Büyük Türkiye'nin kurulması için "Demokratik açılım" desteklenmeli

A -
A +

Bir mesele görmezlikten gelinerek, çözümlenmiş olur mu? Ne acıdır ki, ülkemizde, problemleri görmemek suretiyle, onu yok edeceğini düşünen bir anlayış uzun yıllar siyasetimizde hakim oldu. Bu siyasi anlayış, bazen komşularımızı, bazen içteki bazı unsurları, hatta zaman zaman mütedeyyin Müslümanlar bile tehdit ve düşman addetti. Bu siyasi anlayışın ürettiği düşmanlar, ülkenin bölüneceği paranoyası ile desteklendi. Amaçları ise kendi egemenliklerini koruma, vesayet sistemini devam ettirme düşüncesi idi. Bütün bu "düşman (!) faktörler", biz gidersek onlar gelir mülahazası ile yürürlükte tutulmuştur. Bundan dolayı da meseleler çözümsüz bırakılmıştır. Bu güzel ülkemizde, bugüne kadar 40 bin kişi hayatını kaybetmişse, bu bir problem değil mi? Neden çözülemedi? Bu güzel ülkemiz, teröre bu güne kadar 300 milyar dolar harcamış ise, bu önemli bir mesele değil mi? Hâlâ neden çözülemedi? Şu veya bu sebeple vatandaşlarımız dağa çıkıyorsa, 25 yıldır terörle mücadelemiz devam ediyorsa, Doğu ve Güneydoğu bölgemiz ekonomik, kültürel ve siyasi alanda geri kalmış ise; bunlar çözülmesi gereken problemler değil mi? Bu bölgede insanlar eğitimsiz kalmışsa, eroin ve akaryakıt kaçakçılığı varsa, bunlar problem değil mi? Bu bölge üzerinden birileri rant sağlıyorsa, yabancı gözlemciler buralarda araştırmalar yapıyorsa, faili meçhuller işleniyorsa, köyler boşaltılıyorsa, olağanüstü hal ilan ediliyorsa bunlar sorun değil mi? Oralarda bulunan Marksist Leninist düşünceye sahip PKK bir problem değil mi, bütün bu problemleri görmezden gelmek de ayrıca başlı başına problem değil mi? 19 yıl önce bütün bunları gören ve rapor yazan Ana Muhalefet Partisi CHP'nin bugün bunları inkâr etmesi bir mesele değil mi? Devletin en büyük görevi, vatandaşının dağa çıkmasını önlemektir. Bu noktadan hareketle çözüm üretilmesi gerekmez mi? Asırlardır Anadolu Coğrafyasında kardeşçe yaşamış milletlerin üzerinde bugün birtakım oyunlar oynanıyor. "Sen şusun, sen busun" diyerek, ülkemizde kardeş kavgası çıkarıp, karanlık emellerine ulaşmak isteyenler var. Bu oyunları oynayanları da oynatanları da aziz milletimiz çok iyi biliyor. Atalarımız bu coğrafyayı vatan yaparken, "sen Türk'sün, Kürt'sün, Laz'sın, Boşnak'sın, Çerkez'sin..." dememiş. Bu aziz vatanımız için beraber kan dökmüş, can vermiş, asırlarca kardeşçe ve barış içerisinde yaşamışız. Yaradılışımızdaki farklılıklarımızı bahane ederek, ayrıcalık ve ayırımcılık çıkarmak, bu ülkeye ve millete yapılan en büyük düşmanlık ve kötülüktür. Halbuki, farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir... Çok şükür ki, Türkiye'de yukarıda saydığım meseleleri gören, bunları tahlil eden ve çözüm üreten bir iktidar, "Demokratik Açılım" adı altında mutabakat oluşturuyor. Bu hayırlı adımlara destek vermek ve çözümün bir parçası olmak gerekir... Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde yaşayan insanlarımızın geleceğini PKK değil millet ve devlet olarak biz belirleyelim. Bu meselenin çözümüne karşı çıkmak demek; silah tüccarlarına, uyuşturucu tacirlerine, akaryakıt kaçakçılarına ve teröre dolaylı destek vermek demektir. Bu ülke hepimizin, ülkemize hep beraber sahip çıkalım. Yüksel Kantar-ARTVİN Neden Tarım İl Müdürlüklerinde "Toprak Tahlil Laboratuvarı" bulunmaz? Ülkemiz bir tarım ülkesi olmasına rağmen, hâlâ ilkel metotlarla tarım yapılmakta. İl ve ilçelerde Tarım İl Müdürlükleri, Ziraat Odaları, hatta bazı köylerde Ziraat Mühendisleri bulunmakta. Ben Balıkesirliyim, Tarım İl Müdürlüğümüzde, toprak tahlil testi için bir laboratuvar bulunmamakta. Burhaniye ve Bandırma'da bulunduğu söylense de, Balıkesir'de bulunmaması büyük bir eksiklik değil mi? Teknoloji sürekli gelişiyor, yenilikler geliyor ama bizim çalışmalarımız çok ağır ilerliyor. İlerleme ve yenilikler için sürekli dış ülkelere muhtaç oluyor, dövizlerimizi onlara kaptırıyoruz. Mahsullerin, meyvelerin, sebzelerin çekirdeklerini, tohumlarını çölün ortasında bulunan İsrail'den almamız ayıp değil mi? Biz hâlâ 40-50 yıl öncesinin usulleriyle tarım yapıyoruz. Topraklarımızı tahlil etmiyor, testten geçirmiyoruz. Çiftçimizin çoğu tahlil nedir bilmez. Hangi toprağımızın hangi ürün için daha elverişli olduğundan haberimiz yok. Ver 20-20 çimen gübresi, nitratı ve üre gübresini; ver 18-46 geliştirme gübresini, sonra da çiftçi olarak görevimizi yaptık diyoruz. Bu gübreler atıla atıla toprak yapısı bozuluyor, verim düşüyor... Devamlı toprak testi yapılmalı, buna göre ürün ekimi yapılmalı. Bunun için de her il ve ilçede bulunan Tarım Müdürlüklerinde laboratuvarlar kurulmalı, gereken testler buralarda yapılabilmelidir. Reşat Çavuş Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.