Bugün Türkiyemiz'de yaşanan kriz bütün toplumu etkilemektedir. Ancak, özellikle dövizle ödemesi olan kişiler çok zor duruma düşmüşlerdir. Dövizle ödeme işlemleri birçok yerde haksız kazanca neden olmaktadır. Örneğin özel üniversitelerin ödeme sistemleri, kendi arzu ettikleri şekilde, hazır sözleşmeleri önümüze koyarak, başka çaremiz olmadığı için kabul etme mecburiyetinde bırakmışlardır. Hukuki yönden de kendilerini sağlama almışlardır. Ama öbür taraftan, vicdan muhasebesi yok mudur? Benim oğlum "Beykent" üniversitesinde okumaktadır. Çok zengin olduğumdan dolayı değil, "okusun da hem kendine, hem de devletine, milletine hayırlı olsun" düşüncesiyle okutuyorum. Tüm imkanlarımı kullanarak onları okutmaya çaba gösteriyorum. Ama bu kriz bizleri öyle duruma soktu ki nefes alacak halimiz kalmadı. Krizden önce bir İngiliz Sterlini 989 bin TL. iken, şimdi bir Sterlin bir milyon 420 bin TL. seviyesindedir. Ödemeyi bu kur üzerinden yaptık. Başka bir deyişle durduk yerde %44 artış oldu. Diğer artışlara baktığımızda, %20 ile %25 cıvarında oldukları görülür. Bu durum karşısında üniversite mütevelli heyeti başkanına konuyu izah ettim. Diğer özel üniversitelerde %25 indirim yapıldığını söyledim. Ancak, Sayın Başkan, bu krizden kendilerinin de aynı şekilde etkilendiklerini söyleyerek, tüm personele İngiliz Sterlini olarak maaş ödediklerini söyledi. Oysa yaptığım araştırmada sadece öğretim görevlilerinin ve birkaç üst yönetim görevlisinin Sterlin olarak maaş aldığını, geri kalanların Türk Lirası olarak maaş aldığını tespit ettim. Şundan anlaşılıyor ki, herkes fırsat kolluyor. Yeter ki fırsat ellerine geçsin. Biz veliler olarak evlatlarımızı okutmak için fedakarlık yapacağız, hak neyi gerektiriyorsa onu yapalım, mağduriyet tek taraflı olmasın... ¥ Dr. A. Kerim Telafarlı - İSTANBUL Buyrun "Kurtuluş Savaşı"na "Savaş" buz gibi soğuk bir kelime. Allah o duruma düşürmesin. Savaşların bir milletin canından aziz bildiği vatanını korumak veya kurtarmak için yapıldığını biliyordum. Bir de yaşamak için yapılan, ekmek kavgası için verilen bir savaş. Son günlerde moda olan savaş hangisi acaba? Eğer vatan içinse, buna eskiden genç, ihtiyar, kadın, çocuk demeden herkes katılmış ve binlerce şehit verilmiş, binlerce kişi gazi olmuş. Fakat bütün halk üzerine düşeni yapmış. Şimdi bakıyorum da, sanki sorumlu onlarmış gibi, aylardır siftah etmeyen esnaf; aldığı maaş bir anda %40 oranında eriyen memur, işçi, emekli, fakir fukara ön saflara itiliyor. Bakıyorum bütün önlem paketleri bu grupların üzerinde. Peki bütün suç bu insanların mı? TGRT FM'de bayramın birinci günü, parası olmadığı için evladından utanan bir babanın dramını dinlemişler mi? O insanın çaresizliğinden, bayram günü ciğerleri yanmış mı? Türkiye Gazetesi'nde insanların dertlerini okuyup da, hâlâ içlerinde birşeyler kıpırdamayan birileri bir savaş ilan edip, insanları da "haydi savaşa" diye öne sürmesinler. Bu halk savaş için silahını zaten hazırladı. O silah da sizin en çok korktuğunuz "oy" silahı. Zamanı gelince nasıl kullanacaklarının hesabını yapıyorlar... ¥ Ostim'de bir esnaf - ANKARA Doğrular ortaya konsun "Hakikat, yalanlar kaybolduğunda geride kalandır" diyor İsveç'li şair. Hakikatlere ne zaman döneceğiz? Ülke gerçekleri apaçık ortada, kime güveneceğimizi şaşırdık... Irak ile Kıbrıs'ı bile karıştıranlar var. Doğruları, sadece doğruları ortaya koymalıyız. Tükenmez umudumuzu ALLAH tüketmez, inşallah. Gençleri görmeyen gözler, gelecek umudundan mahrum değil midir? ¥ Mehmet Ceylan - Mut - İÇEL 80 bin çiftçiye haciz işlemleri başladı Manisamız'da 80 bin çiftçi "Tarım Kredi"ye olan borçları için şu anda icralık durumdalar. Haciz işlemlerine başladılar. Paranın olmadığı bir dönemde haciz işlemleri sebebiyle borçlar daha da katlandı. Şu kriz döneminde devlet büyüklerimizden ricamız, haciz işlemlerini lütfen durdurunuz. Çiftçiye sahip çıkarak Tarım Kredi'nin haciz işlemlerini (geçici de olsa ) durduracağınıza inanıyoruz... ¥ Hacze uğrayan çiftçiler - MANİSA