Diplomalarımız, hayallerimizin ardında kaybolmasın

A -
A +

Ben, Kırıkkale Fen Edebiyat Fakültesi (FEF) Kimya Bölümü mezunuyum. Her genç gibi, ben de üniversiteye binbir ümitle başladım. 4 senem, kimyayı, incelikleriyle, gerek teorik, gerekse laboratuvardaki o zorlu, bir o kadar da eğlenceli derslerde öğrenerek geçti. Tabii o zamanlar her şey tozpembeydi. Okulum bitecek, o çok sevdiğim bölümümle alakalı işlerde çalışacaktım. Zorlu günlerin ayak sesi 3. Sınıfın sonlarında gelmeye başladı. Önce FEF'in bölümlerinden mezun olanların atama sıkıntısı çektiğini öğrendim. Sonrasında, eğer öğretmen olmak istersem, belli para karşılığında formasyon almam gerektiğini öğrendim. Formasyon zaten belli para karşılığıydı, lise branşlarına alımların azlığını duyduktan sonra, formasyon almamın zaman kaybından başka bir şey olmadığını düşündüm. Çünkü benim maddi durumum belliydi, ayrıca babam şeker hastası olduğu için çalışamıyor, aileme benim bakmam gerekiyordu. Bu ve benzeri sebeplerden ötürü, devlete kimyager veya düz memur olma umuduyla, bütün zorluklara rağmen, 2012 KPSS'ye hazırlandım, iyi bir derece aldım. Ancak, şu an öyle bir sistem var ki FEF'leri hiçe sayıyor. Onca emek vererek, severek okuduğum fakülte ve bölümüm, ülkemde hiç değeri yok. Bunları yaşadığım deneyimlerimle yazıyorum. Yetkililer; "devlet şart değil, özelde de çalışma alanları arayın" diyor. Ama bu ülkede kimya, biyoloji, fizik gibi bölümlere iş verilmiyor. Biyokimya laboratuvarında çalışmak için işe başvurduğumda, geri çevriliyorum. Çünkü; kimyager, biyolog yerine, iki yıllık mezun çalıştırıyorlar. Devlete kimyager olarak atamamız yok denecek kadar az. 2012 Kasım atamasında, sadece 7 kimyager alındı. Ben de şansımı 4001 (herhangi lisans mezunu) koduyla alım yapan kadrolarda aramak istiyorum. 4001 kodu, uzmanlık istemeyen, üniversitede gördüğümüz bilgisayar dersinin ya da MEB onaylı bilgisayar sertifikasının yeterli olduğu kadrolar. Yani vasıfsız memur kadroları. 4001'e alımlar, 2008 yılına kadar çok iyiydi. Sonra, devletin farklı politikalara girmesiyle, kurumlar belli fakültelerden alım yapmaya başladılar. Buna paralel olarak, Kasım tercihlerinde 4001'e 197 kadro verildi. 4001'e ayrılan çoğu kadrolar ön lisans ve İİBF'ye verildi. Bu da zaten bölümüne ataması az olan ben ve diğer bölüm mezunlarını daha da mağdur ediyor. Bizler, üniversite sıralarında, bu zorlu günlerin hayaliyle okumadık. Şu an aldığım diplomadan uzak, sigortalı olarak başladığım inşaat işinde, alçı işleriyle uğraşıyorum. Biliyorum ki çalışmadığımda ailem zor durumda kalacak. Onlar zor durumda kalmasın diye gururumu ve diplomamı bir köşeye koydum, çalışıyorum. Çalışmak kesinlikle ayıp değil, benim gururuma dokunan, onca zorluklarla okuduğumun karşılığını alamamam. Çünkü ben okumasam da alçı işiyle uğraşırdım. Beni asıl inciten, ülkemde lisans diplomam olmasına rağmen, bir yerim olmaması, ben ve benim gibi binlerce arkadaşımın sessiz feryadının duyulmaması. Biz sosyal bir devletiz, terazinin kefesini dengede tutmamız gerekiyor. Eğer KPSS varsa, aynı nitelikteki kadrolara bir bölüm 70'le atanırken, diğer bölüm 90 puanla açıkta kalmamalı, 90 puanla işçi olarak çalışmamalı. Her yönden adaletli ülkem, gençlere de KPSS'de adaletli davranmalı. Tek isteğim; benim gibi birçok gencin, büyük hayallerle aldığı diplomaları, hayallerinin ardında kaybolmasın. Bir Kimyacı >> Öğretmenler müjde bekliyor Sayın Başbakan'ın dikkatine; Milli Eğitim Bakanlığında 2004 yılında göreve başladım. Benim göreve başladığım yıllarda, Hükümet yılda en fazla 20 bin öğretmen ataması yapıyordu. Çok şükür ki günümüzde yılda 40 bin öğretmenin ataması devlet okullarına yapılıyor. Bu durum, öğretmen atamalarında, son yıllarda rakamın en üst seviyeye çıktığını gösteriyor. Her ne kadar atanamayan öğretmenler bulunsa da, bu gerçeği kabul etmek gerekir.. Ancak, öğretmen maaşları konusunda aynı durum bulunmuyor. Şöyle ki; bundan 10 yıl önce, öğretmen maaşları, orta seviyede memur maaşlarına denk geliyordu. Fakat geçen yıllara baktığımızda, öğretmen maaşlarındaki artış oranlarının, memur maaşlarının artışının altında kaldığını ve maalesef en düşük memur maaşına denk geldiğini görüyoruz. Öğretmenlik, uzmanlık gerektiren bir meslektir; en az lisans seviyesinde eğitimi olan ve gereken imtihanları başaranlar bu mesleği yapar. Ancak, maaşlarının, vasıfsız memur maaşına denk gelmesi, gelişen Türkiye'ye yakışmamaktadır. Bakanlığımızın, ilk önce görevdeki öğretmenlerin problemleriyle ilgilenmesi gerekir. Konu özlük haklarına gelince, "dışarıda binlerce atanamayan öğretmen var, durumunuza şükredin" deniyor. Evet, durumumuza elbette şükrediyoruz. Ancak, "yüz binlerce insan vekil olmak istiyor, binlerce hukuk mezunu hakim olmak istiyor, bu maaş size yeter" denmesi ne kadar garip oluyorsa, öğretmenin sıkıntılarına kulak tıkamak da aynı şekilde ayıp ve gariptir. Başbakanımızdan müjde bekliyoruz. Bir grup öğretmen >> 2013 YGS başvurusu yapamayanlara bir şans verilemez mi? ÖSYM Başkanlığı'na; Biz, herhangi bir sebepten dolayı (hastalık, ailevi, maddi veya başka sebepler), 2013 YGS başvurusunu yapamamış veya ücretini yatırıp kayıt işlemini yapamamış kişileriz. Koca bir senemizi boşa geçirmememiz için, lütfen bize yardımcı olun. İstediğimiz, sadece 2013 YGS başvuru tarihinin kısa bir süreliğine de olsa ileri alınması... Bir grup öğrenci >> Adres: İhlas Medya Plaza 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosna/ İSTANBUL Tel: (0212) 454 38 22 Faks: (0212) 454 31 00

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.