Bir benzin istasyonunda, arabasına benzin doldurmakta olan bir bayanın yanına gelen birisi, boyacı olduğunu söyleyerek, kibarca kartını sunuyor. Bayan, kartı aldıktan sonra arabasına biniyor. Adam da, başkasının kullandığı bir arabaya biniyor. Bayan, istasyondan çıkmaya hazırlanırken, arkadaki arabanın da aynı anda istasyondan çıktığını ve kendisini takip ettiğini fark ediyor. Bayan, bir anda baş dönmesi ve zor nefes almakta olduğunu hissediyor. Camı açmak isterken, adamın verdiği kartı alan elinden tuhaf bir koku alıyor Arkadakilerin de nerdeyse kendi arabasına yapışırcasına yaklaştıklarını görüyor. Kaybedecek zamanı olmadığını düşünerek, o hızla basıyor gaza, önüne gelen ilk park yerine dalıveriyor. Sert bir frenle durduruyor arabayı, aynı anda da kısa aralarla bastığı klaksonla, imdat işareti verircesine, dikkat çekmeye çalışıyor. Başkalarının da bulunduğu park yerine gelen ikinci araba, bunun üzerine uzaklaşıp gidiyor. Adamlardan böylece kurtulan bayan, uzun bir süre sonra kendine gelebiliyor ve normal nefes almaya başlıyor. Bayanı böyle çok ciddi bir duruma sokan bir maddenin karta sürülmüş olduğu anlaşılıyor. Adı, "burundanga" olan bu uyuşturucu madde, bir kişinin üstündekileri çalmak veya başka kötülükler yapmak için kullanılıyor. Basit bir kart üzerine kolayca sürülebilen bu uyuşturucu, cinsel taciz amaçlı kullanılan uyuşturucuya nazaran dört defa daha tehlikeli. Yolda, dışarıda tanımadığınız birisinden ve hele yalnızken asla böyle bir kart almayın sakın. İkametgâhlara kadar gelerek hizmet sunanların da kullandığı bir metot bu. Aman dikkat!.. > Cüneyt Bitikçioğlu Bu durumu biri açıklayamaz mı? Nerede bir altın arama çalışması yapıldığı söylense, hemen orada eylem yapmak bir moda oldu gitti. Şayet bu eylemler gerçekten de ülke ve insanımız çıkarına ise, sonuna kadar desteklerim. Ancak, bu eylemler sanki bu bir moda haline geldi... Aklıma, bu konuda geçmişte bir Fransız TV yetkilileri ile yaptığım tartışma geldi. Adamlar çevreci TV olduklarını söylüyorlar ve bizim ülkemizde yapılacak bir nükleer santrale karşı olduklarını belirtiyorlardı. Ben de kendilerine şunu sormuştum: Fransa'da enerji meselesini nasıl çözdünüz, ülkenizde kaç adet nükleer santral vardır? Hiç unutmam, yüzleri kıpkırmızı olmuştu... O zamanki bilgilerime dayanarak, ülke enerjisinin yüzde 72'sini nükleer santrallerden sağlayan bir ülkenin TV'cilerinin, bizde hiç olmayan, daha yapım bile değil, proje aşamasında olan bir nükleer santrale karşı çıkmalarının amaçlı olduğunu kendilerine söylemiştim. Acaba Türkiye'deki altın arama yada işletme faaliyetlerinde de böyle bir tezgâh olabilir mi? Kurşun ve gümüş üretim çalışmalarında da benzeri tehlikeler bulunmasına rağmen, neden bu konuda eylem yada yaygara olmuyor, bir bilen açıklarsa anlamış olacağım... > Ali Sami KOSGEB kredilerinden biz de faydalanmak istiyoruz Sayın Başbakan'ın dikkatine; Bunları, Türkiye'nin bel kemiğini oluşturduğu söylenen esnaf adına yazıyorum, kendim de 29 yıllık esnafım. Küçük esnaf olarak, bu krizden fazlasıyla etkilendik. Beklentimiz, biraz nefes aldıracağını düşündüğümüz KOSGEB kredileri idi. Hayal kırıklığına uğradık. Önceki kredilerin faizini KOSGEB karşılıyordu. Bu defa, yüzde 25'ini krediyi kullanan esnaf karşılayacakmış. Tamam, kabul ama bir de Vergi, SSK, Bağ-Kur borcu olmayacakmış. Bu kurumlara borcu olmayan esnafın (kalburüstü esnaf) bu krediye ne diye ihtiyacı olsun ki. Sadece durumu iyi olana devlet babanın bir jesti olsa gerek... Böyle bir uygulama, kepenk kapatmayı yenilgi gibi kabul edip, mücadelemizi sonuna kadar sürdürmeye kararlı olan bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Vergi kaçırmayı asla düşünemeyiz, sigortasız işçiyi hiç çalıştırmayız. Böylece bu kurumlara istemeyerek de olsa borcumuz var. Bizim de devletten, bu krediyi kullanmada bizleri de düşünmesini, bu katkıyı sağlamasını istemek hakkımız değil mi? Biz gariban esnafın da, bu son krediden faydalanmasını sağlayacak olan bu uygulamayı, bizleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Böyle bir düzeltmeyi son bir ümitle bekliyoruz. Yılbaşına kadar devam edecek olan bu müracaatlar için bizleri de düşünün, gereğini yapın lütfen. Bizim mağduriyetimizin de giderileceğini umuyor ve bekliyoruz. > Ayşe Çetin (Bir grup esnaf adına) - SİNCAN