Dindar gençliğin kime ne zararı olabilir?

A -
A +

Başbakanımız "dindar gençlik" dedi, bazı çevrelerde kızıl kıyamet koptu. Dindar gençliğin kimlere zararı olur? Dindar bir gençlikten ülkeye ve insanlarımıza bir zarar gelir mi? Sanırım ezici bir çoğunluk, "asla bir zarar gelmez" cevabını verir. Artık ülkemizde bazı taşlar yerinden oynamaya başladı. Bugüne kadar tabu olarak değerlendirilen bazı konular kamuoyunda konuşulmaya başlandı. Bunun sırrı da devletimizin eski baskıcı ve statükocu tavırlarını bırakmaya başlamasından geçmektedir. Devletimiz değişime gittiğinden, Hükümetimizde artık konuşulamayan konuları konuşmaya başladık. Aklımızdan bile geçirilemeyen konular, toplum tarafından dillendirilmeye başlandı. Bugüne kadar, insanlarımızın ağzına almaya bile çekindikleri konulardan biri de dindar insan yetiştirme idealiydi. Dindar nesil yetiştirmek ideali, uzak bir idealdi! Bugüne kadar, dindar kardeşlerimiz ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekteydiler. Bu kesim için fişlenme, sicilini bozma ve sürgüne gönderilme sıradan vakalardı. Bazıları dindar insanları görmeye bile tahammül edememekteydiler. Onlara göre, bu insanların mutlaka susturulmaları gerekmekteydi. Fakat yukarıda da sorduğum gibi, bu dindar insanlardan kime bir zarar gelmiştir diye hiç düşündünüz mü?! İnanın hiç kimseye bir zararları yoktur. Niye? Çünkü Allahü tealaya iman eden gönüllerden başkalarına zarar gelmez de ondan. Dindar insanlar vakitlerini kendilerine, ailelerine ve vatanlarına-milletlerine faydalı olmaya çalışmakla geçirmektedirler de ondan. Bunda elbette istisnalar olabilir. Fakat şu unutulmamalıdır ki, bir sepette çürük elma mutlaka olacak. Bir elin parmakları bir değil ki herkesten aynı güzellikte olmalarını bekleyelim. Dindar kardeşlerimizin, "Allah, devletimize zeval vermesin" diye dua ettiklerini yakinen biliyorum. İkinci sınıf insan muamelesi gördükleri halde yine de devletimize dua etmektedirler. Çünkü onlar, suçun devletimizde değil, devletimizi yöneten birkaç insanda olduğunu çok iyi bilmekteler. "Allah muhafaza buyursun ki, eğer devletimiz çökerse, hepimiz bu enkazın altında kalırız" dedikleri gibi, almış oldukları görevleri de en iyi bir şekilde yerine getirmeye çalışmakta olduklarını gördüm. Dindar kardeşlerimiz, ülkeleri için canlarını vermekten de bir an olsun geri durmamaktadırlar. Televizyonlardan gördüklerimizden de anlaşıldığı gibi, şehit ailelerinin hemen hepsinin bu kesimden olduğu ortada. Kardeşlerimiz vatanları ve milletleri için en değerli varlıkları olan canlarını bile feda etmekten geri durmamaktadırlar. Dindar insan, ülkemizde yaşayan diğer din mensuplarına da rahatsızlık ve zarar vermez. Ülkemizde her fikre karşı saygı duyulduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dindar insan, bu ülkedeki farklılıklarımızın bizlerin zenginliğimiz olduğunu çok iyi bilir. Bu idealini gerçekleştirmek için de kendisinin o geniş yüreğini karşısındaki insana açar. İslam dini kurtuluşumuzun adıdır. Bizlere yeniden dünyaya çekidüzen verecek ideali kazandıran yegane unsurdur. Nizamettin Bemar-TRABZON Çevre kirlenmesi felaketini yaşamamak için acilen çözüm bulmalıyız Tabiat ve çevre konusunda millet olarak yeterli duyarlılığı gösteremiyoruz. Bütün su kaynaklarımızı kirletiyor, altyapısı olmayan yerlerde sanayi tesisleri kuruyoruz. İlgili bakanlıklar ve kuruluşlar bu konuya el atmak için acilen bir araya gelmeli, Milli Eğitim Bakanlığı da elini taşın altına koymalıdır. İkinci Dünya Savaşı'nda yerle bir olan Avrupa Ülkeleri, bu savaşın bitmesinden hemen sonra muazzam bir çalışmanın içine girerek, kısa sürede gelişmelerini tamamladılar. Ülkemiz bu savaşa girmediği ve bu yıkımı yaşamadığı halde hâlâ gerilerdedir. Bunun sebeplerini milletçe çok düşünmeliyiz. Hâlâ tarım arazilerine, altyapısı olmayan yerlere sanayi tesisleri kurup, çevre felaketine davetiye çıkarılıyor, ilgililer de buna çözüm bulamıyor. Altyapı tesisleri için hâlâ AB fonlarına bel bağlamamız da düşündürücüdür. Vatandaş olarak önerim; bütün vatandaşlarca çok tüketilen bir üründen, mesela şekerden alınan KDV'nin belli bir oranı kurulacak "Çevre Fonu"na aktarılabilir. Zamanla çevre ile ilgili bütün altyapı tesisleri de bu fonla rahatça yapılabilir. Hüseyin Aksu Ormanlarımızı çoğaltmak için bu kampanyayı uygulayalım Bir ülke orman ve bitkileriyle güzel olur. İnsanlar gibi, her çeşit hayvan da bu ortamlarda yaşar. Bu gerçek ortada iken, ormanlarımızı ha bire tahrip ediyoruz, yeteri kadar koruyamıyoruz. 30-40 senede ancak büyüyebilen bir orman, bir yangın veya kesimle yerle bir ediliyor. Ağaçlandırmayı, yeni kampanyalarla hızlandırmalıyız. Mesela, "mutlu" iseniz, bir fidan dikin, mutluluğunuz devamlı olsun, yaşadığınızı hissedin. "Mutsuz" iseniz, bir fidan dikin, mutluluğu yakalayın, mutlu olun. "Evleniyorsanız", bir fidan dikin, eşinizle birlikteliğiniz ağacın kökleri gibi sağlam olsun. "Çocuğunuz doğdu" ise, bir fidan dikin, aldığınız oksijenin hakkını verin. "Çocuğunuz evleniyor" ise, bir fidan dikin, mutluluğunuz artsın, onlara örnek olun. "Torununuz doğdu" ise, bir fidan dikin, sevincinizi gösterin. "Bir yakınınızı, sevdiğinizi kaybettiyseniz", bir fidan dikin, onu kaybetmenin acısını azaltın. "Anne ve babanız" için bir fidan dikin, mutlu olsunlar, sevinsinler; vefat etmişlerse, sadaka-i cariye olarak onlara devamlı sevap yazılır... Böyle bir kampanyanın çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ülke çapında bunu başaralım, ormanlarımız çoğalsın, vatan toprakları güzelleşsin... Reşat Çavuş > Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.