Cezalar caydırıcı olmadan suç önlenemez

A -
A +

Küçülen dünyamızda, geleceğe yönelik umutlarımız her geçen gün azalıyor. Ortalık suç ve suçludan geçilmiyor. İnsanlar sokakta gezmekten korkar hale geldi. Can güvenliğinin bulunmadığı bir ortamda hayatın anlamı mı kalır? Oysa dinler, toplumlar insan hayatının önemini, yaşama hakkını çok önemsemiş; buna kastedenleri en ağır cezalarla korkutmuşlar. Bu cezaların caydırıcılığı tamamen ortadan kaldırıldı. Suçlular korunarak can güvenliği ortadan kaldırıldı, insanların yaşama hakları tehlikeye atıldı. İnsanları kasten öldürenlere asırlarca idam cezası verilmesi boşuna mıydı? Böyle bir korkuyu taşıyan kişi, insan hayatına kolayca kast edebilir mi? Bunu değiştirip, en azılı katili bile birkaç yıl içinde tekrar sokaklara salacak düzenlemeleri yaparsanız, can güvenliği mi kalır? Aynı katiller tekrar cinayet işlemez mi? Caydırıcılığı kalmayan bir cezanın ne etkisi olabilir ki? Bu şekilde suçlular, katiller korunurken; mağdurlara, mazlumlara zarar verilmiş olmuyor mu? Masum vatandaşı korumanın başka yolu var mı? Polisi, askeri, masum vatandaşı katleden katiller, bunun karşılığı olarak kendilerinin de öleceklerine tam olarak inansalar, bu cinayetleri kolay kolay işleyebilirler mi? Lütfen cezaların caydırıcılığı üzerinde bir daha durulsun. Can ve mal güvenliğini başka türlü sağlayamayacağımız ortadadır. > Necdet Akman >> Şimdiden korkmaya başladım Ben 1930 doğumluyum. Birinci Dünya Savaşı'nı kitaplardan okuyarak, o günleri yaşayanları dinleyerek; o zamanlarda yaşanmış sefaleti ve dramı öğrendim. İkinci Dünya Savaşını ise bizzat yaşadım, o günlerdeki bütün olumsuzlukları iliklerime kadar hissettim. Belki çok anlatılmış, ama hatırlatmakta fayda var. Ekmek karne ile veriliyordu, karda, kışta yalınayaktık, okulda kalemimiz yoktu, kefen dahi bulunmuyordu... Diğer baskılar da cabası... Tek partinin sebep olduğu sefalet ve sıkıntılar anlatılır gibi değildi... Demokrat Parti gelince her şey değişti; sisler dağıldı, adeta güneş parladı. Memlekete bolluk, rahatlık geldi. Ayağımız ayakkabı, soframız bereket, cebimiz para gördü... Aynı zihniyet 70'lerde iktidar olunca, yokluklar, sıkıntılar, kuyruklar tekrar başladı. Hele İstanbul'a yaşattıkları susuzluğu ve bu husustaki beceriksizliklerini görünce, yoklukların bunlarla gelmesinin rastlantı olmadığını anladım. Ne hikmetse, bunlar gelince bereket kalmıyor, yokluklar başlıyor; bunlar gidince de eski bolluk geri geliyor. Sadece laf yapmaları mı, iş bilmemeleri mi, bunun gerçek sebebi mutlaka araştırılmalı. Ülkede o zihniyet taş üstüne taş koymuş mu? Bilenler lütfen anlatsın... Şimdi yine korkmaya başladım; ya bir kaza olur da onlar iktidar olursa!... Diyeceksiniz ki, bu yaştan sonra mı? Haklısınız, yaşım geçti; ama torunlar, çocuklar var. Bütün endişelerim onlar için... B. Zor >> Bu zihniyet değişmedikçe, daha çok insanımız ölür Bu ülkede Veteriner Hekimlik mesleği yok sayıldığı ve görmezden gelindiği günden bu yana, hayvancılık dibe vurdu ve salgın hastalıklar kol gezmeye başladı. Deli dana, şarbon, sığır vebası, tüberküloz, kuduz, kuş gribi ve şimdi de kırım kongo kanamalı ateşi hastalığı ile uğraşılıyor ve insanlarımız ölüyor. 5 yıllık fakülte okuyup yüksek lisans diploması alan Veteriner Hekimi, 4 yıl okuyan ve lisans diplomasına sahip mühendisin altına itiliverdiler, geçen yıl çıkarılan kanunla mühendisler lehine 200 YTL maaş farkı koydular. > Adem Çelik Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.