Sayın Türkiye Gazetesi okuyucuları; hepinize merhaba! İyilikler, yardımlaşmalar, insan ilişkileri yok denecek kadar azalmış olsa bile; yaşlı, hasta bir çifte yardım edecek merhametli insanların hâlâ bulunduğuna inanıyorum... Biz emekli maaşıyla geçinen, kirada oturan, çok zor günler geçiren bir çiftiz. Çok sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz. Bir oğlumun işi bozuldu, borçlandı, bunalıma girdi, eşi terketti, yuvası yıkıldı. Ağabeyi ona yardım etmek için borçlandı, kredi, kredi kartı, dolar derken, bunların faizi altında ezildi; 10 milyara yakın borçlandı, mahvoldu. Daha da çoğalacak, ödeyemiyor... Bunlara sebep olduğunu düşünen küçük oğlum aldı başını gitti, 6 aydır haber alamadık. Ben bir anneyim, çok ıstırap ve yokluk çekiyoruz. Eşim 75 yaşında, 15 sene önce beyin kanaması geçirdi, felçli. Ben de 65 yaşındayım, bacağımın biri simsiyah, ikinci bacak kırık. İyi bakılmadı, kaç senedir çok kötü oldular. Sigorta malum, ilgilenmiyor, parasızlıktan başka doktora da gidemedim. Bir ultrason yazdılar, bir sene sonraya gün verildi. "Bu kötü haliyle bu kadar süre nasıl bekler?" diyecek oldum, "öyleyse parayla çektir" dediler. Kalp, astım, romatizma, tansiyon hepsi var... Telefonum borçtan dolayı kapalı, doktor randevusu alamıyorum. Kiralarım birikti, su, elektrik, bakkal, elden aldığımız borçlar... 2 milyara yakın borç ödemem lâzım. Karnımızı borçla doyuruyoruz; bir tüpgaz 15 milyona çıktı, kış geliyor, bir dal odun yok. Hasta adam daha şimdiden üşüyor, evladım ne alemde, yaşıyor mu, yaşamıyor mu bilmiyorum; öbürü kalp ameliyatlı, işçi maaşıyla o borçları nasıl ödeyecek? Bu stresi kaldıramaz herhalde, bunalımlar geçiriyormuş. Yavrularımı kaybediyorum... Bu acılı anneye yardım edecek biri çıkar mı, bilmiyorum. Allah kimseyi dara, sıkıntıya düşürmesin. Bizi reklam etmeden, utandırmadan, sadece Allah rızası için sevindirecek biri varsa; Allah onları da sevindirsin... Eşim rahatsızlığından dolayı çok hassas, çok sinirli; bunu yazdığımdan da haberi yok. Öğrenirse çok üzülür; ama başka çarem kalmadı, çok çaresizim ve çok üzgünüm, bunalımlar içindeyim... Çaresizlikten utanarak yardım istiyorum... * İsmi Mahfuz - İSTANBUL Okullardaki demode bilgisayarlar Ben İstanbul'un güzide Anadolu liselerinden biri olan Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi'nde okuyorum. Okulumuz en yüksek puanla öğrenci alan 3. Anadolu lisesi ve öğrenciler bu okula girmek için birbiriyle yarışıyor, ama okulumuzun bilgisayar laboratuarında okulumuza hiç de yakışmayan, eski bilgisayarlar kullanılıyor! 486 diye tabir edilen işlemcilerin olduğu Windows 95'i ufak değişikliklerle zor kaldırıyor Bu bilgisayarlar 1994 yılında alınmış. Tamam, o zamanın en iyi bilgisayarlarıymış, ama aradan 7 sene geçmiş, artık çağa ayak uyduramıyorlar. Çağın ihtiyacı olan internetten vazgeçtik, Cd-rom'ları bile yok. Bilgisayarların değişmesi için (sadece makinaların) 12 milyar gerekiyormuş. Okul idaresi çaresiz, çünkü para yok. Sadece bizim okulda değil, yine Üsküdar bölgesinin bir diğer kaliteli anadolu lisesinde okuyan arkadaşların dediğine göre, onlar da bizim kullandığımız bilgisayarları kullanıyorlarmış. Bu durum, 21. yüzyılın eşiğindeki ülkemiz için bir ayıptır. Bir ara Turkcell'in eski bilgisayarlarını bir okula bağışladığını duydum büyük şirketler ve hayırsever insanlar okulların bu ihtiyaçlarını karşılayamazlar