Bir bekleme salonundayım. Birkaç bayan ve bay kendi aralarında ve başkalarının da işitebileceği bir ses tonuyla konuşuyorlar. İşittiğim bölümde, bayanlardan birisi şöyle diyordu: "Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin bulunduğu mevkiyi biliyorsunuz. Büyük alışveriş ve iş merkezlerinin yanında ve lüks konutların bulunduğu, rantı oldukça yüksek bir yer! Arsa bedelleri çok yüksek. Böyle bir yerde, fakültenin camisi hemen göze çarpıyor. Cami çok büyük. Buna karşılık cemaati çok az. Cuma namazlarında belki biraz cemaat oluyor. Böyle bir merkezde, bu kadar büyük bir camiye ne lüzum var..(!)". Sıram geldi, bekleme salonundan ayrıldım. Çoğumuzun bildiği, işittiği bu nevi konular zaman zaman çeşitli ortamlarda, medyada çeşitli vesilelerle gündeme getiriliyor. Bize göre bunlar abesle iştigaldir. Genelde bunları ortaya atanların bu konulardaki ilgi ve bilgilerinin çok az olduğunu ve bunlara tamamen uzak olduklarını görüyoruz. Belki bazı iyi niyetli müslümanların aklını çelebilirler düşüncesiyle, bekleme salonundan ayrıldıktan sonra konuya zihnimden verdiğim cevapları maddeler halinde yazıya dökme ihtiyacını duydum. 1- Câmiler Müslümanların ibadet mahallidir. Burada yapılan ibadetin sevabı Kur'anı Kerim'de, Hadis-i Şeriflerde çok açık ve net bir biçimde anlatılmıştır. Müslümanlar namazlarını yeryüzünün her tarafında kılabilirler. Her yer mescid hükmündedir. Ancak, camiler Allahü Tealanın evidir. Bu binaların özel bir yeri ve önemi vardır. 2- Câmiler İslamiyetin adeta bayrağı gibidir ve alamet-i farikasıdır, yani markasıdır. 3- Müslüman atalarımız çok büyük, mimârî ve tarihî değeri olan camileri bizlere miras bırakmışlar. Atalarımızın dinimize verdikleri önemi bu eserlere bakarak da anlıyoruz. 4- Hali vakti yerinde bir kimse, en pahalı en güzel yerlerde malikane, köşk, villa yapar. Bu onun hakkıdır. Kimse birşey diyemez. Neticede,10, 20 odalı bu meskenlerde kalanların sayısı 3'ü 5'i geçmez. Dinimizin markası, sembolü olan camilerimiz için de enaz bu kadar anlayış gösterilmesi gerekmez mi? 5- Dünyanın her tarafında çeşitli dinlerin mabetleri vardır. Bunlar da en pahalı arsalara, en görkemli şekilde yapılırlar. Bizanslılar'dan bize geçen Ayasofya camii de, o zamanlar İstanbul'un en kıymetli bir semtinde ve çok büyük olarak inşa edilmemiş mi?! Sait Yolaçan > İslami sembollerin ayak altında çiğnenmesi bizleri üzdü Önceki hafta Cumartesi gecesi, 60 ülkede naklen yayınlanan; Sinan Şamil Sam ile Amerikalı rakibinin boks maçı vardı. Ringin zemininde yer alan, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ait amblemde bulunan ayyıldız, kubbe, minareli cami logosu, bütün gece boyunca boksörlerin ayakları altında çiğnendi durdu. Hatta zaman zaman tükürük ve kanla lekelendi. Bu durum bizi rencide etti, üzdü. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in bu gibi konulardaki duyarlılığını biliyoruz. Muhtemelen bir dikkatsizlik olmuştur. Bu müsabakaların devam edeceği belirtiliyor. İslamiyetin simgelerinden oluşan amblemin, ringin zemininden kaldırılmasını istiyoruz. İlgililerin bu gibi durumlarda daha duyarlı ve dikkatli olmalarını bekliyoruz. Ali Muzaffer Sebik (Emekli Binbaşı) > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00