ama yapılan herşey bürokrasinin devreye girmesiyle vatandaş için önceki uygulamaları aratıyor... Sermayenin kaçması, ekonominin iflas etmesi, yatırımların ve üretimin durması, işsizliğin patlaması, vatandaşın depresyona girmesi bazılarını hiç ilgilendirmiyor. Ama bu böyle gitmez... Cevap dahi vermiyorlar T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'ne; TC Emekli Sandığı'nın 11-461-070 Sicil numarası ile dul maaşı almakta iken, 23.01.2002 tarihinde vefat eden annemiz Vasfiye Uludağ'ın sağlığında hak kazandığı Ocak-Şubat 2002 aylarına ait maaş farkı olan 78.690.000 TL'nın biz varislerine ödenebilmesi için Emekli Sandığı'nın istediği gerekli belgeleri 3 Mayıs 2002 tarihinde tamamlayarak kuruma gönderdik. 13 Haziran 2002 ve 17 Temmuz 2002 tarihleri itibariyle yapmış olduğum yazılı müracaatlarıma rağmen maalesef bugüne kadar ne tarafımıza bir ödeme yapılmış, ne de bir cevap verilmiştir. Emekli Sandığı gibi saygın bir kurumun çok cüz'i bir miktar olan ödemeyi bugüne kadar geciktirmesi ve iki ayrı tarihte yapmış olduğum hatırlatmalara müsbet veya menfi bir cevap dahi verilmeyişi, kuruma olan güvenimizi sarsmıştır. Başta Ödemeler Dairesi Başkanı olmak üzere, genel Müdür'ün de titiz bir araştırma yaparak mağduriyetimize son vermelerini istiyoruz. > Suat Uludağ - ESKİŞEHİR 3 Kasım bir fırsattır Yetkili makamlara gelip koltuğa kilitlenenler, işi pişkinliğe vurup onları oralara getirenlerin bile sabrını taşıranlar; görevlerini ihmal etmişlerdir. Bunlar zamanında ekonomi iflas etmiş, işsizlik patlamış, esnaf batmış, vatandaşın alım gücü tükenmiş, ağır vergiler ve insafsızca yapılan zamlarla hayat çekilmez kılınmıştır. IMF'nin verdiği paraların nerelere gittiğini bile doğru dürüst bilmeyenler, bütün yükü yoksul halkımıza çektirmişler, bazılarının da hak etmedikleri servetler edinmelerine vesile olmuşlardır. Kendi maaşlarına bir saniyede 950 milyon zammı yapanlar, sıra emekliye yapılacak 3-5 milyonluk zamma gelince yan çizip çeşitli bahaneler öne sürmüşlerdir. Bütün bu yapılan yanlışlıklar, bütün göz boyamalara rağmen biz halkın dikkatinden kaçmamıştır. Ama neticede onların yaptıklarının karşılığını vermek de bize düşer. 3 Kasım'da bütün bunları bir defa daha düşünüp oyumuzu öyle verelim... > İsmail Sarız - ANTALYA Verdiğiniz ne ki kesiyorsunuz! Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne; Ben bir Bağ-Kur emeklisiyim. Kendi çapımda terzilik yapan küçük bir esnafım. İşyerimi ve yaptığım işi görseniz, değil maaşımdan kesinti yapmak, vergi bile almazsınız. Yıllarca dişimizden tırnağımızdan artırdıklarımızla zar zor Bağ-Kur primini ödedik, emekli olduk. Bağ-Kur'un verdiği 150 milyoluk maaşla geçinmek mümkün değil. Hayatımızı idame ettirmek için mecburen çalışıyoruz. Ama çalışıyoruz diye maaşımızdan %10 kesinti yapılıyor. Verdiğiniz o azıcık paradan bir de kesinti yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Diğer kurumlardan emekli olanlar bu tür muamelelerle karşılaşmazken, biz Bağ-Kur emeklilerine neden bu haksızlık yapılıyor. Kazandıklarımızı zaten vergi vb. adlar altında yine devlete veriyoruz. Ama taşıyamayacağımız yük yükleniyor. Diğer emeklilere yapılmayanların bizlere reva görülmesinin sebebini öğrenmek istiyor ve bu haksız uygulamaya bir an önce son verilmesini bekliyoruz. > Emrullah Pirci (Bağ-Kur emeklileri adına) KASTAMONU