Yurdagül Gül, Erzurum'un Pasinler ilçesinde yaşayan 70 yaşında bir şehit annesi. 10 yıl önce askere gönderdiği oğlunu şehit veren acılı anne şu günlerde haciz şokuyla sarsılıyor. Gül' ün 20 yaşındaki oğlu Kansu Gül, Van Gürpınar'da vatanî görevini yaparken 1995'te bölücü terör örgütü ile girdiği çatışmada şehit oldu. Biricik oğlunun ölümünün ardından büyük acı yaşayan kadın, felç geçirdi. Sağlık problemleri yaşayan şehit annesine, yasa gereği Emekli Sandığı'ndan maaş bağlandı ve sağlık karnesi verildi. Sürekli tedavi görmesi gereken Gül, sağlık karnesiyle 5 yıl boyunca hastanelerde tedavi gördü. Yaşlı kadın, 3 ay önce karneyi değiştirmek için Erzurum Emekli Sandığı Bölge Müdürlüğü'ne gitti, ancak bir süre sonra adresine gelen tebligatla şoke oldu. Tebligatta, yaşlı kadından, Bağ-Kur'lu olduğu ve bu nedenle Emekli Sandığı'ndan yararlanamayacağı belirtilerek maaşı kesildi, ayrıca son 5 yıllık tedavi ve ilaç masrafı olan 14 milyar 481 milyon 880 bin lira faiziyle birlikte geri istendi. Bacağı yetmedi, şimdi de evini kaybedecek İkinci haciz olayı ise Adana'da bir uzman çavuşun başına geldi. Milli Savunma Bakanlığı, Güneydoğu'da sürdürülen terörle mücadele çalışmaları sırasında mayına basarak bir ayağını kaybeden Adanalı Uzman Çavuş Yüksel Ünal'a ödediği 12 milyar liralık tazminatı, yasal faiziyle birlikte 27 milyar lira olarak geri istiyor. Tazminatın iadesi istemiyle bakanlığın açtığı dava icra safhasına kadar geldi. Yüksel Ünal, Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararına itiraz ederek icra işlemlerini şimdilik durdurdu. Son umudu Yargıtay'da. Yargıtay da kararı onaylarsa, Yüksel Ünal güçlükle edindiği evini ve arabasını satarak bu borcu ödemek zorunda kalacak. Bir devlet, sebebi ne olursa olsun, şehidine ve gazisine haciz göndermek gibi bir ayıbı taşıyamaz. Hükümet, bu ayıbı ortadan kaldırmalıdır. Sayın Başbakan, herhangi bir fondan bu ödemeleri yaptırarak şehit anamızı ve gazimizi hacizden kurtarmalıdır. > Berrin Bumin (Vatandaş Hareketi Basın Sözcüsü) Çocuklarımız zehirleniyor Milli Eğitim Bakanlığı'na; Orta Öğretim okullarında sigara, içki, uyuşturucu ile ilgili daha etkili bir eğitim verilemez mi? Sık sık görüyoruz, bu okulların civarında küçücük çocuklarımız zehirleniyor. Her geçen gün bu zehirli, zararlı maddeleri kullanma yaşı düşüyor, sayıları çoğalıyor... Artık daha etkili bir mücadele gerekmiyor mu? Diyanet, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğtim Bakanlığı gerekirse başka kurumlar da katılarak iş birliğine gidilemez mi? İstikbalimiz olan gençlerimiz büyük bir tehlike altında... > Reşat Çavuş-BALIKESİR