mı? * İsmi mahfuz - İSTANBUL Yolluklarımız bir an önce ödensin 11 Ocak 2001 itibariyle göreve başlamış bir "İmam-Hatip"im. Ya da diğer adıyla din görevlisi.. Ben ve bir arkadaşım Ümraniye Müftülüğü'nde beraber göreve başladık ve bu zamana kadar yolluğumuzu alamadık. Ben Gaziantep'ten, arkadaşım ise Ağrı'dan geldi ve evli de. Biz o yollukları hak ettiğimizde dolar 680 000 lira idi. Şimdi alacağımız kat be kat küçülmüş durumda. Biz değer kaybından da vazgeçtik ve bir an önce paramızın ödenmesini istiyoruz. Ben evlilik hazırlıkları içindeyim ve bu paraya müthiş derecede ihtiyacım var. Meselenin bir diğer boyutu; İstanbul'un başka yerlerinde beraber başladığımız arkadaşlar yolluklarını aylar öncesinden aldılar. Müftülükteki memur arkadaşlar ödenek istediklerini, birkaç kez faks çektiklerini ve hâlâ bir cevap alamadıklarını söylüyorlar. Bu müşkil durumumuzu yetkililere duyurmada bizlere tercüman olursanız derdimizle dertlenmiş olacaksınız ve sizlere müteşekkir olacağız. * İsmi mahfuz - İSTANBUL Gediz Belediyesi'nden açıklama 11.09.2001 tarihli gazetenizin "Okuyucu Köşesi"nde, "Belediye kaynakları daha faydalı işler için harcansın" başlığı altında yazılan yazıyla ilgili olarak bu açıklamayı yapma gereği doğmuştur. İlçemiz 1866 yılında belediyelik olmuş, kurtuluş etkinlikleri de 79 yıldır yapılmaktadır. Halkımızın her türlü ihtiyacı, yasa ve mevzuat çerçevesinde belediyemizce karşılanmaya çalışılmaktadır. Halkımızın da çok büyük katılımlarıyla gerçekleşen ve halkımızın birlik beraberliğini sağlayan böyle önemli günlerin kutlanması hem tarihimizi hatırlamak, hem de dayanışmayı sağlamak açısından idaremizce çok önemli görülmektedir. Bu etkinlikler için sanıldığı kadar çok büyük rakamlar harcanmamıştır. * İsmail Şenol (Gediz Belediye Başkanı) Çiftçiye yapılan yardımın bir başka yüzü... Sayın Tarım Bakanımızın dikkatine; Çiftçiye vermek istediğiniz, dönüm başına 10 milyon lira için, yetersiz olmasına rağmen (kuraklık, aşırı artan gübre ve mazot fiyatları yanında) teşekkür ederim. Ancak uygulamalardaki görülen zorluklar, bunun "yardım mı, yoksa çiftçiden para toplama yöntemi mi?" Olduğunu sizin takdirinize bırakıyorum ve aşağıda uygulamayı aynen sunuyorum. Bir ailede kişinin 30 dönüm, hanımının 20 dönüm tarlası var. Çiftçiliği köyde oturan oğlu yapıyor. Bu oğulları baba ve annesiyle icar sözleşmesi yapıp müracaat edemiyor. Kişi hanımıyla da icar sözleşmesi yapıp müracaat edemiyor. Bu yaşlı insanlar ayrı ayrı müracaat etmek zorunda bırakılıyor. Böyle olunca da: Ziraat odasına kayıt için; 4 milyon X 2=28 milyon, Evrakları doldurtmak için; 3 milyon X 2= 6 milyon, Tapu kaydı almak için; 1 milyon X 2= 2 milyon, Nüfus kayıt örneği için; 500 bin X 2= 1 milyon, Ziraat bankasına hesap açmak için; 5 milyon X 2=10 milyon. İlçe tarım müd. teslimde; 5milyon X 2=10 milyon. Toplam 57 milyon lira çiftçiden hemen peşin olarak alınıyor. Küçük çiftçi bunu borç bularak yatırabiliyor. Yardım ne zaman kendisine ulaşır belli değil. Hele İlçe Tarım Müdürlüğü'ndeki memurun para toplama usulünü ayrıca dikkatinize sunuyorum. Dosya başına 5 milyon lira vereceksiniz diyor ve hiçbir resmi yönü olmayan beyaz bir dosya kâğıdına çiftçilerin adını soyadını yazıp, "parayı verdiğine dair" deyip, bize imzalatıyor. Makbuz vermiyor. Bu kâğıdı yırtsa atsa, çiftçiden aldığı para ne olur? * Denizli Bozkurt İlçesinden bir çiftçi