Devlet işleri bürokratlar tarafından yürütülür. Bürokrat direnirse, ayak diretirse işler yürümez, çarklar dönmez. Bunun sıkıntısını da millet, dolayısıyla bütün ülke çeker. Ama artık milletimiz işleri aksatanları teşhis etmeye başladı. Artık her halükarda fatura siyasi iktidara kesilmiyor. Millet dikkatle izliyor, sorumluları teşhis ediyor ve vicdanında suçlu buluyor. Koya'dan yazan Ekrem Hortu'nun belirttiği gibi, bürokrat direttikçe millet durumu görüyor ve "iktidarın elini kolunu bağlıyorlar" diyerek AK Parti'ye olan desteğini arttırıyor. "Sayın Başbakan bize ayak uyduramayan bürokrat gider dedi, ama alt kademedekileri unuttu. Milletle muhatap olan bürokratlar da bu alt kademe bürokratlardır ve asıl aksamalar buralarda olmaktadır. Başbakan, bakanlar istedikleri kadar çırpınsınlar, önceki hükümetin bir kanadı tarafından getirilen ve ideolojilerini görevlerinin önünde tutan bazı bürokratlar varken bir yere varılamıyor. Bunlar, AK Parti'ye oy verdiler diye neredeyse milletten öc alıyorlar. Millet iradesinin %35 oyla bir kadroya görev vermesi, bürokratların da bu kadrodan emir alması gerekliliği hiç akla getirilmiyor. Bunun çok güzel bir örneği Konya/Karapınar'da yaşanmakta. Bu ilçedeki devlet hastanesi tamamen boş. Kulak-Burun'cu, Doğum'cu, Dahiliye'ci, Hemşire, Ebe... Yok oğlu yok... Konya Milletvekilleri çırpınıyor, Bakanlıkta kimler araya konmadı ki, ama sonuç değişmedi. Bir bayan kardeşimiz, Kadın Doğum'cu olmadığı için Ereğli Devlet Hastanesi'ne sevk ediliyor, 45 kilometrelik yolda zaman kaybediliyor, ambulans da zaten milattan önceden kalma; kurtarılamıyor... Şimdi işleri tıkayanlar kimleri cezalandırmış oluyor? Sayın Cumhurbaşkanı da bazı tayinleri iptal ederken acaba bu gibi durumları düşünüyor mu? Mevcut iktidarın başarılı olmaması için yapılan bu engellemeler halkımıza zarar veriyor. Türkiye kaybediyor. Zaten millet de artık işin rengini kavramış, işlerin kimler tarafından engellendiğini görüyor ve kızıyor. Onlara kızdıkça da mevcut iktidara verdiği desteğini arttırıyor..." Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan açıklama 14. 10. 2003 tarihli gazetemizin bu köşesinde, "Bu kadar para kesilir mi?" başlığı altında bir vatandaşın şikayetine yer vermiştim. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu, her zamanki duyarlılığıyla, vatandaşımızın şikayetini inceletip şu açıklamayı göndermiş: "1478 sayılı Kanuna 4447 sayılı Kanunla eklenen Ek 20. maddeye göre, Kurumumuzdan yaşlılık aylığı almakta iken, Kurumumuz mevzuatı çerçevesinde çalışmalarına devam edenlerden veya daha sonra çalışmaya başlayanlardan sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren çalışmalarının sona erdiği ay dahil, %10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilmektedir. Şikayette bulunan vatandaşımızın dosyasının tetkikinde, Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Memurluğundaki kaydının 6 Şubat 2003 tarihine kadar devam etmesinden dolayı, Kanun gereği 1.10.1999-25.2.2003 tarihleri arasındaki sosyal güvenlik destek primi kesilmiştir. 25.8.2003 tarihi itibariyle bu sigortalımızın sosyal güvenlik destek primi gecikme zamları mevzuat gereği silinmiş, belirtilen tarihler arasındaki 222.143.400 TL.'lık borcu, sigortalımızın aylığının 1/4'üne tekabül eden 85 milyonluk taksitler halinde kesilmektedir. Ayrıca, sözü edilen raporun ilgili birimde bulunmadığı anlaşılmıştır."