Dolandırıcılar, özürlülerin maaşına bile göz dikti

A -
A +

Yozlaşma bu kadar mı olur? Artık sınır tanımıyor, özürlülerin aldıkları üç-beş kuruş harçlığa bile göz diktiler. Şifreleri kırarak banka hesaplarını boşaltmak sıradan iş haline geldi. Hayali satışlar, düzmece evraklarla insanları çarpmalar da günlük olaylardan. Ama özürlünün nafakasına göz dikmek... Bu kadar mı alçaldılar? Osman Özkan'ın işaret ettiği "kravatlı eşkıyalar" cirit atıyor, aman dikkat: "2005 yılının Eylül ayında kız kardeşime 2002'den özürlü maaşı için baş vurduk. %40 özürlü raporuyla kardeşime maaş bağlanmış. 1,5 yıl bekledik, Emekli Sandığı'nda çalıştığını söyleyen biri aradı, babamla görüşmek istedi. 3-4 arkadaş olarak işi evlerine götürüp, hafta sonunda çalışarak maaş bağlanma işimizi tamamladıklarını, hesabımızda 2750 YTL birikmiş olduğunu, kendi özel gayretleri olmasa işlemlerimizin daha uzun süre beklemede kalıyor olacağını söyledi. Bunun karşılığı olarak 150 YTL yemek parası ve Çorumlu olmamız hasebiyle çeşit çeşit leblebiler talep ederken, bu konuşulanlardan kimseye söz etmememiz yönündeki tembihini de unutmadı. Maaş kartımızı Pazartesi günü postaya vereceğini, hesap numarasını vermesi için o akşam saat 21'de kendisini aramamızı, istediği parayı bu hesaba yatırmamızı istedi. O akşam aramadık, salı günü yine aradı, babamı istedi, evde olmadığını söyledik. Gelince aramasını isteyerek telefon numarasını bıraktı. Biz aramadık, o da bir daha aramadı... 2 hafta sonra Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nü aradım, bilgi alma servisindeki görevliye bunları anlattım. Adamın adını ve telefonunu verdim, müfettişe ileteceğini söyledi ve şu uyarılarda bulundu: 'Sakın kimseye para vermeyin, şikayette bulunun; sadece sizden değil, bir başkasından da 200 YTL istemişler. Bir ara emeklilere dadanmışlardı, şimdi de özürlü maaşlarına göz diktiler.' Bu nasıl iştir, başkentte en önemli sosyal güvenlik kurumunda da böyle bir çark mı kurulur?" Osman Özkan ve diğer bütün mağdurların içini rahatlatmak adına da olsa, bu kişileri ortaya çıkarmak, teşhir etmek ve gerekli işlemleri yapmak yetkililere düşer... > "Hatalı işlemler düzeltilmektedir" 31.05.2007 tarihli gazetemizin bu köşesinde Bağ-Kur emeklisi Ahmet Tezcan'ın, yıllar sonra kesilen maaşına ve kendisinden istenen ilave paralara değinmiştik. İlgili kurumdan, Ramiz Çakmak (Tahsisler Daire Başkanı G.) imzasıyla gelen konu ile ilgili açıklama şöyle: 24.10.2001 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunan Ahmet Tezcan'ın 22 yıl, 9 ay, 25 gün sigortalı hizmeti bulunmaktadır. 4447 sayılı Kanunla eklenen 1479 sayılı Kanunun geçici 10. maddesi çerçevesinde, Ahmet Tezcan'ın 25 tam yıl sigortalılık süresini tamamlaması için 2 yıl, 14 gün sigortalılık süresine ihtiyacı bulunmaktadır. 1479 sayılı Kanunun geçici 10. maddesine göre, yaşlılık aylığı bağlanmasına 2 tam yıl veya daha az süre kalan kadınlara 41 yaşını, erkeklere de 45 yaşını doldurmaları halinde yaşlılık aylığı bağlanması öngörülmüştür. İlgili şahsa, bu şartları yerine getirmeden maaşı bağlanmıştır. Bağlanan bu aylıkların yeniden dosya bazında kontrol edilmesi İl Müdürlüklerinden istenmiştir. Bu şekilde tespit edilen hatalı ödemeler ve borçlar ilgili sigortalıya bildirilerek, bu borçlarını bir ay içinde ödemeleri istenmektedir. Bu süre zarfında yapılan ödemeler için gecikme faizi alınmaması yönünde talimat verilmiştir. Adı geçen şahıs da ödemeleri süresi içinde yapmış, yaşlılık aylığı da 01.04.2004 tarihi itibariyle bağlanmıştır." > Tel: 0 212 454 38 22 Fax: 0 212 454 31 00

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.