Çocuklarımızı rapor çilesinden kurtaralım!..

A -
A +

İlköğretim ve lise son sınıf öğrencilerini imtihan heyecanı sardı. Hayatlarının rotası tek bir imtihanla belirlenmeye çalışılan çocuklar, aileleri ve yakınları büyük bir stres altında. Bu imtihandan başarılı çıkmak için, çocuklarımıza adeta bir yarış atı muamelesi yapılıyor. Bugünlerde özellikle lise son sınıflardaki bütün öğrencilerin ÖSS için çalıştıkları, okulların boşaldığı biliniyor. İşi kağıt üzerinde mevzuata uydurmak için, sağlık raporları alınıyor. Daha hayatlarının baharında olan çocuklara, sahte evrak düzenletiliyor. Sağlam olan çocuğa hasta raporu verilerek, yalancılık, sahtekarlık, yaptırılıyor. Veli, öğrenci, öğretmen, doktor gibi bütün tarafların ortak olduğu bu doğru olmayan fiilden sonra, çocuklarımızın ilerde dürüst vatandaş olmasını bekliyoruz. Yıllardır bu çarpık durumun düzeltilmesi için de bir adım atılamıyor... Dr. Z. Durmuş'un dile getirdiği endişeler, hepimizi düşündürmeli: "14 yıllık pratisyen hekimim. Her yıl olduğu gibi, bu sene de LGS, ÖSS gibi sınavların yaklaşması ile, sahte rapor almak için başvurular başladı. Öğrenci, veli ve öğretmenlerle aramızda yıllardır devam eden diyaloglar tekrarlanıyor. Veliler ve öğrenciler, öğretmenlerin 'rapor alın' telkinleriyle bize başvuruyorlar. Lütfen artık Milli Eğitim Bakanlığı bu probleme bir çözüm getirsin. Bizler sahte rapor düzenlemek istemiyoruz. Çocuklarımızı, gençlerimizi eğitmekle görevli öğretmenlerimiz sahtekarlığı teşvik etmesin. Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda bir genelge yayınlayarak, sahte rapor alımı konusunda öğretmenleri mi uyarır, okulları erken tatil mi eder, sınav tarihini ileriye mi alır; ama birşeyler yapmalı... Velilerin aklındaki, 'bakanlık 40 gün rapor hakkı tanır, demek ki hasta olmasa da 40 gün rapor alma hakkımız var' düşüncesi değişmeli. Bu hakkın, hastalık durumunda kullanılmak için tanındığı anlatılmalı. Gençlerimizi açıkça sahtekarlığa teşvik etmek olan bu utanç verici duruma bir son verilmeli. Gençlerimize doğru davranışları kim ve ne zaman kazandıracak? En eğitimli kesimler olan bizler ve henüz eğitim çağında olan gençler, bu sahtekarlığa daha ne kadar devam edeceğiz? Lütfen artık acil bir çözüm bulunsun!" > Eczaneleri kapatmakla sağlığımızı tehlikeye atıyorsunuz 19 Mayıs günü, hastamız için acil olarak ilaca ihtiyaç duyuldu. Tatil günlerinde eczaneler kapalı, nöbetçi eczane aradık. Zar-zor bulabildiğimiz, epey uzaklıktaki eczanede de istediğimiz ilaç yoktu. Hastamız için biran önce ilaç bulmamız gerekiyor, binbir zorlukla bulduğumuz nöbetçi eczanede de bu ilaçlar yok, diğer eczaneler kapalı... Bu yaşadığımız sıkıntıyı kim bilir hergün kaç vatandaş yaşamakta; belki de sırf bu sebeple ilaçları yetiştirilemeyip, hayatını kaybeden insanlar bile bulunmakta... Eczanelerin gündüz kapalı tutulmasının bir mantığı var mı? Zaten tatil günlerimizin çokluğu malum, bütün bu günlerde sağlığımızı riske atmaya kimin hakkı var? Sadece geceleri için nöbetçi eczane uygulaması belki makul karşılanabilir, ama bunu gündüze taşımanın ne büyük bedelleri olabileceği de düşünülmeli. Eczaneleri gündüz kapatma uygulamasına karar verenler, yapabiliyorlarsa tatil günlerinde hastalığı da yasaklasınlar... Eczacı Odaları, Sağlık Bakanlığı ya da diğer ilgililer, eczaneleri gündüz kapalı tutma kararını bir daha gözden geçirmeliler. Bu sebeple vefat edebilecek, iyileşme süreci uzayacak bir insanın bile vebalinden kurtulamazlar... > Bir vatandaş > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.