Cüzdanını arıyormuş!

A -
A +

İngilizce Privatisation (Kenneth Wiltshire, The British Experience, Ceda Study, 1988. s: 19) isimli kitapta yukarıdaki karikatürü görünce, yaşadığım bazı olayları hatırladım. Kadın soruyor: Nabzı hissedebiliyor musunuz, doktor? Doktor da şu ilginç cevabı veriyor: Nabzı mı? Ben onun cüzdanını arıyorum... Mesleğini hakkıyla yapan dürüst doktorları tenzih ederek belirtmeliyim ki, benzer olayları çok yaşadık. Bazen özel muayenehaneye uğramayana devlet hastanesinde kolay kolay bakılmazdı. "Bıçak paraları" ve diğer suistimaller de cabası... Sağlık Bakanlığı'nın yaptıklarını; en çok bu tür suistimalleri azaltır diye destekliyorum... M.Ö. >> İşçinin hakkı böyle mi korunur? Prim tahsilatlarında büyük kesinti oranları uygulayan SSK, tahsilat yöntemlerinde ilginç uygulamalara başladı. Bir iş yeriniz var ve eşinize veya oğlunuza genel vekaletname verdiniz. Siz hasta, ya da seyahatte olduğunuzda sizin alacaklarınızın veya ödemelerinizin yapılabilmesi için böyle bir vekaletnameyi düşündünüz... Diyelim ki böyle bir vekaletnamenizi oğlunuza verdiniz ve sizin adınıza bir fatura ya da makbuza bu vekaletnameye istinaden imza attı. İşte o an problem başlıyor. Oğlunuz ya da eşiniz, SSK'nın gözünde 3. şahıs ve siz eğer oğlunuz başka yerde SSK'lı olsa bile, kendi iş yerinizde SSK'lı yaptırmadıysanız takriben 10.000 YTL civarında ceza yiyeceksiniz. Siz siz olun ne eşinize ne de oğlunuza işleriniz için vekaletname verin, yoksa sizi, ailenize kazık atmakla yani onları sigortasız çalıştırmakla suçlayarak milyarlarca YTL ceza keserler. Arkasından, cezayı kabul ederseniz size bir miktar indirim yapacaklarını da söylerler. Yok, "böyle saçma şey mi olur" derseniz, o takdirde idare mahkemesine dava açacaksınız. Ha bu arada dava masraflarını, davayı kazansanız da siz ödeyeceksiniz. İşte Türk usulü hukuk devleti böyle oluyor! Lütfen kaçakları önlemek için daha makul tedbirler bulun, böyle adaletsiz uygulamalardan vazgeçin... * Cem Ecevit >> Polis 163 yaşında dert küpü Polis Günü'nü kutladık. Türk Polis teşkilatı 163 yaşına girdi... Ülke genelinde, 3-10 Nisan tarihleri arasındaki Polis Haftası çeşitli etkinliklerle kutlandı. Bu vesileyle bazı sıkıntılarımızı kamuoyuna ve yetkililere duyurmak istiyoruz... Başta gelen problemimiz, maaşlarımızın yetersizliğidir. İnsanca yaşayabileceğmizi tatminkâr bir maaş verilmesini istiyoruz. Çok uzun olan mesai saatleri sosyal hayatımızı bitiriyor. Biz de her meslek erbabı gibi günde 8 saat çalışmak istiyoruz. Diğer taleplerimiz de kısaca şöyle: Her rütbedeki emniyet personeline görev tazminatı ödenmeli. Lojmanda oturmayan polise kira yardımı yapılmalı. Haftalık çalışma saatleri ILO sözleşmesi gereği 40 saati aşmamalı. Büyük şehirlerde görevli polislere özel hizmet tazminatı ödenmeli. Fazla mesai ücreti maktu bir ücret değil, diğer devlet memurlarına ödendiği gibi saat başı ödenmeli. Üniversite mezunu polis memurlarına diğer devlet memurları gibi 1. derece kadro verilmeli. TSK'da astsubay sınıfına uygulanan rütbe esası polis memurlarına da uygulanmalı. İhtisaslaşma acilen sağlanmalı (İstihbarat, narkotik, pasaport gibi). Polis disiplin tüzüğü güncelleştirilerek AB'ye uyumlu hale getirilmeli. Polis Moral Eğitim Merkezi, polisevi, lokali ile polis dinlenme kamplarının sayısı artıralarak, polisin sosyalleşmesi sağlanmalı. Polis Koleji ile Polis Meslek Yüksekokulu imtihanına katılan polis çocuklarına ek puan verilmeli, kız öğrenci kontenjanı yönetmelikte öngörüldüğü gibi yüzde 10 olmalı. Polis kendisi ile eşinin memleketinde de görev yapabilmeli. Polislere verilen maaş taltifleri net maaş tutarında ödenmeli. Polis giriş sınavı ile polis terfi imtihanları ÖSYM tarafından yapılmalı. Aslında bu listeyi daha da uzatabiliriz ama gerek duymuyoruz... Yeter ki, problemlerin kısa, orta ve uzun vadede çözümü için bir 'el atmaya' karar verilsin!.. * Bir grup polis memuru >> 6 ayda bir ödeme yapılması imkansız mı? Emekli Sandığı bünyesinde bulunan bir vatandaşım. Ekim 2007'de diş faturamı ilgililere verdim, bugüne kadar 110 YTL olan fark bana ödenmedi. Bu farklar ödenecekse, neden vatandaşlar bu kadar bekletilip mağdur ediliyor? Ödenmeyecekse açıkça söylense de bir beklentiye girmesek, boşuna beklemesek daha iyi olmaz mı? Ayrıca, diş tedavilerine her nedense biraz farklı gözle bakılıyor. Zaten tedavi imkanları kısıtlı, çok uzun zaman sonraya gün veriliyor, ödemeler de bu şekilde geciktiriliyor... Diş tedavileri hususunda biraz daha duyarlı olunamaz mı? Bu tür ödemeler, vatandaş mağdur olmadan yapılamaz mı? * Sinem Ertürk

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.