Destanlaşan polisim

A -
A +

Polis Teşkilatımız 10 Nisan 1845'te İstanbul'da kuruldu. Bugün yıldönümü, Polis Bayramı... Can ve mal güvenliğimizin teminatı olan bu fedakâr insanlar, görevlerini büyük bir meşakkatle yapıyorlar. Sayıları yetersiz olduğu için mesai mevhumu nedir bilmez, hayatları görevde geçer. Bunun karşılığını da almazlar, verilen mütevazı maaş, geçimlerini sağlamaktan çok uzak. Buna rağmen, görevlerini büyük bir fedakarlıkla yaparlar, hayatlarını feda etmekten hiç çekinmezler... Son zamanlarda yaşadığımız olaylar bunu bariz bir şekilde ortaya koydu. Kendini bilmez, kandırılmış bazılarının Mersin'de bayrağımıza yaptıkları saygısızlığa, kahraman bir polisimiz dur dedi. Bu başarısının karşılığı olarak kendisine verilmek istenen para ödülünü de şehit yakınlarına bağışlayarak, daha da büyüdü. "Onlar bu vatan için canlarını verdiler, bu paraya onlar daha çok layık" diyerek adeta destanlaştı. Halbuki onun bu paraya çok ihtiyacı vardı, ödenmeyi bekleyen birçok faturasının bulunduğuna da eminim. Buna rağmen o kahraman polis o davranışıyla hepimize unutamayacağımız bir ders verdi. İşte benim polisim bu... Trabzon'daki provokatif olayda da benim polisim aynı başarıyı gösterdi. Bu ülkenin kanunsuz olaylara teslim edilmeyeceğini gösterdi. İyi ki varsın canım polisim. Sen varken rahat uyuyorum. Hepinizle gurur duyuyorum. Gününüz kutlu olsun... > Ayla Öztürk-İSTANBUL Bu sese kulak verin! Her konuda Avrupa'ya özenip, Avrupalı olmaya çalışıyoruz da, polisin maaşı ve özlük hakları Avrupalılaştırılamıyor! 15 kişilik basın açıklamasına 250 kişi gidiyoruz. Hemşireler de yürüse, yasa dışı eylem de olsa aynı tedbirleri alıyoruz. Sürekli görev sinirimizi geriyor. Akşam 21:45'te başlayacak futbol maçı için sabah şubeye 06:00'da geliyor, stada saat 10:00'da gidip beklemeye başlıyoruz. Futbolcu, 'Benim ayakkabımın fiyatı 200 milyon, sen kaç para alıyorsun?' diyor. Siz, böyle diyene ne yaparsınız? Sorumluluk hep bize yükleniyor. Olay yerinde kimse yokken, beş-on saat önce önlem alıyoruz. Sürekli izinler-istirahatler iptal edilip 12-12 diye tabir edilen çalışma sistemine dönülüyor. Bizi angarya görevler yoruyor. 25 kişilik görev için 300 kişi gidiyoruz. Üstler bize inisiyatif bırakmıyor. Kaskları giyme zamanımıza kadar karışıyorlar. Siyasi müdahaleler polisin moralini bozmakta, görevin aksamasına sebep olmakta. Başarı kriterine göre yükselme sistemine geçilmeli. Maç görevleri, polisten alınarak özel güvenlik teşkilatlarına verilmeli. Bu görev üzerinden tamamen alınıncaya kadar da polise fazla mesai ücreti ödenmeli. Çevik Kuvvet tazminatı artırılmalı. 'Çevik Kuvvet her türlü göreve bakar' anlayışı kesinlikle terk edilmeli, bu anlayışa bağlı gelişen hantal yapılanma revize edilmeli. Asli görevler haricindeki görevlendirmelerden kaynaklanan iş yoğunluğu ve aksayan çalışma düzeni, çoğu zaman personelin eğitimini, sosyal faaliyetlerini, asgari bedensel dinlenme imkanını engellemekte. Bu sorun uygulamada, personelin depresyona girmesine veya agresifleşerek insan hakları ihlalleri yapmasına neden olmakta. Duyun artık sesimizi ve biraz kulak verin... Hiçbir resmi ve dini bayramda ve hatta kendi bayramımız 10 Nisan'da bile izin yapamayan bizleri duyun!... > Bir grup polis Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.